Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Türkiye Suriye'de yeni bir askeri harekâta mı hazırlanıyor?

Gazete Durum Günce

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan haziran ayında Kobani (Ayn al-Arab), Tel Rıfat ve Menbiç gibi bölgelerde PKK’nın kolu olan Suriye Demokratik Partisi'ne (SDG) yönelik bir askeri harekâtın planlandığını açıkladı. Rusya, İran ve Batı'nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapacağı askeri harekata karşı çıkmasıyla harekat askıya alındı. Taksim, İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım Pazar günü bombalı terör eyleminin sonucunda altı kişi hayatını kaybetti, 81 kişi ise yaralandı. Terör eylemi; Erdoğan’ın, haziran ayında yaptığı açıklamaları tekrar gündeme taşırken harekât hakkında spekülasyonlara neden oldu. 

Güvenlik kaynakları tarafından yapılan açıklamaya göre; saldırının birinci dereceden faili PKK ve YPG. Fakat PKK, tarihsel kanıtlara rağmen sivilleri hedef almayacağını ve almadığını iddia ederek saldırıyı üstlenmedi. HDP üst perdeden saldırıyı kınadı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul saldırısının faili olarak PKK’yı işaret etmesi ve saldırının intikamının alınacağını söylemesi Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri harekât olasılığını artırıyor.

FETÖ terör örgütü tarafından 2016 yılında gerçekleştirilen başarısız darbe girişimi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri terörle mücadele kapsamında Suriye’ye üç askeri harekât başlattı. Silahlı Kuvvetler bölgelerini teröristlerden temizlemek için şu anda zaten Suriye’de görevinin başında. Buna rağmen Suriye’ye yönelik yeni bir askeri harekât söylemi TSK’nın bölgedeki gayretlerinin içini boşaltmakta kalmıyor, etkinliğinin de sorgulanmasına neden oluyor. Bu ve buna benzer sorgulamalar, terör saldırılarının seçmen davranışlarını etkilemek için yapıldığına yönelik eleştiriler ile birleşince 7 Haziran 2015’de yapılan seçimlere yönelik kaygıların yeniden tartışılması kaçınılmaz oluyor.

Amerika, Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) IŞİD terör örgütüne karşı verilen mücadeleyi gerekçe göstererek destekliyor. SDG’nin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı Suriye Ordusu ile iş birliği yapmaktan çekinmeyeceği söylenebilir. İran ise Türkiye’nin PKK’dan arındıracağı bölgeyi Amerikan ordusunun dolduracağı endişesi nedeniyle harekâta karşı çıkabilir. Moskova harekât için Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı işaret ediyor. 12 Ağustos'ta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad arasında yapılan istikrar arttırıcı görüşmelerin İstiklal Caddesi’ndeki bomba ile yara aldığı söylenebilir. Buna rağmen Erdoğan’ın, G-20 Zirvesi sonrası Suriye ile seçimlerden sonra ilişkilerin yeniden normalleşebileceğine yönelik açıklamaları, dış politikada "Katil Esad" söyleminden vazgeçildiğini gösteriyor. Bu politika değişikliği Ankara’da istihbarat şefleri arasında müzakere edilmiş olmalı.

Beşar Esad'ın; İdlib, Deyrizor-Hasake, Halep-Lazkiye M4 ticaret yolu ile Avrupa ve ABD yaptırımlarına Türkiye'nin verdiği desteği kesmesi gibi konularda talepleri karşılanırsa Ankara-Şam ilişkilerinde değişiklikler görülebilir. Her ne kadar sahada rejim dışında; ABD, Rusya, İran ve muhaliflerin farklı çıkarları olsa da Türk Ordusu her zaman Kuzey Suriye'de harekât başlatacak kapasiteye sahip, güçlü bir ordudur.

PKK destekçileri, Ankara'yı uzun zamandır Ayn-el Arap'a (Kobani) yapmayı planladığı askeri harekât için İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısını kullanacağına yönelik propaganda faaliyetlerine başladılar. Bu nedenle İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı üzerindeki şüpheler ortadan kaldırılmadıkça, güvenlik kaynakları ve kamuoyu ortak paydada buluşmadıkça güvenlik güçlerinin onurlu mücadelesi ve kazanımları erozyona uğrayacaktır. Bu nedenle terörle mücadelenin siyaset için kullanılmamasına özen gösterilmelidir. ABD’nin; PKK ve YPG ile kurduğu ortaklığın başladığı yer olan Kobani terörden arındırılmadan Fırat Kalkanı ile Barış Pınarı bölgesindeki güçler birleştirilemez. Siyasetten uzak güvenlik kaygılarının ön planda tutulduğu gereklilikler açıklanarak, kamuoyu aydınlatılarak bu konudaki kafa karışıklığı giderilmelidir. 

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, jeopolitik dengeleri değiştirdi. Amerika, Rusya, İran ve Türkiye; Suriye’de ortak düşmanın kim olduğu konusunda ortak paydada buluşamasa da savaş alanında yaşanan değişiklikler müzakere masasında şartları değiştirmeye devam ediyor.

Amerika, Türkiye’nin güvenli bölge planına ve askeri harekâtına İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınması şartıyla yeşil ışık yakabilir. Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye olan ihtiyacı her geçen gün artıyor. Bu durum Erdoğan’ın elini Suriye’de güçlendiriyor. Tahran Zirvesi’nde İran ile Amerika’yı bölgede istemediğini açıklayan Erdoğan, İran’ı uzlaşma masasına çekmiş görünüyor. İran’da yaşanan iç karışıklıklar Tahran’ı bu konuda Ankara ile uzlaşma masasına oturmaya zorluyor.

Sonuç olarak; Erdoğan dış dünyada tahıl ve enerji koridoru gibi konularda arabulucu konumu ile kazandığı itibarı iç politikada da kazanmak istiyor.

Eski DTP Eş Başkanı Aysel Tuğluk’un sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakılması, Kobani Davası’nda verilen iki tahliye kararı ve Selahattin Demirtaş’ın babasını görmeye götürülmesi, Aslı Baykal’ın açıklamaları, Ahmet Kaya’nın mezarının taşınması konusunda yapılan açıklamalar, Erdoğan’ın HDP seçmeni ile barışmaya çalıştığını gösteriyor. Buna karşılık yükselen milliyetçi duyguları kabartmak, Suriyeli mültecilere karşı oluşan öfkeyi dizginlemek, bir milyon Suriyeliye alan açmak, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi makro ekonomik sorunların üzerini örtmek, kendi tabanını konsolide etmek gibi nedenlerle Erdoğan; Irak’ta, PKK’ya yönelik yapılan sınır ötesi harekatın tamamlanmasının ardından Suriye’ye "Bir gece ansızın gelebiliriz" diyebilir diye düşünürken, TSK; Kobani (Ayn al-Arab), Tel Rıfat ve Menbiç gibi bölgelere hava harekatı başlattı. Fakat erken seçimin startını MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den önce Kobani'ye yapılacak kara harekatı verecektir.