6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

SARAY'IN ETRAFINDAKİ “RÜŞVET VE YOLSUZLUKLAR“ ÇEMBERİ-1

Nur Batur

Saray'ın etrafındaki “rüşvet ve yolsuzluklar” çemberi daralmaya başladı artık...

Sedat Peker’in son açıklamalarıyla patlayan skandallar zincirinde henüz buzdağının üstünü görüyoruz...

Günlerdir, Türkiye’yi sarsan olaylardan sonra ilk kurban Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Yüksek Kurulu Üyesi Korkmaz Karaca oldu.

Ardından AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olan Erdoğan’ın danışmanı Serkan Taranoğlu’nun istifası geldi...

Başrol oyuncusu ise “türban” özgürlüğünü savunarak AKP milletvekili olan Zehra Taşkesenlioğlu!

Üç dönemdir milletvekili olan Zehra Hanım’la birlikte başrolde daha kimler mi var?

Kardeşi Eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve kocası Prof. Dr. Ünsal Ban da sahnede...

Bunlar sadece ortalığa saçılan isimler...

Liste o kadar uzun ki...


AYAKKABI KUTULARINDA SAKLANAN MİLYONLAR...

Aslında her şey 17/25 Aralık 2013’te ayakkabı kutularında saklanan milyonlarca euro ortalığa saçılınca başlamadı mı?

Pandora’nın kutusunun 9 yıl önce açıldığını zannetmiştik...

Ama öyle olmadı...

AKP ve yandaşları, bunun Gülen Cemaati’nin Erdoğan’ı devirmek için tezgahladığını savundular.

Sadece 3 bakan istifa etmek zorunda kaldı.

Ancak Yüce Divan'da yargılanmadılar.

Aksine, Erdoğan’ın en yakınında olan bir bakan, büyükelçi olarak atanıp ödüllendirildi.

Böylece, 17/25 Aralık dosyası tozlu raflara kaldırıldı.


RUS UÇAĞI TÜRKİYE’YE KAÇAK PETROL TAŞIYAN TANKERLERİN FOTOĞRAFLARINI MI ÇEKİYORDU?

Sonra Türkiye’yi sarsan daha da büyük kriz patladı.

24 Kasım 2015’te Türk jetleri, Rus Suhoy Su-24 tipi uçağı sınır ihlali gerekçesiyle düşürdü.

Olaydan 8 gün sonra, 2 Aralık 2015’te Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Anatoly Antonov, kameraların karşısına geçti...

Suriye’den Türkiye’ye kaçak petrol taşıyan tankerlerin uydu görüntülerini dünyaya açıkladı.

Antonov, "Elimizdeki bilgilere göre, ülkenin en üst düzey siyasi liderliği, Erdoğan ve ailesi, bu suç faaliyetine karışmış durumda" dedi.


KAÇAK PETROLÜ KİMLER TÜRKİYE’YE TAŞIDI?

Rusya’nın resmi haber ajansı Sputnik de Rusya Savunma Bakanlığı'nın açıklamasını yayınladı.

Açıklama şöyleydi:

"IŞİD kontrolündeki bölgelerden Türkiye’ye yapılan petrol ticaretinin üç ana güzergahını belirledik. Suriye ve Irak’taki yasal sahiplerden çalınan bu petrollerin ana tüketicisi, Türkiye’dir."

"Verilere göre bu yasa dışı ticarete Türkiye’nin üst düzey siyasi yönetim kadrosu karışmıştır. Erdoğan ve ailesinin, Suriye'de IŞİD'in elinde olan petrol yataklarından yapılan yasa dışı petrol sevkıyatlarıyla doğrudan ilişkisi var."

"Bölgede komşu ülkelerden petrol çalan Türk elitleri ve çetelerden oluşan ortak bir ekip çalışıyor. Binlerce tankerden endüstriyel nitelikte çok büyük boyutta petrol, boru hatlarıyla Türkiye’ye ulaştırılıyor."

"IŞİD'in kontrolündeki bölgelerden Türkiye'ye sokulan petrolün bir bölümü iç pazara sunuluyor. Petrolün bir bölümü de gemilere yüklenip işlenmek üzere Türkiye sınırları dışına çıkarılıyor."

Aslında iddiaları ilk ortaya atan Rusya lideri Vladimir Putin’di.

O zaman, Erdoğan, "Bu iddialar kanıtlanırsa ben bu makamda durmam" demişti...

Ve Putin'e seslenerek, "Aksi halde sen o makamda durur musun?" diye sormuştu.


S-400’LERİ NEDEN ALDIK?

Sonra neler mi oldu?

Bir süre sonra Erdoğan Putin’le el sıkışıp, S-400 füzelerini aldı.

Türkiye, Rusya’ya 2,5 milyar dolar ödedi...

Rus uçağının düşürülmesiyle başlayan, Rusya’dan S-400’leri almasıyla büyüyen krizler zincirini de yıllarca tartıştık...

ABD’nin Türkiye’yi nasıl F-35 savaş uçakları projesinden çıkardığını, 2,5 milyar dolar ödediğimiz uçağımızı bile vermediğini, Türk savunma sanayiine nasıl ambargo koyduğunu!

Ve S-400’leri nasıl hangarlara kaldırdığımızı!

Petrol kaçakçılığı da sürekli yaratılan krizlerle unutturuldu.


15 TEMMUZ GECESİ MİLİTANLARA SİLAH DAĞITILDI MI?

Ta ki 2 Mayıs 2021’de Türkiye’den kaçan Sedat Peker videolarını yayınlamaya başlayıncaya kadar...

Başlangıçta Peker’in hedefinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu vardı...

Peker 12 video yayınladı..

Neler neler döküldü ortalığa!

Colombia’dan tankerlerle Mersin’e taşınan uyuşturucular!

İddiaların odağında, Erdoğan’ın en yakın adamı Binali Yıldırım’ın oğlu vardı...

Sonra İŞİD’e silah satıldığı, AKP’ye yakın bazı iş adamlarının Halep’ten söktükleri fabrikaları Türkiye’ye taşıdığını bile söyledi.

Herkes, “Yok mu cesur bir Cumhuriyet savcısı?" diye seslendi.

Cesur savcılar vardı ama ya yasalarla elleri kolları bağlanmıştı ya da yerlerine getirilenler zaten ses çıkartmadı.


SOKAKTA DAĞITILAN SİLAHLARA NE OLDU?

Peker, 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde, sokağa çıkan AKP’lilere silah dağıtıldığını bile anlattı.

Gözler uluslararası alanda askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi hizmetler sunduğunu savunan SADAT’a çevrildi...

SADAT, irticai faaliyetleri yüzünden TSK’den ayrılan Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu bir şirketti...

Daha da ilginci, Erdoğan’ın,15 Temmuz’dan sonra Tanrıverdi’yi savunma danışmanı yapması oldu...

Olay patlayınca, Erdoğan, aynı masada oturduğu Tanrıverdi’yi tanımadığını savundu...

Tanrıverdi de danışmanlıktan istifa edince, bir skandal dosyası daha tozlu raflara kaldırıldı.


ERDOĞAN HEDEFE NASIL OTURTULDU?

Aslında Peker, Türkiye’den kaçtıktan sonra açıklamalar yapmaya başladığı zaman Erdoğan’a dokunmamaya özen göstermişti.

Hedefinde sadece İçişleri Bakanı Soylu vardı.

Videoları, yerleştiği Abu Dabi’den yayınlıyordu.

Sonra susmak zorunda kaldı.

Ve Peker, aylar sonra yeniden bombardımana başladı.

Hem de Erdoğan’ın bir süre önce barıştığı, Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın haberi olmadan kuş bile uçmayan Birleşik Arap Emirliklerinden!

Artık hedefte Cumhurbaşkanı’nın en yakın danışmanları var.

Yani artık Cumhurbaşkanı’nın etrafındaki çember daralmaya başladı.

Türkiye’nin dış ilişkilerini de ilgilendiren “rüşvet ve yolsuzluk” olaylarında henüz büyük fotoğrafı göremiyoruz.

Görebilmek için başrol oyuncularını yakından tanımak gerekiyor...

Sis perdesini kaldırmaya devam edeceğim.

Pandora’nun kutusu öyle açıldı ki kimsenin kapatmaya gücü yetmeyecek artık…