"Çağ dışı bir ahlak anlayışı"
Oğluna Icardi'nin adını verdi
Oğluna Icardi'nin adını verdi
Volkan Demirel'in acı günü
Volkan Demirel'in acı günü
Asena yıllar sonra Bodrum'da
Asena yıllar sonra Bodrum'da
123456789
"Çağ dışı bir ahlak anlayışı"
Oğluna Icardi'nin adını verdi
Oğluna Icardi'nin adını verdi
Volkan Demirel'in acı günü
Volkan Demirel'in acı günü
Asena yıllar sonra Bodrum'da
Asena yıllar sonra Bodrum'da
123456789

NURAY BAŞARAN YAZDI: SAVAŞ

Nuray Başaran

NURAY BAŞARAN YAZDI: SAVAŞ

The Economist’in Haziran sayısı kırmızı renkli ‘WAR’ (SAVAŞ) kapağı ile çıktı.

Ancak A ile R’nin ayağı beyaz , diğer harfler siyah yapılarak A harfinin orta

çizgisine de (and) yani (ve) yazarak aslında (AI) yapay zekanın savaşlara etkisine

ve ilişkisine de dikkat çekti.

Aslında her yıl gelecek şifreleri veren derginin yılbaşı kapağı da geleceğe dair 10

önemli başlıkla açıklanmıştı.

Ancak çok üzerinde durulmayan, derginin ilk kadın genel yayın yönetmeni

unvanını taşıyan Zanny Minton Beddoes imzalı analizdi.

Bu analizde, 2024'te birçok ülkede yapılacak seçimlere dikkat çekilirken, ''70ten

fazla ülkede 2 milyara yakın insan sandık başına gidecek. Oylar İngiltere'den

Bangladeş'e, Hindistan'dan Endonezya'ya kadar kullanılacak. Ancak

demokrasi için muzaffer bir yıl olması gerektiği gibi görünen şey tam tersi

olacak.'' denilmişti.

Değerlendirmede özellikle Amerika’da yapılacak seçimlere dikkat çekilmişti.

Dergide, Amerika'daki başkanlık seçimlerinin zehirli ve kutuplaştırıcı olacağı

belirtilirken küresel siyasetin üzerine gölge düşüreceği de iddia edilmişti.

Ukrayna'dan Orta Doğu'ya uzanan ateş çemberinde Amerika'nın rolüne vurgu

yapılan yazıda, Amerika’nın küresel alandaki liderliğinin tehlikede olduğu ifade

edilerek, ''Sinir bozucu ve tehlikeli bir yıl olacak.'' ifadelerine yer verilmişti…

Ve ABD seçimlerine 5 kala BİDEN ve TRUMP’ın ABD seçmeninin karşısına çıktığı

ilk TV programının sonrasında ABD’de daha şimdiden ‘Biden çekilsin’ sesleri

yükseliyor. Ama bu talep açıkça dillendirilirken, alternatifi Trump’ın durumu da

ne yazık ki Biden’dan daha iyi değil.

Her iki lider de , (Biden ve Trump da) Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 3.

Dünya Savaşının kapıda olduğu ilanını katıldıkları TV programında tekrarlarken;

bu seçimlerde kimin kazanacağı 3. Dünya Savaşı’nı nasıl etkileyeceği noktası

kuşkusuz en önemli detaylardan .

Aslında uzun zamandır devam eden 3. Dünya Savaşı olası senaryolarının, dünya

liderlerinin nasıl pozisyon alacağı noktasına bağlı olarak şekil alacağı da artık

herkesin bildiği bir gerçek.

İşte tam da bu noktada öyle acı bir gerçeğimiz var ki:

Bugün dünyayı yöneten etkin liderlerin tümü 70 yaşın üstünde…

Zaten ABD’de de kritik seçim öncesi çıktıkları TV programında - bu nedenle - her

iki liderin de Amerikan seçmeni tarafından vize alamadığı konuşuluyor. Ve

adaylıkları tartışılıyor!

Amerikan halkı ileri yaştaki iki liderin akli melekelerini tartışırken; ülke yönetimi

ve dünyayı yönetme noktasında ne yazık ki bir yaş sınırı yok. Ve yaşlanan

dünyamızı bir ‘yaşlı’ lider ordusu yönetiyor!

(Bizim yasalarımıza göre 65 yaş üstü devlet memuru olamıyor. Tapudaki

herhangi bir satış yapma durumunda da, tam teşekküllü hastaneden sağlık

raporu isteniyor. Ancak siyasette bizde de yaş sınırı bulunmuyor.)

Bu arada hatırlatmak gerekirse; Biden 82 yaşında! Trump 78 yaşında! Putin 72

yaşında! Netenyahu ise 75 yaşında!

Ve bu liderler, bugün aldıkları kararlar ile dünyanın kaderine hükmediyor!

Umarız bu ‘yaşlı’ lider ordusu, gençlere ve geleceğe savaşsız bir gelecek bırakır

temennisinde bulunurken; Economist’in Haziran sayısında artık savaşları yapay

zekanın nasıl yönettiğine ve yöneteceğine dikkat çekilerek , sanki ‘yaşlı

liderlerin yaşlarının önemi yok ‘ dedirten cinsten açıklamalar var.

Zira; Haziran sayısı Yapay zeka ve savaşın yeni yüzü'nü kapağına taşıyan The

Economist'e göre 'yapay zeka savaşların karakterini dönüştürecek'

Bugüne kadar bilgisayarların savaşlarda küçük roller üstlendiğini belirten The

Economist, yapay zekanın bu küçük rolleri devralarak çok daha büyük ve önemli

bir hale geleceğini vurguluyor. Askeri dünyayı yapay zeka akınına hazırlanmaya

çağıran dergi; Yapay zeka, savaşın karakterini değiştirdiği kadar istikrarını da

bozabilir; ifadesiyle dikkat çekiyor.

Günümüz savaşlarında yapay zekanın bu kadar hızlı ilerlemesinin nedenlerini

araştıran The Economist, Ukrayna Savaşı'na özellikle dikkat çekiyor. Ve küçük ve ucuz çiplerin, Rus ve Ukrayna insansız hava araçlarını hedeflerine

yönlendirdiğini ve bu teknolojiyi genişlettiğine dikkat çekiyor.

Nesne tanıma ve problem çözme yeteneklerindeki ilerlemelerin yanı sıra, ABD

ve Çin arasındaki yapay zeka rekabetinin de bu hızlı gelişimin arkasındaki

önemli faktörler olduğunu söylüyor.

''Ölüm makinelerine'' dönüşen insansız hava araçları, insanüstü hızda veri

işleyerek binlerce uydu görüntüsünden tankları ayıklayabiliyor; ışık, ısı, ses ve

radyo dalgalarını yorumlayarak sahte ile gerçeği ayırt edebiliyor.

The Economist, askeri yapay zeka teknolojisinin, askeri görevlilerin savaşları

düzenlemek için kullandıkları komuta ve kontrolde de devrim yarattığını

belirtiyor.

Yapay zeka destekli savaş teknolojilerinin yaygınlaşması, gelecekteki savaşların

karakterini köklü bir şekilde değiştirebilir diyor.

Uzmanlar ise, AI'nin savaş alanında kullanımı konusunda dikkatli ve sorumlu

olunması gerektiğini vurguluyor. ‘Teknolojinin getirdiği avantajları en iyi şekilde

kullanırken, potansiyel riskleri de minimize etmek için gerekli önlemlerin

alınması gerekiyor.’ Uyarısında bulunuyor.

Görünen o ki, teknoloji de savaş da non-stop ilerliyor!

Peki Türkiye ne yapacak?

Milli Savunma Bakanlığımız ilk açıklamayı yaptı:

Her şarta hazırız!

Peki şartlar ne? Aslında kim kiminle el ele ya da karşı karşıya?

Bu sorulara bir sonraki yazıda cevap arayacağız...