Şehir efsaneleri ve gerçekler
Geçtiğimiz hafta imzalanışının 99. yılını idrak ettiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu antlaşması Lozan, bugün Türkiye’de en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Lozan ile ilgili pek çok konu adeta “şehir efsanesi” haline getirilmiş, bilen bilmeyen herkes bu konuda konuşmaya, yazmaya başlamıştır. Bunların bazıları bilgisizlikten kaynaklanıyor olsa da çoğu bilinçli yürütülen bir algı operasyonunun parçasıdır. Lozan’ı tartışmaya açmak demek, onun uluslararası hukuka göre bağımsızlığını tescillediği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş ve beka (varoluş) esaslarını tartışmaya açmak demektir.
“Lozan, yüz yıllık süresi olan bir antlaşma imiş, 2023’te bitecekmiş, gizli maddeleri varmış, Halifeliği kaldırma sözü verilerek imzalanmış, adalar, Mısır, Sudan, Kıbrıs ve dahi pek çok Osmanlı toprağı Lozan’da satılmış, madenlerimizi çıkarmamız engellenmiş vs. vs…” İnsanda biraz utanma duygusu, biraz da okuduğunu anlama becerisi olur! Bu aslı astarı olmayan yalanları duyanlar öncelikle muhataplarına, “Lozan bir gizli antlaşma mı?” Sorusunu sormalılar. Kaldı ki konferansın görüşme tutanakları, antlaşmanın metni ve ekleri yayınlanmış kamuoyunun bilgisi dahilindedir.
Baş delege İsmet İnönü’nün, başında Hüseyin Rauf Orbay’ın bulunduğu Ankara Hükümeti ile ve TBMM Başkanı Mustafa Kemal Atatürk ile yazışmaları (telgrafları) da yayınlanmıştır. Lozan’a katılan, görüşmeleri takip eden delegeler ve gazetecilerin neredeyse tamamı anılarını ve izlenimlerini yayınlamışlardır. Aynı durum masanın öbür tarafında oturan Avrupalı muhataplarımız için de geçerlidir.
Bakalım 2023 Temmuz'u geldiğinde bütün bu kuyruklu yalanların sahipleri nereye kaçacaklar? Bir yıl kaldı, hep beraber göreceğiz.
Hilal ve Haç’ın kavgası
Lozan ile ilgili bir kitabımıza, “Bin Yıllık Hesaplaşma” alt başlığını koyduk. Kimilerine bu garip gelebilir. Fakat tarihsel süreç incelendiğinde ve Lozan bu tarihsel süreç içinde değerlendirildiğinde gerçek budur. Lozan’da sadece Birinci Dünya Savaşı’nın değil, Türk Milleti’nin batıya yürüyüşünün, “Şark Meselesi” bağlamında hesabı görülmek istenmiştir. Sevr dayatmasını Milli Mücadele sayesinde elimizin tersiyle itmemize rağmen önümüze ağır bir “hesap” (fatura) konulmuştur. Onun için Lozan, “Bin Yıllık Hesaplaşma”dır.
Onun için, Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi’ne “Rum Sındığı Meydan Muharebesi” demiştir.
Onun için, 10 Eylül 1922 günü sevinç gösterileri içinde İzmir’e giren Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, işgalcilerin Anadolu’dan çıkartılmasını, “Şark Meselesi’nin çözüme ulaştırılması” olarak değerlendirmiştir.
Onun için, Lozan’daki kavga “Hilal ile Haç”ın kavgasıdır. Büyük Atatürk ve arkadaşlarının sayesinde Lozan’da Hilal, Haç’ın karşısında eğilmemiştir. Lozan sonrasında Anadolu’da yeni bir bağımsız Türk devleti vücut bulacaktır. Bu devletin Misak-ı Milli ile belirlenen temel esasları Lozan’da tescillenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, tam bağımsız, üniter/ulus devlet ve laik, demokratik cumhuriyet olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır.
Kurucu kahraman ne diyor?
Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923’te konferansın gerçekleştirildiği İsviçre’nin Lozan şehrinde tarafların yetkili delegelerince imza edilmiş, antlaşma şartlarına göre taraf olan her ülkenin parlamentolarında onaylanarak yürürlüğe girmiştir. TBMM, antlaşmayı imza tarihinden bir ay sonra, 24 Ağustos 1923’te onaylamıştır. Atatürk, Nutuk’ta Lozan antlaşmasına geniş bir yer ayırmış, Lozan’ın kararlarını kendisinden önceki üç antlaşma/barış teklifi şartları ile karşılaştırmalı bir şekilde vermiştir. (M. K. Atatürk, Nutuk, 1919-1927, Bugünkü Dille Yayına Hazırlayan: Prof. Dr. Z. Korkmaz, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara, 1995, s. 506-518.).
12 ana başlık altında madde madde yapılan bu karşılaştırmanın sonunda Atatürk, Lozan Antlaşması için “Siyasi bir zaferdir” tespitini yapmıştır:
“Saygı değer Efendiler, Lozan Barış Antlaşması’ndaki hükümleri öteki barış teklifleriyle daha fazla karşılaştırmanın yersiz olduğu düşüncesindeyim. Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevres Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!”
Başarı ve başarısızlık karnesi
Misak-ı Milli hedefleri bakımından Lozan’da tarafların gerçekleştirdikleri veya gerçekleştiremedikleri meseleler bakımından matematiksel bir çalışma yapılmıştır (A. U. Özdemir, “Lozan’da Başarıyı Ölçmek-Konular Bazında Bir Değerlendirme”, Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 53 (Lozan Antlaşması Özel Sayısı), Ankara, 2013, s. 155-200.). Sayın Sinan Meydan, Ali Ulvi Özdemir’in bu çalışmasından hareketle şöyle bir sonuca ulaşmaktadır:
“Türkiye: Başarı (17 Madde) – Başarısızlık (11 Madde) = +6 Başarı.
“Müttefikler: Başarı (11 Madde) + Başarısızlık (17 Madde) = -6 Başarısızlık.” (S. Meydan, Yalanlara, Çarpıtmalara, İftiralara Panzehir, Gerçeğe Çağrı, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2015, s. 478.)
Evet, Türkiye açısından Lozan, büyük bir başarıdır. Elbette, Misak-ı Milli hedefleri açısından Lozan’da gerçekleştiremediğimiz konular vardır. Fakat Türk milleti o hedeflerinden vazgeçmiş değildir. Nitekim “Boğazlar” konusu ve “Hatay” meselesi Atatürk ve arkadaşları tarafından sonraki süreçte lehimize çözülmüştür. Musul, Deyr-i Zor, Halep, Batum, Adalar gibi bazı meseleler ise bugünkü ve yarınki Türk çocuklarının vatan sevgilerine emanettir.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply