Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

KÜRTLERİ İKİ KOLDAN "İKNA" STRATEJİSİ

Bahadır Selim Dilek

Türkiye, hem içeride hem dışarıda yoğun bir gündemle seçime gidiyor.

Bugün içinde bulunduğumuz ahval ve şerait gösteriyor ki, 20 yıldır iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi için önümüzdeki seçimler çantada keklik değil.

Ülke ağır bir ekonomik kriz içinde, gelir dağılımı dehşet verecek düzeyde bozulmuş durumda, toplumsal kutuplaşmanın ülkede yarattığı kırılganlık neredeyse ulusal güvenliği tehdit ediyor.

Siyasi algoritması sadece seçim kazanmaya yönelik olan Cumhurbaşkanı Erdoğan için ortada iyimser bir tablo yok.

Kamuoyu araştırmaları, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin çekirdek oylarını koruduğunu ancak bu aşamada Cumhur İttifakının iktidara çok da yakın olmadığını gösteriyor.

Oylarını kayda değer biçimde arttırma başarısı gösteremeyen muhalefet ise kritik eşikte duruyor.

Belli ki Kürt oyları önümüzdeki seçimde belirleyici olacak!

Bunun altını kalın kalemle çizmek gerekiyor.

Erdoğan da bunun farkında.

2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan, Güneydoğu'daki oyların neredeyse yarısını almıştı. Kürt seçmenin yüzde 49.1'inin oyunu Erdoğan'a vermiş, Selahaddin Demirtaş ise yüzde 35'te kalmıştı.

Hafızamızı tazelemek adına, Erdoğan'ın bu oy oranını, Temmuz 2015-27 Mart 2016 tarihleri arasında Güneydoğu'da yapılan ve tam 265 gün süren Hendek operasyonlarının sonrasında yakalamış olduğuna işaret edelim.

Bu süreçte bölgede 3 bin 583 örgüt üyesi, 355 güvenlik görevlisi ile aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin de yer aldığı 285 sivil yaşamını yitirmişti.

Birleşmiş Milletler, bölgede yaşayanların tanıklıkları ile uydu görüntülerini dayanak yaparak hazırladığı raporunda bölgedeki 30'dan fazla şehirde "ağır silahlarla meskun mahallerin büyük yıkıma uğratıldığı" belirtilmiş, çoğunluğu Kürtlerden oluşan 500 bine yakın kişinin de operasyonlar nedeniyle evlerinden edildiği dile getirilmişti.

Ez cümle, bu operasyonlarla Güneydoğu ağır hasar almıştı.

Ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminde, siyasi analistlerin ve konusunun uzmanlarının tahminleri tutmadı; Kürtler, bu operasyonların siyasi faturasını Erdoğan'a çıkarmadı!

Aksine, kendisini iktidara getirecek ölçüde destek verdiler. Erdoğan, Güneydoğu'da neredeyse iki kişiden birinin oyunu aldı.

Ancak bugün tablo önemli ölçüde farklılaşmış durumda.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in dile getirdiği gibi, muhafazakar Kürt oyları bugün havada duruyor! Herhangi bir isme ya da partiye yönelmiş değil.

Kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki, ekonomik krizin en ağır biçimde vurduğu Güneydoğu'da hem Erdoğan hem de Adalet ve Kalkınma Partisi bu süreçte beklediği desteği yakalayamadı.

Bir başka deyişle, güvenlik operasyonlarının değiştiremediği Kürt seçmenin siyasi tercihini, ağır ekonomik kriz önemli ölçüde etkilemiş görünüyor.

Erdoğan, Kürt seçmenin oyunu alamadığı zaman seçimi kazanamayacağını biliyor!

İşte bu nedenle, iki koldan “ikna operasyonu” başlatmış!

Buna, ittifakın küçük ortağı MHP nedeniyle uzaklaşmaya başlayan Kürt siyasetinin önde gelenlerine yeni bir “kanal açma” çabası da diyebiliriz.

Gelin bu cümlenin ardından kulislere kulak kabartalım.

Partinin Kürt politikasına müzahir olmasıyla öne çıkan bir ismi, genel merkeze davet ettiği bazı önemli Kürt kanı önderlerini, Erdoğan'ı desteklemeleri için ikna etmeye çalışıyormuş!

Sızan bilgilere göre, Kürtleri, ikna operasyonu sadece genel merkezde yürütülmüyor.

Biri doğrudan Kürt siyasetinin içinden diğeri de iktidar medyasından bir isim, Erdoğan tarafından görevlendirilmiş durumda!

Ankara'da kurdukları bir ofiste herhangi bir nedenden ötürü genel merkeze gelmek istemeyen Kürt siyasetçilerle, kanı önderleri ile masa'ya oturuyor uzun uzun Erdoğan'a desteğin kesilmemesini istiyorlar.

İkna ekibindeki siyasetçi ve gazetecinin isimleri bizde saklı kalsın ama, gazetecinin Kürt meselesinde Erdoğan ve ekibine yol gösteren yazıları bulunduğunu dile getirip küçük bir ipucu verelim.

Ancak görünen o ki, seçime kadar siyaset kazanı kaynamaya devam edecek, diyelim ve yazımıza noktayı koyalım.