Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

İlk Afganlı mülteci, 40 yıl önce bugün geldi


Yıl dönümlerini severiz.
Ancak, 4 Ağustos tarihi, “sorun haline gelen” bir olayın 40. yıldönümü.
Afgan mültecilerden söz ediyorum.
Darbeci Kenan Evren tarafından, yasa çıkartılarak, “resmi” yoldan Türkiye'ye getirilen 5 bin Afgan mülteciden, 366 kişilik ilk kafile, 40 yıl önce bugün 4 Ağustos 1982 tarihinde, Adana Havaalanı’nda törenle karşılandı. Afgan mültecileri Türkiye’ye getirmek için İzmir isimli THY’ye ait uçağı Afganistan’ın Başkenti Kabil’e, Kenan Evren göndermişti.
Hükümet adına, İçişleri Bakanı Selahattin Çetiner, Afganlıları karşılamak için Adana'ya geldi ve uçağın merdivenlerinde “Hoş geldiniz” diyerek tokalaştı.
Adana’da yere ayağını basan Afganlılar, önce eğilerek betonu öptü sonra, iki elini hava açarak, “Allah'a şükür” diyerek dua etti.
Darbe yıllarında olduğu için gazeteler, “Yeni yurttaşlarımıza merhaba” manşetleriyle çıktı.
Böylece, 40 yıl önce bugün Afganlılara, Türkiye yolu açılmış oldu. 
Afgan göçünün yolunu da darbeci Kenan Evren açmıştı.
Nasıl mı, anlatayım.
**
Biraz gerilere, 12 Eylül 1980 darbesinden sonraki yıllara kadar gidelim. 1982’den itibaren Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık muhabiri olarak Evren ve arkadaşlarını izliyordum.
Darbeden sonra ilk resmi ziyaretini Pakistan’a yapan Kenan Evren ile kendisi gibi darbeci Pakistan Devlet Başkanı Ziya Ül Hak arasında, büyük bir dostluk kuruldu.
Evren, İslamabad ziyaretinde Ziya Ül Hak ile birlikte Rus işgalinden kaçan Afgan kamplarının kurulduğu Pakistan-Afganistan sınırındaki Peşaver’e gitti. (Birkaç yıl sonra ben de bu kamplarda kalan Afganlı mültecileri ziyaret ederek, yaşantılarını yazı dizisi yaptım.)
Evren, kamptaki yaşantıdan çok etkilendi. Burada Türkçe konuşan Afganlıların lideri Abdulkerim Makdum ile tanıştı. Ve tarımla uğraşan 5 bin Afganlı mülteciyi Türkiye’ye getirme kararı aldı.
Kenan paşa, Türkiye’ye döndükten sonra, Afganlıların Türkiye’ye getirilmeleri ve başta Tokat-Sivas ve Şanlıurfa olmak üzere Türkiye’nin her tarafına yerleştirilmeleri konusunda yasa çıkardı. Yasaya göre, Afganlılara tarım arazileri verilecek ve Afganlılar çiftçilik yapacaklardı. Afganlıların Türkiye’ye yerleştirilmesi için BM yüksek Komiserliği de maddi destek sağlamıştı. Bir Afganlı için Birleşmiş Milletler 350 dolar ödemişti.

Afganlı mülteciler için tören
Tarih: 4 Ağustos 1982.
Kenan Evren, THY’ye ait “İzmir” isimli uçağı Kabil’e göndererek, 5 bin Afganlı mülteciden, 366 kişilik ilk kafileyi Adana’ya getirdi. Adana Havaalanı’ndan tören düzenlendi. Töreni izlemek için Cumhurbaşkanlığı, benim de aralarında olduğum bir grup gazeteciyi Adana’ya davet etti. Adana Havaalanı bayram yeri gibiydi. Afganlı mülteciler davul-zurna ile folklor gösterileriyle karşılanacaktı. Her yer Türk ve Afganistan bayraklarıyla süslenmişti.
Mültecilere “Hoş geldiniz” demek için 12 Eylül Bülend Ulusu Hükümeti'nin temsilcisi olarak İçişleri Bakanı Selahattin Çetiner de Adana’ya gelmişti. Bakanın dışında vali, sıkıyönetim komutanı, kaymakamlar, il müdürleri de sıraya girmiş, mültecileri taşıyan uçağın inmesini bekliyordu.

Yeri öptüler, dua ettiler..

Afganlı Özbek ve Türkmen ailelerden oluşan 366 kişilik kafileyi taşıyan uçağın tekerleri alana dediği anda, askeri bando marşlar çaldı. Davul-zurna çalmaya, folklor ekipleri oynamaya başladı.  Afganlı mültecilere verilecek kırmızı-beyaz çiçekler hazırlandı. İçişleri Bakanı Çetiner de ağır adımlarla uçağın merdivenlerine yürüdü.
Uçaktan ilk inen, mültecilerin başkanı Abdulkerim Makdum oldu. Elinde Türk bayrağı vardı.

Makdum, aprona adımını atar atmaz eğilerek betonu öptü. Daha sonra iki elini havaya açarak “Allah'a şükür” diyerek dua etti. Ardından diğer Afganlılar da aynı hareketleri yaptı.
İçişleri Bakanı Çetiner, yerden kalkan Makdum’un elini sıkarak “Hoş geldiniz” dedi. Daha sonra Milli Mücadele'yi anlatan bir tablo hediye etti. Vali ve sıkıyönetim komutanı da mültecilere Türk bayrakları verdi. Kızılay ekipleri, mültecilerden yaşlı ve hasta olanlara uçaktan inmelerine yardımcı oldu.

Uçak dezenfekte edildi

Alanda bir de ilaçlama ekibi vardı. Mültecilerle gelmesi muhtemel salgın hastalıkları önlemek için önlem almıştı. Uçaktan son Afganlı indikten sonra, ilaçlama ekibi uçağın içine girerek ilaçladı, uçağın her tarafını dezenfekte etti.

Tören alanında konuşmalar da yapıldı. Adana Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Afgan mültecilerin gelmesinden duyduğu memnuniyeti anlattı. Türkiye’nin her tarafındaki yurttaşların da heyecanlandığını ve yardım yağdırdığını anlattı.
Kozakçıoğlu’na göre Türk insanı, arazisinin bir kısmını mültecilere hibe etmeye hazırdı. Konut yapacakların masrafına katkıda bulunacak, Ege Bölgesi'nde deniz kenarında oturanlar, mültecileri ağırlayacaktı. Vali Kozakçıoğlu konuşmasını, “Türk insanı, insanlık sevgisinin bütün örneklerini gösteriyor” diye tamamladı.
İçişleri Bakanı Selahattin Çetiner de konuşmasında, “Mülteci kardeşlerimiz, bundan sonra kendilerini öz vatanlarında hissedecekler, milletimizin ayrılmaz bir parçası olacaklar” dedi.

Otobüs de ilaçlandı

Törenden sonra belediye otobüslerine bindirilen Afganlı mülteciler, bir gün süreyle misafir edilecekleri İmam Hatip Lisesi ve Sabancı Öğrenci Yurdu’na götürüldü. Mülteci konvoyunu takip eden ilaçlama ekibi, bu defa boşalan belediye otobüslerine binerek ilaçla yıkadı. Ardından, kadın, çocuk ve erkekler ayrılarak doktor muayenesinden geçirildi.
Mülteciler ertesi gün yeni yaşam alanları olan Tokat ve Gaziantep’e götürüldü.

Afganlılardan 289’u çoban

Gelen Afganlı aile reislerinin mesleki dağılımı da ilginçti.
Özel olarak seçilen Afganlı aile reislerinden 289’u çobandı. 538'i çiftçi, 49'u halıcı, 27'si terzi, 21'i din adamı, 17'si memur, 2'si mühendis, 1'i doktor, 47'i de mesleksizdi.

Darbeci Kenan Evren tarafından özel bir yasa ile Türkiye’ye getirilen Afganlı mültecilere geçici olarak kimlik kartı dağıtıldı. Bir ay içinde de Türk vatandaşlığına alındı. Yeni yerlerine yerleştikten sonra kendilerine maaş bağlandı. 7 yaşındaki çocuklara 2 bin, daha büyüklere ise 3 bin lira verildi. 

İkinci kafile Kırgız’dı...

Özbek ve Türkmenlerden sonra, Kırgızlardan oluşan 302 kişilik ikinci kafile, 3 gün sonra Adana’ya geldi. Yine tören yapıldı. Kırgız lider Hacı Rahman Kul, Türkçe olarak, “Yaşasın yeni vatanımız” diyordu. Afganistan’ın en zengin iş insanı Hacı Molla, Ruslar el koyduğu için sadece 60 dolarla Türkiye’ye gelebilmişti. Hacı Molla, havaalanında Rus işgalinden bir anısını şöyle anlatıyordu: "Rus askerlerinden biri benden kuzu istedi. Ben de 'Yakalayabilirsen al' dedim. Asker, kuzuları yakalayamayınca, sinirlendi ve 500 kuzuyu öldürdü." Kırgızlar, ertesi gün, Özbek ve Türkmenlerin yerleştirildiği illerin dışında, Hatay, Tokat ve Kırşehir’e götürüldü.
Böylece, geriye kalan 4 bin 415 Afgan mültecilerin Türkiye’ye getirilmesi, 1982 yılının Ağustos ayı sonuna kadar tamamlandı.

Misafirperverlik, göçe dönüştü...

12 Eylül askeri darbesini yapan Kenan Evren’in bu “misafirperverliği”, daha sonraki yıllarda ve günümüzde Afgan göçüne dönüştü. 40 yıl önce resmi törenle karşılanan Afganlılar, kısa sürede, Türkiye’nin bu jestini Peşaver kamplarında yaşayan akrabalarına anlattı. “Türkiye yahşidir” sözü kısa sürede mülteci kamplarında yayıldı. Türkiye onlar için artık bir “cazibe merkezi” olmuştu.
Bu cazibe günümüze kadar devam etti, ediyor. O tarihten sonra, toplu halde değil ama “akrabalık bağı” ile çok sayıda Afganlı Türkiye’ye gelmeye devam etti.
Yani yasal yoldan gelen 5 bin kişiye, binlerce Afganlı ilave oldu…

NOT: 40 yıl önce bugün ilk Afganlının törenle gelişinden sonra 1984 ve 1985 yıllarında Kenan Evren ve Turgut Özal’la Pakistan’a gittim. 1988 yılında da Afganlıların geldiği Pakistan'ın Peşaver’deki Afgan kamplarını ziyaret ettim. Bu anıları da ilerde yazacağım...