Sosyal Medya Paylaşımına Hapis Cezası
ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl ülke çapında yaşanan büyük yangınların ardından sosyal medyadan yapılan bazı paylaşımlara tepki göstererek, "dezenformasyon ve yalan haberle mücadele" için yasal düzenleme yapılacağını açıklamış ve parti buna dönük çalışma başlatmıştı. AKP ve MHP ortaklığında bir süredir üzerinde çalışılan "Dezenformasyon Yasası"nın ay sonunda Meclis'e gelmesi bekleniyor. Büyük ölçüde şekillenen yeni düzenleme ile sosyal medyadaki mesajlar sıkı takibe alınacak, paylaşımların suç olduğu değerlendirilirse hapis cezaları söz konusu olacak. İnternet haber siteleri başta olmak üzere tüm siteler için de denetim kriterleri belirlenecek. İçeriğin bir suç işlemek amacıyla oluşturulduğu ya da bu amacı taşımasa da bir suç oluşturduğuna karar verilirse Türk Ceza Kanunu maddeleri uygulanacak ve içeriği kimin oluşturduğuna, kimin tarafından paylaşıldığına ve kimler tarafından yayıldığına bakılacak.
İnternet sitesi çalışanları basın kartı alabilecek
Son şekli verilen yasada haber sitesi çalışanlarıyla ilgili düzenlemeler de yer alıyor. Yasa yürürlülüğe girerse haber sitelerinin çalışanlarına 212 sayılı Basın Kanunu’na tabi olma hakkı tanınacak. Bu kurumlardan belirlenen kriterleri karşılayabilecek olanlar Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan alabilecek. Resmi ilan için kurumun kaç kişiyi çalıştırdığı, sitenin ne kadar tıklandığı gibi kriterler belirlenecek. Bu kurumların çalışanları, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na başvurarak basın kartı alabilecek.
AB Dijital Hizmetler Yasası Esas Alındı
Dezenformasyon Yasası'nın hazırlanmasına AB’nin 23 Nisan’da kabul ettiği, 1 Ocak 2024’ten itibaren uygulanmaya başlanacak olan Dijital Hizmet Yasası gerekçe gösterilmişti. Yeni yasada Dijital Hizmet Yasası düzenlemelerinin yer bulacağı söyleniyor. AB’nin kabul ettiği düzenleme yasa dışı içeriklerin ve ürünlerin daha hızlı kaldırılması, kullanıcılara ve araştırmacılara algoritmaların nasıl çalıştığının açıklanması ve yanlış bilgilerin yayılmasına karşı daha sıkı önlemler alınması gibi yükümlülükler içeriyor. Bununla birlikte şirketler, yasadaki maddelere uymazlarsa yıllık cirolarının yüzde 6’sına kadar para cezasına çarptırılacak.
AKP Grup Başkan vekili Mahir Ünal geçtiğimiz günlerde yürütülen çalışmaları anlatırken şu ifadeleri kullandı: “AB Dijital Hizmet Yasası’nı olduğu gibi kendi hazırladığımız Dijital Yasa Teklifi yasamıza aktaracağız. Bu yasanın içeriğine baktığımızda, gerçek hayatta yasa dışı olanın, internet ortamında da yasa dışı olması gerektiği ilkesi esas alınıyor. Dijital platformlarda dezenformasyon önlenecek ve platformların algoritmalarının şeffaflığı artırılacak. Dijital platformlar, AB Komisyonu tarafından denetlenecek. Benzer bir denetlemeyi biz de düşünüyoruz. Platformlar bildirilen yasa dışı ürün veya hizmet içeriğini hızla kaldırmak zorunda kalacak. Bunlarla ilgili alt düzenlemeler getirilecek. 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun. AB’nin üzerinde anlaşmaya vardığı Dijital Hizmetler Yasası’nı 5651 Sayılı Yasa ile birleştirmeyi düşünüyoruz. AB internet ortamına ilişkin iki temel çizgi ortaya koyuyor. Bunlardan bir tanesi terörle mücadele, bir tanesi de dezenformasyonla mücadele. AB dezenformasyonu terör kadar tehlikeli olarak görüyor. Çünkü dezenformasyon sadece yalan haber, hakaret, karalama değil. Dezenformasyon gerçekle yalanın birbirinden ayırt edilemez hale gelme durumudur. ‘Yasaklar gelecekmiş, kısıtlamalar gelecekmiş, ifade özgürlüğü engellenecekmiş, sansür oluşturulacakmış.’ Bizim amacımız herkesi dezenformasyondan korumak.”
Yargı tarafsız Denetleyici Kurum Bağımsız Olmalıdır
283 sivil toplum kuruluşunun üye olduğu Denge ve Denetleme Ağı, geçtiğimiz günlerde "Dünyada Sosyal Medya Düzenlemelerine Karşılaştırmalı Bakış ve Türkiye için Somut Öneriler" başlıklı bir rapor yayınladı. Dünyadaki sosyal medya düzenlemelerini irdeleyen DDA, Türkiye için somut öneriler sıradı.
DDA’nın raporuna göre sosyal medya alanını düzenleme ve denetlemeye yönelik girişimlerin gerekçeleri incelendiğinde demokratik ve otoriter ülkelerdeki farklılıklar olduğu görülüyor. Otoriter rejimlerde sosyal medya alanını düzenlemeye yönelik girişimlerin gerekçelerinde, “yurtdışı kaynaklı yabancı web sitelerinden yayılan yasadışı ve zararlı içeriklere karşı önlem alma” ifadesi yer alıyor. Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde ise sosyal medyaya dair düzenleme yasaları “aşırı sağcı gruplar tarafından yalan haber yapma, yayma, kamuoyunu suça teşvik etme, halkı kışkırtma, şiddet görselleri paylaşma ve tehdit içerikleriyle daha etkin mücadele” gibi nedenlerle gerekçelendiriliyor. Raporda sosyal medya alanını düzenlemeye yönelik uygulamaların ifade özgürlüğü ve demokratik rekabeti olumsuz yönde etkilememesi gerektiği vurgulandı. Sosyal medyanın temel hak ve özgürlükler ve demokratik rekabete zarar vermeden denetimi için yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının şart olduğu ifade edilen raporda denetim için kurulması planlanan kurumun da yürütmeden bağımsız olması gerektiği belirtildi.
Raporun sonuç bölümünde sosyal medya alanını düzenlemeye yönelik uygulamaların ifade özgürlüğü ve demokratik rekabeti olumsuz yönde etkilememesi için ilgili düzenleyici ve denetleyici kurumların yürütme erkinden bağımsız olması ve yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiği vurgulandı.
DDA, sosyal medya alanının temel hak ve özgürlükler ve demokratik rekabete zarar vermeden denetimine yönelik somut önerilerini şöyle sıraladı:
1 Sosyal medya platformlarının etkin denetimi için yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanmış olması ve denetlemeyi yapacak düzenleyici ve denetleyici kurumun yürütmeden ve denetlediği alandan bağımsızlığını gerektirmektedir. Bu yapısal unsurlar sağlanamadığı takdirde demokratik ülkelerde uygulanan sosyal medya düzenlemelerinin bire bir modellenmesi de temel hak ve özgürlüklerde geriye gidişe neden olacaktır.
2- İçerik moderasyonu ve içerik kaldırma uygulamalarının sosyal medya platformlarının kararlarına bırakılması bir temel hak ve özgürlük olan ifade özgürlüğünün geriye gitmesine neden olabilecektir. Bunu önlemek için yukarıda sıralanan bağımsız ve tarafsız yargı çerçevesinde kullanıcılara içerik moderasyonuna ilişkin kararların önceden bildirilmesi ve bu kararlara karşı adli yollara başvurma olanağının açık tutulması gerekmektedir.
3- Hangi sosyal medya içeriklerinin içerik kaldırma yaptırımıyla karşılaşacağının şeffaf ve karar vericilerin öznel kararlarına bırakılmayacak şekilde tanımlanması gerekmektedir. Demokratik rekabetin özüne ilişkin olan içeriklerin bu tip yaptırımlarla karşılaşmayacağı yapılan düzenlemelere net şekilde eklenmelidir. Bu konuda İngiltere’de gündeme gelen düzenleme iyi bir örnek oluşturmaktadır.
4- Sosyal medya platformlarının içerik moderasyon kararlarının periyodik olarak kamuya açık bir şekilde yayınlanması şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından büyük önem taşımaktadır.
5- Data lokalizasyonu (sosyal medya platformlarının kullanıcılara ait verilerinin bulundukları ülkelerde tutulması) zorunluluğu, kullanıcıların mahremiyetlerini koruyacak şifreleme yöntemleriyle garanti altına alınmalıdır. Mahremiyet temel bir insan hakkıdır ve demokratik toplumların sürdürülebilirliği için yaşamsaldır. Bu şifreleme garantisi sağlanamadığı takdirde bu tip bir düzenleme kullanıcılara ait verilerin devlet tarafından kontrolsüz takibini doğuracak ve temel hak ve özgürlüklerde geriye gidişe neden olacaktır.
6- Veri gözetimi sadece kanunların ve uluslararası insan hakları standartlarının öngördüğü şekilde ve amacıyla orantılı şekilde uygulanmalıdır. Bu tip iyi uygulamalar için International Principles of Human Rights to Communication Surveillance çerçevesine bakılabilir.
7- Sosyal medya platformlarının çeşitlendirilmesi bu alanın demokratik potansiyelini korumak açısından büyük önem taşımaktadır. Bunu sağlamak için platformlar arası geçiş yapmak kolaylaştırılmalı ve platform sayısının (bu platformların devletten bağımsız olması şartıyla) çeşitlendirilmesi sağlanmalıdır.
Gelişmiş Ülkeler Yasayı Nasıl Hayata Geçirdi?
Almanya’da yapılan düzenlemenin gerekçesi aşırı sağcı gruplar tarafından yalan haber yapma, yayma, kamuoyunu suça teşvik etme, halkı kışkırtma, şiddet görselleri paylaşma ve tehdit içerikleriyle daha etkin mücadele olarak görülüyor. Fransa örneğinde de düzenlemenin amacının internet üzerinde nefret suçlarıyla daha etkin mücadele etmek olduğu ifade ediliyor. İngiltere’de ise sosyal medya düzenlemesine ilişkin tartışmalar Şubat 2017’de 14 yaşındaki genç bir kızın sosyal medya üzerinden gördüğü bir içerik nedeniyle yaşamına son vermesi sonrası başladı. Bu olayın sonrasında sosyal medyaya ilişkin düzenleme girişimlerine vatandaşların çevrimiçi ortamda yasadışı içerikle karşılaşma ihtimalini azaltmak ve sosyal medya kullanıcılarına bu tip içeriklerle karşılaştıklarında şikayet olanağı tanıması gerekçe gösterildi. Türkiye’nin demokratik karnesinin örnek verilen ülkelere göre zayıf olduğunu belirten Denge ve Denetleme Ağı, Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı demokratik geriye gidişe rağmen Rusya ve Çin benzeri kapalı bir otoriter rejim niteliği de sergilemediğini vurguluyor.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply