Sevgili Gazete Durum Okuyucuları,
Öncelikle Merhaba,
Bundan sonra her Pazartesi günü şartlar elverdiği ölçüde bu sütunda birlikte olacağız…
Toplumsal kutuplaşmaya, çatışmaya, ayrışmaya girmeden ve alet olmadan tarih, dış politika, stratejik gelişmeler konularındaki yazılarımızla birlikte olacağız. Eskilerin deyimi ile hasbihal edeceğiz…
Elbette Atatürk ve Atatürkçülük konusunda da yazacağız. Çünkü akademisyen olarak hayatımızın yaklaşık kırk yılı bu konuları çalışarak geçti. Okurlarımızın desteği ile bu konulardaki asılsız iddiaların doğrularını, belgelere dayalı olarak kitap olarak yayımladık. Bilimsel toplantılarda bildiri olarak sunduk. Çok çeşitli dergi ve gazetelerde makale olarak yazdık. Televizyon programlarında dilimizin döndüğünce anlattık. Yurt içi ve yurt dışında sayısız konferanslar verdik…
Tanıyanlar bilir, tanımayan okuyucular için söylemeliyim ki, tartışmaya, eleştiriye, varsa yanlışımızın düzeltilmesine açığız. Bundan çekinmeyen bir kişilik yapısına sahibiz… Eleştirilerinizin bizi tamamladığı ve büyüttüğünü biliyoruz…
Gazetemiz “Bilmek Haktır” düsturu ile çıktı bildiğiniz üzere… En temel insan hakkı… O halde biz de “bilgi” ve “bilmek” üzerine başlayalım. Elbette bir tarihçi olarak bu konuda felsefe veya kelâm bilimleri bağlamında söz söyleyecek değiliz. Sözümüz tarih, kültür tarihi açısındandır.
Türk kültüründe “bilgi/bilig” çok önem verilen bir değerdir. Bu değer milletimizin hem gündelik hayatını, hem de devlet hayatını şekillendirmiştir. Beş bin yıllık yazılı tarihimizin özellikle zirve dönemlerinde her şeyin “bilgi”, “bilmek” ve “bilgelik” üzerine oturduğunu ve geliştiğini görüyoruz. Göktürk Kitabeleri’nden Kutadgu Bilig’e, Divan-ı Lügati’t-Türk’ten Yunus Emre’ye, Hacı Bektaşı Veli’den Hacı Bayramı Veli’ye “bilgi, bilim, bilgelik” kavramları daima yüceltilmiştir.
"Devlet Olma Bilgisi” adıyla Türk devlet geleneğini günümüze ulaştıran Yusuf Hacib ünlü eserinde, “Bey”in, devlet adamının diğer özellikleri yanında “akıllı, bilgili ve bilge” olması gerektiğini uzun uzun anlatmaktadır. Sadece bir örnek verelim:
“Bilgiyle beyler halka baş oldu,
Akılla il gün (devlet millet) işini işledi.”
Bir düşünce adamı olarak Atatürk de çok bilinen sözüyle, hayata bakışının merkezine bilim ve bilgiyi koymuştur: “Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında kılavuz aramak gaflettir, bilgisizliktir, doğru yoldan sapmaktır…” (22 Eylül 1924, Samsun İstiklal Ticaret Mektebi). Afet İnan’ın aktardığı, “Komutanlar, astlarından yüksek ve bilgili olmalıdırlar.” sözü de o büyük insana aittir…
İnanç kültürümüzün de bu tarihsel-kültürel değerimizi desteklediğini biliyoruz. “Oku” emriyle başlayan, akla, bilime değer veren, yaklaşık elli ayette “Siz hiç akletmez misiniz?” diye soran bir kutsal kitaba sahibiz. Kur’an’da, “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 39/9) buyrulmaktadır… Akletmeyen, duymayan ve bildiğini konuşmayan kimseler canlıların “en şerli” (en kötü) olanları şeklinde ifade edilmiştir: “Allah katında canlıların en şerli olanı (hakka karşı) sağır ve dilsiz olan, akletmeyen kimselerdir.” (8/Enfâl 22).
Teknolojik gelişmelerin bilgi ve bilimle bugünkü seviyeye geldiğini unutmamak lazım… Özgürlüklerin, temel insan haklarının, evrensel değerlerin bilgi, bilim ve akli düşünceyi hayata geçirmek için verilen mücadelelerin sonunda elde edildiğini de akıldan çıkarmamak lazım…
Demek ki, “bilmek haktır” ilkesi, bir taraftan en temel insan haklarına işaret ederken, diğer taraftan da geleceğin inşasının bilgi, bilim ve akılla olacağını göstermektedir.
Durum, “dün-bugün-yarın” çizgisinde yani ezelden ebede akan tarihsel döngüde “bugün”dür. Yarını inşa etmek için yaşanmış “dün” ile yaşanacak “yarın” arasında bir köprüdür. İşte şimdi bu köprüde duruyoruz.
Bilgi, bilim ve aklı merkeze alan “GAZETE DURUM”un başarısı elbette içinde bulunduğumuz zaman dilimini anlamamızda ve yarını inşa etmemizde önemli bir rol oynayacaktır.
Tüm gazete çalışanlarına kolaylıklar ve başarılar diliyorum.
Bu arada bazı dostlarımızın, “Neden Gazete Durum?” diye sorduklarını duyar gibi oluyorum. Cevabımı, bilgi ile feraset ve zarafeti bir arada yaşam şekli haline getirmiş olan bilgelerimizin bir sözü ile veriyorum: “Marifet, iltifata tabidir.” Teşekkürler Sayın Mustafa Balbay.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply