Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

İngiltere: Muhafazakârlar enkazı toparlayabilir mi?

Özgür Çoban

İngiltere'de, Başbakan Liz Truss'ın istifasının ardından başlayan siyasi kaos, panik seviyesinin üst sınırları zorlamasına neden oluyor. Öyle ki en önemli icraatı Brexit'e sürüklenen ülkeyi ekonomik yıkıma mahkum etmek olan, salgın sırasında vatandaş evlerde korku içinde beklerken kendisi çılgın partilerde dans ederken görüntülenen Boris Johnson'un geri dönüşü konuşuluyor. Panik tamam da bu iş, aşırı sağcı cehalet erbabı Boris'e kadar uzamamalı değil mi? 

Truss'un yerini alacak adayların pazartesi günü açıklanması bekleniyor. Adayların parti içinde oldukça güçlü olan hiziplerin desteğine ihtiyacı var. Görünüşe göre hiziplerin önemli bir bölümü geçen seçimde ırkçı duygularla Truss karşısında harcadıkları Hindistan kökenli eski Maliye Bakanı Rishi Sunak'a yönelmiş görünüyor. 

Anketlerde dibi gören muhafazakârların, Truss'ın halefini belirleme konusundaki aceleleri, erken genel seçim fikrine sıcak bakmadıklarını gösteriyor. Hatta parti çevrelerinde en fazla bir hafta içinde kimin yeni hükümete başkanlık edeceğinin belirlenmesi gerektiği konuşuluyor. Bir adayın yarışa katılabilmesi için en az 100 milletvekilinin desteğini almış olması gerekiyor. Milletvekili Tobias Ellwood'a göre, Sunak bunu sağlayan ilk partili oldu. Ellwood, Sunak'ı destekleyen 100. milletvekili olduğunu açıkladı. Sunak, adaylık için resmi başvuru yapmasa da sürecin onu bu noktaya sürükleyeceği açık bir şekilde görülüyor.  

Aşırı sağcı muhafazakâr kampın yeni adayı yine bir beyaz İngiliz olan Avam Kamarası Lideri Penny Mordaunt. Mordaunt, oldukça ilginç bir kişilik. Ateşli bir Brexitçi olan Mordaunt'ın faşistliği öyle bir seviyedeki 2016'daki Brexit referandumu öncesinde BBC'de yaptığı bir konuşma ülkemizde de epeyce gündem olmuştu. Mordaunt, buram buram faşizm ve ırkçılık kokan o meşhur konuşmasında, "Türkiye'nin AB'ye üye olma olasılığının yüksek olduğunu, İngiltere'nin bunu engellemek için hiçbir olanağının olmadığını, İngiltere'ye binlerce Türkün gelmesini engellemek için Brexit'e destek vermenin gerekli olduğunu" söylemişti. Nazi kılıklı Penny'nin, vatandaşlarına, "Türkiye'nin AB'ye üye olma olasılığı yüksek" diye yalan söylediği o anlarda Türkiye, AB kıyılarından çoktan ayrılmıştı. Bu sözlerden rahatsız olan dönemin İngiltere Başbakanı David Cameron, Mordaunt'ın "çok yanıltıcı bir iddiada" bulunduğunu ifade etmiş ve onu yalan söylemekle suçlamıştı. Muhafazakâr Parti'nin faşist kanadının adayı elbette Mordaunt gibi kafası mitlerle ve komplo teorileriyle dolu bir cahil olmalı ve bu konuda Truss'ı aratmamalı. 

Bir önceki genel başkanlık seçiminde de boy gösteren Mordaunt, Twitter'dan yaptığı açıklamada, hükümet başkanlığı görevini devralmak istediğini kamuoyuna açıkladı. "Yeni bir başlangıç, birleşik bir parti ve ulusal çıkarlarda liderlik isteyen meslektaşlarımın desteği beni yüreklendirdi" diye yazdı. Mordaunt, parti lideri ve başbakan olarak ülkeyi birleştirmek, muhafazakârların seçim vaatlerini uygulamak ve bir sonraki genel seçimi kazanmak istediğini ifade etti ancak yeni faşistimizin gerekli 100 milletvekilini bulup bulamayacağı büyük bir soru işareti. Kendisi gibi görünmeyen, kendisi gibi yaşamayan, kendisi gibi inanmayanları sevmeyen, onları ülkesinde istemeyen bir faşistin, "ülkeyi birleştirmekten" bahsetmesi çok ironik geliyor doğrusu. 

Boris Johnson meselesine gelince... Truss'ın 45 günlük hezimetinin Johnson'u epeyce heyecanlandırdığını ve hemen harekete geçirdiğini görüyoruz. Çılgın partilerin adamı İtalyan Berlusconi'nin İngiltere şubesi olan Johnson lehine ilk girişimi Ticaret Bakanı Jacob Rees-Mogg yaptı. Mogg, batık durumda olan İngiltere'yi bir tek Johnson'ın kurtarabileceğini falan ima etti ama muhtemelen Johnson'un ülkeyi batıranların başında geldiğini gözlerden kaçırmak istiyor. Ne de olsa hepsi birer ultra vatanperver olan faşistler, kendi çıkarları söz konusu olunca fena halde üç maymunu oynayabiliyorlar. Ülkemizde de böyle olmuyor mu? Mogg, geçen cuma günü attığı "Boris'i destekliyorum" tweeti ile Johnson'un startını verdi. Siyasi uzmanlar, hakkında "partygate" skandalıyla ilgili yalan söyleyip söylemediği konusunda parlamento soruşturması devam eden Johnson'ın, milletvekillerinden yeterli desteği alamayacağını düşünüyor. 

Partiye liderlik etmesi için Rishi Sunak’ı destekleyen milletvekili Crispin Blunt, ülkenin "ciddi zamanlarda ciddi kişiliği olan bir başbakana ihtiyacı olduğunu" söyledi. "Boris Johnson’ın büyük psikodramasını aşmalıyız" diyen Blunt, eski Başbakan'ın yeniden aday olacağı spekülasyonlarına ilişkin olarak, Johnson'ın partinin itibarını geri kazanmasını sağlamak için doğru kişi olmadığını savundu. 

Blunt doğru söylüyor. İngiltere sadece Johnson, Truss ve onlar gibi neofaşistlerin neden olduğu psikodramayı değil Brexit'in yol açtığı kayıplarından kaynaklanan travmaları da aşması gerekiyor. Tüm bunların yanı sıra muhafazakârların, çöküşten kurtulmanın çaresini çöküşe neden olan neofaşist politikacılarda aramayı bırakmaları da gerekiyor. Tabii bir de genel seçim gerekiyor. Aksi halde anketlere bakılırsa pek kimse muhafazakârların yarattıkları bu enkazı toparlayabileceğine inanmıyor.