Yaşayan, kıdemli bir Cumhurbaşkanlığı muhabiri sayılırım.
6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ten bu yana, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül’ü, Cumhurbaşkanlığı muhabiri olarak izledim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hariç.
Erdoğan’ı, 2002 yılında iktidara geldikten sonra tanıdım.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak, AB Liderler Zirvelerinde, Brüksel, Paris, Monaco, Davos ve Avrupa başkentlerinde takip ettim.
Cumhurbaşkanlığı muhabirliği, tıpkı diğer muhabirlikler gibi “deneyim” ister.
Gazeteciliğe yeni başlayanlar için, Cumhurbaşkanlığı muhabirliğinin Ankara sıralamasındaki yeri; belediye, polis-adliye, siyasi partiler ve başbakanlık muhabirliğinden sonra gelir.
Cumhurbaşkanlığı muhabirliğinin en önemli görevi, her sabah Cumhurbaşkanı’nın “nerede olduğunu” bilmektir. Daha sonra da “ne yaptığını-ne yapacağını” öğrenmektir. Devletin de başı olan Cumhurbaşkanı’nın, günlük resmi bir programı yoksa, gazeteciler alarma geçer, hastalık, seyahat dahil, “neler olduğunu” araştırır.
“Cumhurbaşkanı'nın nerede olduğunu yazmanın suç olmadığı” yıllarda, Cumhurbaşkanı’nın nerede olduğunu bularak yazan muhabir, arkadaşlarını “atlatmış” sayılırdı.
Bu konuda en zor Cumhurbaşkanı, rahmetli Turgut Özal olmuştur.
Gece yarısı eşi Semra Özal’la birlikte, Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden “dondurma yemek” için çıkıp dolaşan bir Cumhurbaşkanı’nı izlemenin zor olduğunu itiraf etmeliyim.
Çoğu zaman Bodrum-Marmaris-Göcek gibi bir tatil beldesinde yakalardık Özal’ı. Kıyafet olarak, bazen havai şort mayo, bazen de bermudayı tişörtle tamamlayan Özal, eşinin elinden tutarak halkın arasına karışırdı.
Bazen de Okluk koyunun serin sularında, “nazar değmesin” diye taktığı, boynundaki nazar boncuğu ile sırt üstü yüzerken bulurduk onu. Bazen de bornozla, sahil güvenlik botuna çıkarken yakalardık.
Özal, kendisini ilk bulan Cumhurbaşkanlığı muhabirini, “özel röportajla” ödüllendirirdi.
***
Askeri darbe ile Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Kenan Evren de tatili severdi. Emekli olduktan sonra bu sevgisi nedeniyle tatil beldesi Marmaris’e yerleşmişti.
Ancak, aktif görevdeyken askeri kampları, özellikle de Antalya’daki Karpuzkaldıran Askeri Kampı'nı tercih ederdi. Arkadaşları, darbe konsey üyeleri paşalarla birlikte tatil yapardı.
Darbe döneminde, Cumhurbaşkanlığı muhabirliği yapmak zordu. Evren’in her programını yazamazdık. Süzgeçten geçirmemiz gerekirdi. Bazen de Cumhurbaşkanı’nın Yaveri tarafından uyarılırdık. Ancak darbe döneminde bile Cumhurbaşkanı’nın tatilini takip eder, oturur sohbet edebilirdik onunla.
Hiç unutmam…
Antalya Karpuzkaldıran Askeri Kampı’nda tatil yapan Evren ve konsey üyelerini takip ediyordum. Kampın hemen yanındaki Bayındırlık Bakanlığı’nın misafirhanesinde kalıyordum. Bir sabah erken kalkıp dışarı baktığımda, Evren hariç, konsey üyelerinin sabah yürüyüşü yaptıklarını gördüm. Hemen fotoğraf makinemi alarak birkaç kare çektim. Ancak oldukça uzak kaldı. Diğer arkadaşlarımı uyandırarak kampın kapısına gittik ve içeri girmek istediğimizi söyledik. Tahminimizin aksine paşaların sabah yürüyüşlerini fotoğraflamamız için izin çıkmıştı.
İçlerinde en sportmeni Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya idi. Ünlü bir markanın spor kıyafetlerini giyen Şahinkaya, Sedat Celasun ve Nurettin Ersin gibi kısa ve şişman darbeci arkadaşlarının yanında oldukça fit görünüyordu. Şahinkaya’yı daha sonra tenis oynarken de görüntüleyebildik ve bu fotoğrafları yayınlayabildik.
Darbe döneminde bile Cumhurbaşkanı'nın nerede olduğunu yazmak, tatil fotoğrafı çekmek, sohbet etmek, birlikte yemek yemek suç olmamıştı.
Süleyman Bey...
Süleyman Demirel, “Türkiye'de Cumhurbaşkanı asker kökenli olur” geleneğine son veren ve ilk sivil Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal’dan sonra Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Turgut Bey'den de bazı şeyler öğrenmişti. Örneğin Cumhurbaşkanı olduktan sonra daha önce hiç yapmadığı, uzatılan mikrofona şarkı söylemeye başlamıştı. İşadamlarının teknesinde ve tatil köylerinde de tatil yapıyordu artık. Tercih ettiği yer ise Antalya Kemer’deki Clup Alda ve Simena tatil köyleriydi.
Demirel’in de nerede olduğunu yazmak, tatillerini takip etmek suç değildi. Hatta nerede tatil yapacağını yazmak bir suç değil, özel haber sayılırdı.
Süleyman Bey, bayramda tatil yapıyorsa, bayramın ilk günü kendisini izleyen gazetecilerle bayramlaşır, güncel sorularını cevaplandırır, çocuklara ceketinin sol iç cebinden çıkarttığı gıcır-gıcır kâğıt paralar verirdi. Gazetecilere bayram kahvaltısı ikram ederdi. Süleyman Bey'i bermuda veya şort mayo ile görmek mümkün olmadı. Tatilde bazen kravatı çıkartır, tişört ve ütülü pantolon giyerdi.
Size en renkli cumhurbaşkanlarını yazdım.
Bunları yazarken, aktüel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bayramda nerede olduğunu merak ettim.
27 Haziran’daki son Kabine Toplantısı'nda bayram tatilini 9 güne çıkartmıştı.
Peki, kendisi nerede idi? Bilinmiyor.
Son olarak 7 Temmuz’da Malezya Başbakanı’nı ağırlamıştı. O tarihten bu yana resmi bir programı yok. Ankara’da mı yoksa tatilde mi?
Cumhurbaşkanlığı muhabiri arkadaşlarım, mutlaka biliyordur.
Ama artık “suç” sayıldığı için yazamıyorlardır.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply