CHP’NİN “İKİNCİ YÜZYIL ÇAĞRISI” İZLENİMLERİM

Nur Batur

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İkinci Yüzyıla Çağrı” buluşmasındaydım...

 Lütfü Kırdar Kongre Salonu'na girerken kafamda üç soru vardı:

 1- CHP’nin merak edilen Yeni Türkiye hayali neydi?

 2- Neydi yepyeni anlayış?

 3- Neydi yepyeni sistem?

 Önce Kongre salonundaki atmosferi aktarayım…

 CHP gibi köklü bir parti, çok daha iyi organizasyon yapabilmeliydi…

 Her şeyden önce, böylesine önemli bir toplantı daha büyük bir salonda yapılmalıydı.

  Dev ekranlar, teknolojik altyapı iyiydi. 4 saat boyunca hiç aksamadı.

  2000 kişilik salon da tıka basa doluydu ancak salona girerken yaşanan kargaşa, toplantı daha başlamadan verilecek mesajları gölgeledi.

 TEK ADAM OLMAYACAK

  Kemal Kılıçdaroğlu daha salona girmeden başladı sloganlar…

  Kürsüye çıktığı zaman salon sloganlarla inliyordu:

 “İktidar, iktidar, iktidar!” “Hak, hukuk, adalet! Hak, hukuk, adalet!”

  Kılıçdaroğlu ilk anda Yeni Türkiye hayalini ortaya koydu.

  Üç önemli mesaj verdi:

 1- Tek adam gitsin evet gitsin ama yeni tek adam aramıyoruz.

 2- Mesele iktidarı ele geçirmek değildir. Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük hayaline sahip çıkmaktır.

 3- Yeni sistem akla, bilgiye, demokrasiye, hukuk devletine ve güç birliğine dayanacaktır.

 ATATÜRK’ÜN BÜYÜK HAYALİ AKIL VE BİLİMDİ

 Aslında Kılıçdaroğlu, kalkınan ve güçlenen, demokratik Türkiye Cumhuriyetini vadetti.

 Osmanlı’nın küllerinden doğan, akla ve bilime dayalı, yeniden çağdaş dünyayla birleşen Türkiye Cumhuriyeti…

 Nitekim ilk andan itibaren arka arkaya konuşanların her biri de aynı mesajı verdiler.

 Hepsi Türkiye’nin sürüklendiği ekonomik krizden ancak akıl, bilim demokrasi, hukuk devleti ve fikir özgürlüğüyle çıkacağını vurguladılar.

 BAŞDANIŞMANI RİFKİN NEDEN İSTANBUL’A GELMEDİ?

 İlk konuşan, hem Çin Halk Cumhuriyeti'ne hem de Almanya’yı Avrupa Birliği'nin en güçlü ekonomisi yapan Angela Merkel’e danışmanlık yapmış olan, ünlü ekonomist Jeremy Rifkin oldu.

 CHP Lideri'nin endüstriyel dönüşüm başdanışmanı olan Rifkin, önemli mesajlar verdi ancak salonu dolduranların çoğu anlayamadı.

 Girişte tercüme için kulaklıklar dağıtılmış olsa da 2000 kişi için yeterli değildi.

 Eğer Rifkin’in konuşmasından ana başlıklar sahnenin iki yanındaki ekranlara yansıtılmış olsaydı, salondakiler hem anlardı hem tansiyon düşmezdi.

 Ayrıca şunu merak ediyorum:

 Jeremy Rifkin “Yeni Türkiye Vizyonu” açıklanırken neden İstanbul’a gelmedi?

 Daha sonra konuşan Prof. Hakan Kara, Prof. Refet Gürkaynak, Prof. Ufuk Akçiğit, Prof. Daron Acemoğlu Türkiye’nin beyin gücünü ortaya koydular.

  Konuşmaları ağırlıkla bilimsel olduğu için, zaman zaman tansiyon yine düştü. Salondakilerin dikkati dağıldı.

 Öyle anlaşılıyor ki, CHP dünyanın saygın iktisatçılarının desteğiyle yeni Türkiye’yi kurmayı vadediyor.

 Ancak geniş halk kitlelerine ulaşması için güçlü iletişim stratejilerine ihtiyaç var.

 AVRUPA BİRLİĞİ'NE ÇAĞRI

 Kılıçdaroğlu’nun kurmayları Faik Öztrak ve Selin Sayek Böke kürsüye çıkınca salonu dolduran partililer coştular.

  Öztrak’ın Avrupa’yla bütünleşme hedefini sürdüreceklerini açıklaması önemliydi.

  Ayrıca, AB’ye de çağrı yaptı. “Avrupa Birliği'nden siyasi blokajı kaldırmalarını isteyeceğiz. Güçlü Türkiye, güçlü Avrupa’dır” dedi.

 Öztrak’ın “Bize Kral değil, kural gerekir” sözleriyle salonda alkışlar yükseldi.

 CUMHURİYET KADINININ GÜCÜ

 Selin Sayek Böke ve Hacer Foggo, Cumhuriyet kadınının gücünü gösterdiler.

  Kurtuluş Savaşı'nda ve Cumhuriyetin kuruluşunda olduğu gibi, ikinci yüzyılda da Türkiye’nin krizden çıkmasında kadınların oynayacağı rolü ortaya koydular.

 Böke, “Bilimle siyaseti buluşturmak için geliyoruz” diye konuşmaya başladı.

 Sık sık alkışlarla kesilen konuşması güçlü mesajlarla doluydu.

 “ENFLASYON ÇARPITILMIŞ SİSTEMİN SONUCUDUR”

 Ünlü iktisatçı Prof. Daron Acemoğlu’nun konuşması heyecanla bekleniyordu.

 Acemoğlu, 2006-2007’den sonra kurumların çökmeye başladığını söyledi.

 “Enflasyon çarpıtılmış sistemin sonucudur” dedi.

  Ekonominin siyasetten ayrılamayacağının da altını çizdi.

 GÜÇ BİRLİĞİ

 4 saatin ardından Kılıçdaroğlu yeniden kürsüye çıktığı zaman salondaki coşku yeniden yükseldi.

 Salon “İktidar, iktidar, iktidar” sloganlarıyla çınlamaya başladı.

 Kılıçdaroğlu’nun konuşması oldukça kısaydı. Mesajları net ve güçlüydü.

  Yeni Türkiye’de artık tek adam yönetimi olmayacağını ısrarla vurguladı.

 Türkiye’yi akıl, bilim ve güç birliğiyle krizden çıkartacaklarını söyledi.

 6’lı Masa'daki liderlerin “vatansever” olduğunu vurgularken dayanışmayı da güçlendirecek mesajlar verdi. Şöyle dedi:

 Meral Akşener merttir.

 Temel Karamollaoğlu bilgedir, cesurdur.

 Ahmet Davutoğlu, deneyimi ve entelektüel birikimiyle her türlü katkıyı sağlayacak.

 Gültekin Uysal’da Menderes'in, Demirel'in gençliğini, ruhunu görüyorum.

 Ali Babacan’ın tecrübesini ve başarısını bütün dünya biliyor.

 Gece gündüz çalışıyoruz. Bu beş lider ve partiyle Türkiye’yi değiştireceğiz.

 CHP Lideri, ekonomiyi ayağa kaldıracak 100 milyar dolardan fazla kaynağı bulduğunu da söyledi.

 “Devletten çalınan 418 milyar doları kuruş kuruş alacağım” deyince salonda yine “Hak, hukuk, adalet!” sloganları yükseldi.

 HAYAL Mİ?

 Türk halkı, 20 yıldır Erdoğan’ı ve AKP’yi denedi ve hâlâ deniyor.

 Başarı ve başarısızlıklarıyla…

 Artık Türkiye’de güçlü bir değişim rüzgârı estiğine hiç kuşku yok.

 Kısacası, Kılıçdaroğlu’nun vadettiği Yeni Türkiye’de tek adam olmayacak.

 Atatürk’ün çizdiği yolda akıl ve bilime dönülecek.

 Türkiye’nin 100 yıllık birikimi kullanılacak.

 Cumhuriyetin yetiştirdiği, dünyaca saygın kadrolar güç birliği yapacak.

 Hukuk devleti ve fikir özgürlüğü yeniden güçlendirilecek.

 Böylece ekonomi ayağa kaldırılacak.

 2023’te halkın desteğiyle demokrasi güçlenecek ve Türkiye yeniden çağdaş dünyayla buluşacak.

  “İkinci Yüzyılda CHP vadettiklerini gerçekleştirebilir mi?” derseniz:

 Yeter ki doğru iletişim, stratejiler uygulasınlar ve değişimle krizin aşılacağına halkı ikna etsinler.