6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

Birbirini tamamlamak olarak seks

Cem Keçe

Cinsellik herkes için farklı anlamlar ifade etse de her birey için haz alınan sağlıklı ve doğal bir aktivitedir ve çiftler arasında paylaşım ve yakınlığı sağlayan özel bir deneyimdir, aşkın, yakınlığın ve duygusal bağın simgesidir. Cinsellik tek taraflı haz alınan bir eyleme dönüştüğünde hem bireysel olarak hem de çift ilişkisi açısından önemli sorunların kaynağı haline gelebilir. Bir kadın haz almadan sevişebilir, haz alıyormuş gibi numara de yapabilir ve partnerini kaldırabilir. Kadın doğası ve fizyolojisi gereği buna çok müsaittir ama erkek haz almadan sevişmez, çünkü erkek haz almazsa sertleşemez, sertleşemezse de devam edemez. Bu nedenle haz almadan sevişmek kadınlara özgü bir fenomendir. Bunun en önemli nedenlerinden biri cinsel mitlerdir.

Kulaktan kulağa yayılan doğru olmayan hurafeler olan cinsel mitler yüzünden kadınların çoğu cinsellikten yalnızca erkeklerin zevk aldığına, cinselliğin erkekler için olduğuna inanırlar. Kadınların cinsellikten zevk almasına gerek olmadığını, erkeği ellerinde tutmak için görev olarak yapmaları gerektiğini düşünürler. Cinsellikle ilgili bu tür yanlış inançların olduğu kültürel yapıda büyüyen pek çok kadın cinsellikten zevk aldığında kendini halk arasındaki tabirle “kötü kadın” olarak görür. Cinselliği ayıp, yasak, günah bir eylem gibi hissederek cinsellikten haz aldığında suçluluk ve utanç duyar. Bu suçluluk ve utanç duygusu o kadar güçlü olabilir ki cinsellikle ilgili haz almayı kendisine yakıştıramaz.

Cinsellik sevgi demektir, sevginin paylaşılması demektir. Ruhun ve bedenin çok özel bir şekilde bir armağan gibi sunulmasıdır. Cinsellik kadın-erkek ilişkisini diğer ilişkilerden ayıran en mahrem deneyimdir. Kadın ve erkek arasındaki farklılıklar çiftin zenginliğidir, aralarındaki tutku ve çekimi yaratır. Biyopsikososyal farklılıkları nedeniyle kadın ve erkek “eşit” değildir ama “eş”tir. Bu eşlik birbirlerini tamamlamak üstüne kuruludur, elbette yaşam hakları konusunda eşitlik gereklidir ama cinsellik açısından böyle bir eşitlik insanın doğasında yoktur. Doğa kadının lehine pozitif ayrımcılık yaparak ona daha fazla cinsel haz alma olanağı vermiştir. Bu bilgi, bugün bilimsel araştırmalar ışığında elde edilmeden asırlarca önce mitolojiye de konu olmuştur. Efsaneye göre Yunan tanrısı Tiresias’ın uğradığı lanetle, bedeni kadın bedenine dönüşür ve yedi yıl kadın olarak yaşar. Zeus ve Hera, seks sırasında erkeklerin mi, yoksa kadınların mı daha çok zevk aldığı konusunda bir tartışmaya girince her iki cinsiyetti de deneyimlemiş olan Tiresias’ı çağırıp sorarlar. Tiresias, kadınların seksten erkeklere göre on kat daha fazla zevk aldıklarını söyler.

Cinsel mitlerin aksine, kadının cinsellikten zevk alma kapasitesi erkeklerden üç kat daha fazladır. Yani erkek cinsellikten bir zevk alıyorsa kadın üç zevk alabilir, çünkü kadın erkeğin bir üst versiyonudur. Kadının haz almayı sağlayan fizyolojik yapısı erkekten daha donanımlıdır. Erkeğin penisinde bulunan ve haz duygusunu beyne taşıyan sinir hücrelerinin üç katı kadının klitorisinde vardır. Kadınların cinsel haz donanımının diğer bir önemli özelliği kadının çoklu orgazm olma kapasitesidir. Erkek bir kez orgazm olduktan sonra yeniden sertleşebilmek için belirli bir sürenin geçmesine ihtiyaç duyar. Kadında ise böyle bir süreye ihtiyaç yoktur, bir kadın art arda birden çok kez orgazm olabilir. Muhteşem bir cinsel haz kapasitesine sahip olan kadınların çoğu bu kapasitesini yaşama hakkını kendine layık bulmadan hatta bu kapasitesinin hiç farkında olmadan cinselliği yaşıyor. Bu da çift ilişkilerinde mutsuzluğun nedenlerinden biri oluyor, çünkü erkeğin zevk aldığı, orgazm olduğu, kadının ise kendini erkeğin zevk almasında görevli bir araç gibi hissettiği bu durum er ya da geç kadında hırçınlık, cinsel soğukluk, ağrılı cinsel ilişki gibi pek sorunu ortaya çıkarır. Bu sorunlar da çift ilişkisinde çatışmalara yol açabilir. Daha da kötüsü bu durumdaki bir kadın bu kültürü kendi kızına da aktarabilir, böylece anneden kızına devredilen bir lanet gibi mutsuzluklar artar.

Kadınların çoğu için cinsellik evlilikle birlikte başlar. Toplumumuzda evlenecek kadının toplum içindeki değeri cinsel deneyimsizliğiyle belirlenir ve bakirelik kutsanır. Kız çocukları yetiştirilirken, cinselliğin erkeklere özgü olduğu, sadece erkeğin zevk aldığı, kadın için çoğu zaman mide bulandırıcı, acı veren ama evliliğin devam etmesi ve anne olmak için yerine getirilmesi gereken bir “kadınlık görevi” olduğu öğretilir. Aile ve toplum baskısı, cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, cinsel eğitimin yetersizliği, cinselliğin ayıp, günah veya yasak olarak kabul edilmesi nedeniyle kadınlar cinsellik hakkında yeterince bilgi sahibi olamaz, bilgi sahibi olmak bir yana cinselliği kelime hazinelerine dahi ekleyemezler. Evleninceye kadar cinselliği hiç bilmeyen veya çoğu zaman yaşamayan kadınlar, evlilikle birlikte cinsel hayata başlar. Ancak hayatı boyunca cinsel fantezi kurmamış, birini arzuladığında kendinden utanmış, suç işlediğini ya da günaha girdiğini düşünmüş, kızlık zarını (himen) korunması gereken en önemli yapı olarak görmüş, hiç mastürbasyon yapmamış, kendi bedenine yabancılaşmış, cinselliği eşine karşı yerine getirmesi gereken bir görev ya da onu sevdiğini gösterebilmesinin bir yolu olarak algılayan bir kadın için cinsellik, haz alınacak güzel bir yaşantı olmaktan çok istenmeyen bir durum haline dönüşebilir. Çoğu zaman yatakta erkek aktif olur, ilişkinin uzunluğunu, kısalığını, tarzını erkek belirler, erkek isterse sevişilir, istemezse sevişilmez. Kadın, erkeğin isteklerine uyum gösterebilmeyi mutlu bir cinsellik göstergesi olarak algılamaya başlar. Bu da kadın olarak cinselliği bir hak ve haz kaynağı olarak görme sürecini sekteye uğratır.