Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789

Anthem

Alper Sezener

“Biz suçluyduk ve burada da suçumuzu itiraf ediyoruz. Suçumuz, en büyük günahlardan biri olan tercih etmekti.”

“Kesin olarak bildiğimiz tek şey, bilebileceğimiz her şeyi bilmek arzusunu içimizde şiddetle taşıdığımızdır.”

“Bizim Şehrimiz’de herkes herkesle hemfikir olmalıdır. Oysa kardeşlerimiz kendi düşüncelerinin diğerleri ile aynı olup olmadığını bilemezler ve onun için de konuşmaya dahi korkarlar.”

“Ve yalnız eğilerek, itaat ederek; hürmet etmediğim kişilerin hürmet etmediğim fikirlerini kabul edeceksem, hayatımın ne kıymeti olabilir?”

"Ahlâktan yoksun kişilerin, iyi insanların erdemine ve güçsüzlerin, muktedir insanların kuvvetine el uzatmasını; ahmakların, düşünen kafaların irfanına ortak olmasını, kısacası meziyetin alabildiğine alçaltılıp kabahatin alabildiğine taltif edilmesini temin eden tek şey yine bu “Biz” kelimesidir."

“Etrafımdaki şeylerin manasını bilmek, bulmak, öğrenmek istiyordum. Bütün aradıklarımı bu “BEN”de buldum.”

*

“Büyük Yeniden Doğuş” zamanındayız, Dünya Konseyi tüm hakikatin ana organı.

Özgürlük yok. Yaratıcılık yok. Bireysellik yok.

Devletin vatandaşlarını istisnasız her durum ve koşulda kontrol ettiği ve "ben" kelimesinin bile dilden çıkarıldığı bir toplumsal yapı.

“Ben” yok, “Biz” var.

İdeal toplumu yaratmak için koşulsuz uyulması ve yerine getirilmesi gereken bir dizi katı kuralın hüküm sürdüğü distopik bir kent.

Yalnızlık ve yalnız başına düşüncelere dalmak elbette yasaktır, çünkü insanlar yalnız düşünemezler.

Herhangi bir vatandaşın, insanların kapitalist modernite içinde yaşadığı “Bahsedilemez Zamanlar” hakkında konuşması yasak.

Bahsedilmesi yasak olan zamanlarda insanlar elektrik kullanıyor, kendi evlerini inşa ediyor, kendi işlerini seçiyor ve entelektüel tercihlerine göre kitap okuyorlardı. Ama şimdi, insanlar karanlıkta yaşıyor; ortak evleri mum ışığıyla aydınlatılıyor.

Geçmişin tüm kitapları yakılmış, yerlerini Alimler Evi'ndeki seçilmişler tarafından yazılmış el yazmaları almıştır ve bunlar yalnızca herkes tarafından bilinen bilgileri içeriyor.

*

Bu distopik kentte, başta elektrik olmak üzere kayıp çağın icatlarını yeniden keşfedecek ve şehirden kaçmak için hayatını riske atacak 21 yaşında asi bir genç ortaya çıkıyor: Eşitlik 7-2521.

Genç adam, fiziksel olarak güçlü ve uzun boyludur. Entelektüel merakı ve diğer nitelikleri onu yaşıtlarından ayırır.

İyi bir “sokak süpürücüsü” olmaya ve lanetinden kaçınmaya çalışsa da entelektüel merakından kaçamayan genç adam bir gün arkadaşıyla birlikte bir yeraltı tüneli keşfeder.

Birkaç yıl boyunca keşfettiği tüneli düşünceleriyle baş başa kalabileceği bir yer olarak kullanır.

Burada deneyler yapmak ve bahsedilmesi yasak zamanlardaki gibi yaşamanın nasıl bir şey olduğunu anlayabilmek için birçok nesne çalar. Çaldıkları arasında, tüneli aydınlatmak için Sokak Süpürücüleri Evi'nden mumlar, bulgularını kaydetmek için el yazması kağıtlar ve deney yapmak için Alimler Evi'nden cam şişeler, tozlar ve asitler vardır.

Giderek içinde yaşadığı toplum ve kurallarıyla daha da fazla çatışmaya başlar, her geçen gün içindeki isyan daha da büyümektedir.

Bir çiftlikte çalışan Özgürlük 5-3000'e âşık olmasıyla birlikte başka bir dünyanın olanaklılığına olan inancı ve umudu onu büyük keşiflere ve başkalarını da etkileyecek güçlü bir değişime doğru sürükler.

Devamı kitapta…

*

“Anthem”, daha çok Ayn Rand takma adıyla bilinen Rus asıllı Amerikalı yazar Alice O'Connor (1905-1982, Alisa Zinovyevna Rosenbaum) tarafından 1937 yılında yazılmış ve ilk olarak 1938 yılında İngiltere’de yayımlanmış distopik bir kurgu romandır.

Hikâye, insanlığın bir başka Karanlık Çağ'a girdiği, belirtilmemiş bir gelecek tarihte geçer. Bu çağda, teknolojik ilerleme artık dikkatlice planlanmış ve bireysellik kavramı ortadan kaldırılmıştır.

Eşitlik 7-2521 olarak bilinen genç bir adam gizli bilimsel araştırmalar yaparak isyan eder. Faaliyetleri keşfedildiğinde, sevdiği kızla birlikte vahşi doğaya kaçar. Birlikte, yeniden keşfedilen bireyciliğe dayalı yeni bir toplum kurmayı planlarlar.

Rand başlangıçta hikâyeyi bir oyun olarak tasarlamış, daha sonra dergi yayını için yazmaya karar vermiştir. Menajerinin önerisi üzerine kitap yayıncılara göndermiştir ve ilk defa İngiltere’de basılmıştır.

Totaliter rejimlerin baskıcı fikirlerine karşı bireyciliği ön plana çıkaran güçlü bir hayal gücü yansıttığı için 6 milyondan fazla satmıştır.

“Anthem” Türkçe karşılığı “Marş” olsa da içeriği açısından Türkçe'ye “Ben” ve “Ego” olarak çevrilmiş ve ayrı yayınevlerince kitaplaştırılmıştır.

*

Roman, bir diğer Rus yazar Zamyatin’in “Biz” isimli romanından yaklaşık 17 yıl sonra yazılmıştır. İki romanda da karakterlere verilen numaralandırılmış isimlerin olması, anlatılan toplumsal yapıdaki benzerlikler, baskıcı rejimin edimleri düşünüldüğünde Ayn Rand’ın “Biz”den esinlendiği duygusu uyandırsa da bununla ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır.

Ayn Rand’ın fikirleri ve eserleri felsefi ve siyasi açıdan oldukça tartışmalıdır. Kitaplarında, rasyonel bencilik, bireycilik ve kapitalist toplumda özgür birey temalarını işler.

Rand, metafizik gerçekçilik, rasyonalite, rasyonel kişisel çıkar, bireysel haklar ve sanat kavramlarını geliştirmiş ve felsefesini sosyal konulara uygulamıştır.

Genellikle “Atlas Silkindi” (Atlas Shrugged) ve “Hayatın Kaynağı” (The Fountainhead) gibi hayranlarının sorularına yanıt olarak polemikçi, felsefi denemeler yazmıştır; üniversite kampüslerinde dersler vermiştir, radyo ve televizyon röportajları yapmıştır.

*

Onun temel konusu özünde, kendi mutluluğunu hayatının ahlaki amacı, üretken başarıyı en asil faaliyeti ve aklı tek mutlak olarak gören kahraman bir varlık olarak insan kavramıdır.

Rand'a göre hükümet yalnızca, kurulmasına rıza gösteren vatandaşların bir temsilcisi ya da hizmetkarıdır ve bireylerin meşru haklarını şiddet içeren müdahalelerden korumak gibi özel işlevlerin ötesine geçecek meşru bir ahlaki yetkiye sahip değildir.

Hükümetin, vatandaşlar tarafından belirli bir amaç için kendisine devredilen haklar dışında hiçbir hakka sahip olmadığını savunur.

Tüm eserlerinde bu görüşlerinin etkisi vardır.

Görüşlerinin düşünsel dayanaklarını daha detaylı araştırmak isteyenler için “objektivizm” ve “minarşizm” üstüne okuma yapmalarını tavsiye ederim.

En önemli eserleri, “Yaşamak İstiyorum” (We the Living), “Ben”/“Ego” (Anthem), “Hayatın Kaynağı” (The Fountainhead) ve “Atlas Silkindi” (Atlas Shrugged) olarak not edilebilir.

*

Haftanın ev sinemasında film önerisi, orijinal adı “Looper” olan ve Türkiye’de “Tetikçiler” olarak yayınlanan 2012 yapımı bilimkurgu filmi.

Filmin yönetmeni Amerikalı Rian Johnson; başrollerinde ünlü Amerikalı oyuncu Bruce Willis, Emily Blunt, Joseph Gordon-Levitt, Jeff Daniels ve Paul Dano oynuyor.

Film, döngüsel olarak 2044 yılında ve bu tarihin 30 yıl sonrasında geçiyor. 2074'te zaman yolculuğu icat ediliyor ve hemen ardından hükümet tarafından yasadışı ilan ediliyor. Fakat, suç örgütleri zaman yolculuğu cihazını ele geçirip, hedefleri "ortadan kaldırmak" için kullanmaya başlıyor. Kurbanlar zamanda 30 yıl geriye savruluyor ve burada suikastçılar onları infaz ediyor.

Katiller "döngücüler" olarak biliniyor, çünkü bir gün döngüyü kapatmaları gerekiyor. Gelecekteki orta yaşlı halleri de tasfiye edilmek zorunda, çünkü işverenleri hakkında çok fazla bilgi toplamış durumdalar.

Bu döngü, artık yaşlanmış olan suikastçının son gönderildiği görevde bir bityeniği olduğunu fark etmesiyle sapıyor, kaç-kovala örgüsüyle birlikte bilimkurgunun tüm olanaklarını zorlayan bir maceraya dönüşüyor.

Film zamanda yolculuk konusunu farklı bir şekilde işleyerek türe zenginlik katıyor.

İyi seyirler…