Atatürk’ün 103 yıl önce 27 Aralık’ta, Ankara’ya geldiğini biliriz. Ancak Atatürk’ün direniş merkezini seçme ve Ankara’nın Atatürk’e kavuşma sürecini yeterince bilmeyiz. İşin özü, Mustafa Balbay’ın Ankara Destanı’nda tanımladığı, “Kızılırmak’la Sakarya’nın arası”ndaki bozkır kasabası, nasıl oldu da “Mustafa Kemal’in Ankara’sı” oldu?
Mücadele Merkezi Belirleniyor
Atatürk, 20 Şubat 1919’da İstanbul’da kendi evinde A. Fuat Paşa ile yaptığı görüşmede arkadaşına, “bir vazife ile kendisini (Anadolu’ya) tayin ettiremezse, en itimat ettiği bir komutanın yanına gideceğini ve ilk defa işe (mücadeleye) oradan başlayacağını” söyledi. A. Fuat Paşa’nın birlikte çalışmayı kabul etmesi üzerine, Konya Ereğli’de bulunan 20. Kolordu'yu, Ankara’ya kaydırmayı ve burada bir direniş merkezi kurmayı kararlaştırdı.*
Ankara’ya Hâkim Olma Mücadelesi
Atatürk’ün 20. Kolordu'yu Ankara’ya gönderme kararını aldığı dönemde, İstanbul Hükûmeti de İngilizlerin desteğiyle bu stratejik şehri, İstanbul’a bağlamaya çalışıyordu. Damat Ferit, İttihat ve Terakki Hükumeti'nce emekli edildiği için İttihatçılara kin besleyip Kuvayı Milliye’yi de İttihatçıların devamı sayan ve Konya’da oturan Muhittin Paşa’yı 15 Mart 1919’da Ankara’ya Vali olarak atadı.*
Ankara’nın Damat Ferit’i
Vali, İttihatçı olduğu gerekçesiyle 200 kadar Ankaralıyı tutuklattığı gibi memurları, zorla Hürriyet ve İtilaf Fırkasına ve İngiliz Muhipler Cemiyeti’ne üye yaptı. Ayrıca, savaş sonrası geri dönen Ermenilere, üyeleri Hıristiyan olan bir özel mahkemenin yalancı tanık ve düzmece belgelerine dayanarak mal mülk dağıtımını sağladı. Bu özel mahkeme, azınlıklara karşı suç işlediği iddia edilen Ankaralıları da cezalandırmaya başladı. Kısaca, Vali Muhittin, Ankara’nın Damat Ferit’i oldu.
20. Kolordu Ankara’ya Geliyor
Atatürk, İstanbul’dan ayrılmadan Genelkurmay Başkanı Cevad Paşa’dan 20. Kolordu'nun trenle olmazsa, karadan yürüyerek Ankara’ya gönderilmesini rica etti. İngilizler, trenle taşınma işlemini bir ay kadar geciktirdikten sonra, vagon başına 60 altın lira talep ettiğinden birliklerin büyük bir kısmı karadan yürüyüşle Ankara’ya nakledilmeye başlandı.
Ankara Atatürk’ü Takip Ediyor
Ankara halkı, Atatürk’ün 28 Mayıs tarihli Havza Genelgesi'ne uyarak bir gün sonra Ankara Vilayet Konağı önünde işgalleri protesto etti. Ayrıca Atatürk’ün isteği üzerine Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat Efendi, Ankara’da Müdafaayı Hukuk Cemiyeti'ni kurdu.
Ankara, İstanbul’a Başkaldırıyor
Valinin yönetiminden rahatsız olan Ankara’nın ileri gelenleri, telgrafhaneye giderek Padişah'ı telgraf başına çağırdılar. Ancak telgrafın başına gelen Sadrazam, halkın doğrudan zatı şahane ile görüşemeyeceğini bildirdi. Bunun üzerine telgrafın Ankara hattındakiler, kendileriyle görüşmeyen Padişah'ı ve onları görüştürmeyen Sadrazam'ı tanımadıklarını bildirdiler.
İstanbul Devreye Giriyor
Temmuz ayı sonunda Erzurum Kongresi devam ederken, Damat Ferit Hükûmeti, Ankara Valisi'ni İstanbul’a çağırdı. Vali, 9 Ağustos’ta İstanbul’dan aldığı direktifleri, İngilizlerden aldığı paralarla uygulamak üzere Ankara’ya dönerken 11 Ağustos günü A. Fuat Paşa, İstanbul’a çağırıldı. Bu çağrıya uymayan A. Fuat Paşa, 29 Ağustos’ta görevden alınarak yerine Kiraz Hamdi Paşa atandı. Ancak İstanbul’un Ankara’ya atadığı Paşa, zamanında alınan tedbirlerle Ankara’ya gelemeden İstanbul’a geri dönmek zorunda kaldı.
Vali Muhittin’in Planı
Ankara’da bir şey yapamayacağını düşünen Vali, Ankara’yı çevresinden kuşatabilmek için Çorum ve Kastamonu’ya giderek buradaki mülkî ve askerî makamları kendi yanına çekmeye başladı. Dahiliye Nazırı Adil Bey’in talimatıyla 21-25 yaşlarındaki gençleri jandarma olarak kaydetti. Topladığı kuvvetlerle Ankara’yı kendisine tamamen bağladıktan sonra, Sivas üzerine yürüyerek millî mücadeleyi durdurmayı ve Atatürk’ü tutuklamayı düşünüyordu.
Valinin Tutuklanması
Atatürk ve A. Fuat Paşa, valinin yaratacağı tehlikeyi tahmin ettikleri için gerekli önlemleri aldılar. Valiyi korumak için Keskin Müfrezesi Komutanı Hamitli Rıza Bey’in müfrezesiyle Polatlı Tuğrul Köyü’nden Kara Sait’in millî müfrezesi görevlendirildi. 17 Eylül günü Çorum’dan yola çıkan vali, 19 Eylül’de Sungurlu ile Keskin arasında bulunan Kılıçbeli’nde kendisini koruyan müfrezeler tarafından tutuklanarak Sivas’a götürüldü. Atatürk’ü tutuklamak için Sivas’a gitmek isteyen vali, tutuklanarak Sivas’ta Atatürk’ün karşısına çıkarıldı. Millî hareket aleyhinde çalışmayacağı yolunda namus sözü verip yemin ettikten sonra Valinin İstanbul’a gitmesine izin verildi. Vali sözünü tutsa da oğlu Refi Cevat (Ulunay), Alemdar gazetesinde Millî Mücadele aleyhine kin kusmayı sürdürdü.
Ankara Valisini Seçiyor
Vali Muhittin’in tutuklanması üzerine Ankaralılar, Defterdar Yahya Galip Bey’i vali vekili olarak seçti. İstanbul Hükûmeti, son bir girişimde bulunarak Ankara’ya daha önce Bitlis Valiliği yapmış olan Ziya Paşa’yı atadı. Ancak Ankara Müftüsü ile Belediye Başkanı, valiyi tanımayacaklarını bildirdiği için yola çıkmış olan Ziya Paşa, Ankara’ya gelemedi. Böylece Ankara’nın Atatürk’e bağlanma ve Millî Mücadelenin merkezi olma yönündeki engeller ortadan kalktı.
Ankara Yolculuğu
Atatürk’ün seçimlerden sonra Sivas’tan Ankara’ya gidebilmek için lastik, benzin ve para sorununu çözmesi gerekecekti. Heyeti Temsiliye’nin mutemedi olan M. Müfit Bey’in kendi şahsı adına Osmanlı Bankası Müdürü Mösyö Şimit’ten borç almasıyla Ankara’ya gelebilecek kadar para bulundu. Lastik ve benzin ihtiyacı da Amerika Mektebinden temin edildikten sonra, 18 Aralık 1919 günü sabah saat 09:00’da, ikisi dolma lastikli, saatte ortalama 15-20 km hız yapabilen üstü açık üç araba ile kara kışa ve ayaza aldırmadan yola çıkıldı. Yanlarında, sadece yirmi yumurta, bir okka peynir ve on ekmek** ile vatanı kurtarmaya ve bağımsız bir devlet kurmaya gidiyorlardı.
Ankara’da Sonsuzluk Kazanmak
Ankaralılar, Oğuz Türkleri geleneğine göre Seymen Alayı kurmak suretiyle yeni bir devletin kuruluşu olan Kızılca Güne hazırlanarak kurtarıcı ve kurucu lideri, binlerce kişinin katılımıyla 27 Aralık 1919’da Dikmen sırtlarında karşıladı. İstanbul’a isyan eden Ankara’nın İstanbul’a isyan eden lidere kavuşması, sıradan bir buluşma olmayacaktı.*** Bu buluşma liderin, Atatürk olmasının ve Ankara’nın başkent olmasının yolunu açtığı gibi Atatürk’ün Ankara’da sonsuzluk kazanmasının da başlangıcını oluşturacaktı.
Kaynakça:
*Bilâl N. Şimşir, Ankara…Ankara… Bir Başkentin Doğuşu, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2006, s.102-145.
**Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, Cilt II, TTK, Ankara, 1986, s. 486-488.
***Halil Özcan, “Ankara’nın Atatürk ile Buluşmasının 100. Yılı”, Başkent Ankara Dergisi, Ankara Kulübü Derneği, Haziran-Aralık 2020, s.42-44.
Etiketler: Atatürk, Ali Fuat Cebesoy, Ankara, Damat Ferit, Vali Muhittin, Kızılca gün
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply