ANKARA- Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, son dönemde tarım ve hayvancılık ürünlerine peş peşe yapılan yüksek oranlı zamlara dikkat çekerek, artan fiyatlar nedeniyle et, süt ve süt ürünleri gibi temel besinlere erişebilirlikte yaşanan sorunlara işaret etti. Uysal, "Türkiye temel gıda ürünlerinin lüks olduğu bir aşamaya geçti. Bu olur şey değil! Çocukların, et ve süt ürünlerini yeterli miktarda tüketememesi gelecek kuşakların gerek fizyolojik gerekse zihinsel sağlığını olumsuz etkileyecek bir şey" dedi. Alt gelir gruplarının belli miktarda et almasına olanak sağlanması gerektiğine işaret eden Uysal, "Bazı belediyeler yapıyor, ekonomik durumu yeterli olmayan, 5 yaş altı çocuğu olan ailelere devletin mutlaka ücretsiz süt vermesi ve bu ailelere her ay 1-2 kilo et alışverişi için bir yardım yapılması gerekiyor. Bu yardım yapılırsa hem üreticinin üretime devam etmesi hem de vatandaşın tüketmesi mümkün hale gelir" diye konuştu.
Prof. Uysal, GAZETE DURUM’a Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) üretici alım fiyatlarını değerlendirdi, tarım-hayvancılık ürünlerine ilişkin öngörülerini anlattı. Uysal’a sorularımız ve yanıtları şöyle:
ESK büyükbaş karkas etin üretici alım fiyatını yükseltti. Bu durumun et fiyatlarına yansıması nasıl olur?
Üretim maliyetleri sürekli artıyor ve çiftçi para kazanamadığı için bu işten vazgeçme noktasına geldi. Üretimin devamını sağlayabilmek için çiftçilerin bu işi karlı yapabilmesine imkan sağlamaya çalışıyorlar bu birincisi. En önemli neden et üretimi için kullanılan girdi maliyetlerinin artması. Burada iki tane önemli boyut var. Bu iki önemli boyut yem olayı. Hayvansal üretimde maliyetin yüzde 70’i yemdir. Yem girdileri özellikle nicelikli nitelikli yem girdileri ithaldir. Kullanılan antibiyotikler vs ithaldir. Döviz kuru arttığı için yem üretiminde kullanılan girdi maliyetleri de artıyor ve buna bağlı olarak da yem fiyatları artıyor. Yem fiyatları artınca da çiftçinin bu işi yapmaya devam edebilmesi için para kazanması lazım. Çiftçiler örgütlü bir şekilde bu işi yapamıyorlar. Çiftçiler, kendileri bu eti pazarlamaya kalksalar aracı karları kendilerine çekseler belki daha iyi olacak ama maalesef bunu yapma kapasiteleri yok. Dolayısıyla yarını kurtarmak için, çiftçilerin üretime devamını sağlamak için bir fiyat artışı yapıldı. Yeterli olduğunu düşünmüyorum. Ama daha fazla artırdığın zaman bu sefer vatandaş nasıl alacak? Birinci boyutu buydu.
İkinci boyut Türkiye’de nakliye maliyetleri çok yükseldi. Benzin ve mazota yapılan zamlar nedeniyle etin ya da et ürünlerinin bir yerden bir yere taşınıyor olması maliyetli hale geldi. Sürekli olarak bunun maliyeti artıyor. Bu sektörün bir özelliği, bu sektörde taşıma yapmak için mutlaka soğutma sistemi lazım. Yaktığım yakıt hem arabayı götürecek hem de içerideki etleri koruyacak. Dolayısıyla et gibi bozulabilir ürünlerin taşıma maliyeti herhangi bir diğer ürüne göre daha yüksek maliyetli. Mazot fiyatında ortaya çıkan artış sadece kamyonun yakıt giderini yükseltmiyor. Aynı zamanda o yakıt kullanılarak yapılan soğutma giderini de artırır. Karkas et fiyatına yapılan artış tüketicinin ödeyeceği etin fiyatını artıracak. Mazota yapılan zamlar nedeniyle nakliye ve nakliye esnasındaki soğutma maliyetleri artacak. Şu anda üreticiyi kurtarmak için tüketiciye yükleniyorlar ama bu gidişle ikisini de kurtaramayacaklar.
Et ve süt vatandaş için alınabilir olmaktan çıktı mı?
Türkiye temel gıda ürünlerinin lüks olduğu bir aşamaya geçti. Bu olur şey değil! Çocukların, et ve süt ürünlerini yeterli miktarda tüketememesi gelecek kuşakların gerek fizyolojik gerekse zihinsel sağlığını olumsuz etkileyecek bir şey. Özellikle alt gelir gruplarının belli bir miktarda et almasına imkan sağlanması lazım. İkincisi, bazı belediyeler yapıyor, ekonomik durumu yeterli olmayan, 5 yaş altı çocuğu olan ailelere devletin mutlaka ücretsiz süt vermesi ve bu ailelere her ay 1-2 kilo et alışverişi için bir yardım yapılması gerekiyor. Bu yardım yapılırsa hem üreticinin üretime devam etmesi hem de vatandaşın tüketmesi mümkün hale gelir.
Yüksek maliyetler nasıl kontrol altına alınabilir?
Çok pratik bir yol var. Devlet, hem enflasyonla mücadele etmek istiyorsa hem üretimin devam etmesini, çiftçilerin para kazanmasını istiyorsa tarımda çiftçilere verilen mazotun, kamyonculuk nakliyecilik yapan firmaların, kişilerin kullandığı mazotun ÖTV’sini kaldırması lazım. Tabii bu suistimale yol açabilir ama suistimale yol açmamak için de herkesin tarlası belli, arazisi belli ya da kamyonun gittiği kilometre belli ona göre yapılmalı. Diyelim ki benim 10 dönüm tarlam var. Burada en fazla 2 ton mazot kullanmam gerekiyor, onu çiftçinin sahip olduğu arazi ve hayvan miktarına bağlı olarak yapması lazım. Şu an da hem üreticiyi hem tüketiciyi korumanın hem de enflasyonun aşağı çekmenin en pratik yolu, ulaşım maliyetlerini aşağı çekmek için nakliyecilerin mazotundaki ÖTV’yi, tarımsal üretim maliyetlerini aşağı çekmek için de çiftçinin kullandığı mazotun ÖTV’sini kaldırması lazım. Türkiye’nin enflasyonu kontrol altına alabilmesi için mutlaka döviz kurlarında istikrarı yakalaması lazım. Döviz kurlarında da istikrarı yakalaması için de ekonomi politikalarını, ekonomi biliminin perspektifine sokması gerekiyor.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply