Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789

Kültür Atölyesi 2-3 Temmuz

2-3 Temmuz 2022 - Bu hafta sonunun filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE HAFTA SONU

Minions: The Rise of Gru - Minyonlar 2: Gru'nun Yükselişi (2022) - Kyle Balda, Brad Ableson, Jonathan del Val

Yönetmenliğini Kyla Balda, Brad Ableson ve Jonathen del Val'ın ortak üstlendiği 2020 Fransa, Japonya ve ABD ortak yapımı "Minions: The Rise of Gru", bu hafta sonunun vizyon filmi.

Animasyon, aksiyon, komedi, macera altında sınıflandırılan türler arası yapım, 2015'te vizyona giren "Minions"un devam filmi, aynı zamanda "Despicable Me" üçlemesinin spin-off'u (uyarlama).

Animasyon tutkunlarının ve miniklerin merakla beklediği film, iddialı bir tahminle geliyor. ABD, Türkiye ve dünyanın birçok yerinde daha cuma günü vizyona giren filmin açılış hasılatının 70 milyon doları bulacağı tahmin ediliyor.

Universal Pictures ve Illumination'ın yapımcılığını üstlendiği ve "Sıkı dur!" sloganıyla gösterime giren Minions: The Rise of Gru, 3 boyutlu formatta, 12 yıllık sadık hayran kitlesinin karşısında olacak.

Senaryosu Matthew Fogel ve Brian Lynch tarafından yazılan filmin dublaj ekibinde Steve Carell, Pierre Coffin ve Alan Arkin yer alıyor.

Filmin konusu:

Stuart, Kevin ve Bob süpermarketten muzlarını alamadıkları için hayal kırıklığına uğrarlar. Duruma çözüm bulmak isteyen ekip, Beyaz Saray’a gidip şikâyetçi olmak isterler. Şikâyet etmeye gittiklerinde saraydan kovulan minyonlar, bu duruma çok şaşırır ve sinirlenir. Kendilerine yapılanların intikamını almak için ABD hükümetini devirmeye karar veren Stuart, Kevin ve Bob zorlu bir maceraya atılır. Bütün bunlar olurken, kötü kahraman Gru, 12 yaşında küçük bir çocuktur. 1970'li yıllarda tarihin en büyük kötülerinden biri olma hayali kuran genç Gru'nun yolu Minyonlar'la kesişir. Kötülükleriyle nam salan Vicious 6 ekibine katılmaya çalışan Gru'ya yardım eden Minyonlar, karşılığında çok istedikleri muzlarını alacaklardır.

Gru, 1970’lerin ortasında dönemin modası saçları ve İspanyol paça kot pantolonlarıyla banliyöde büyümüştür. Vicious 6 olarak bilinen kötüler grubunun hayranı olarak onlara katılabilecek kadar kötü olma planları yapar. Neyse ki sadık takipçileri olan ve kargaşa yaratan Minyonlar’ın desteği onunladır.

Hafta sonunu yılın en iddialı animasyonlarından birini izleyerek geçirmek isteyen sinemaseverler salonlarda yerini alabilir.


RAFLARDA HAFTA SONU

Kenar Mahalle Çocukları - Pier Paolo Pasolini

İtalyan sinema ve edebiyat dünyasının önemli ismi Pier Paolo Pasolini'nin ilk romanı "Kenar Mahalle Çocukları", (Orijinal adı: Ragazzi di vita) Can Yayınları tarafından basıldı.

"Paragone" dergisi için İtalyan diyalektleriyle yazılmış şiir antolojileri hazırlayan Pasolini, Kenar Mahalle Çocukları'nın ilk bölümünü bu dergide yayımladı. Okuyucular ve eleştirmenler kitabı çok beğendi, ancak İçişleri Bakanlığı hem yazar hem yayımcı hakkında dava açtı, kitap toplatıldı. Ancak mahkeme kitabı beraat ettirdi ve suça teşvik eden bir unsur bulunmadığını açıkladı. Kitap raflardaki yerini tekrar aldı.

Kitabı İtalyanca aslından Nazlı Brigen çevirdi.

Tanıtım bülteninden:

Hissedilen ne lodos sıcağıydı ne de kavurucu bir sıcak; yalnızca sıcaktı. Sanki esintiye, kenar mahallelerin sararmış duvarlarına, çimenlere, el arabalarına, kapılarında yolcuların üzüm taneleri gibi üst üste yığıldığı otobüslere bir kat boya sürülmüştü: Şimdiki ve geçmişteki tüm yaz gecelerinin neşesi ve sefaletini taşıyan bir kat boya.

Ebedî şehir Roma’nın tozlu ve yıkık kenar mahallelerinde yetişen, kimsesizlik ve yoklukla sınanan, öfkeyle büyüyen ve beslenen Caciotta, Lenzetta, Begalone, Alduccio gibi çocuklar. Riccetto da onlardan yalnızca biri; onun şehirdeki ilk Komünyon’uyla başlayan ve 1950’lere uzanan hikâyesinde aileleri dünya ve Tanrı tarafından başıboş bırakılan bu çocukların ne pahasına olursa olsun hayatta kalma mücadelesine tanık oluruz.

Kenar Mahalle Çocukları, filmleriyle İtalyan ve dünya sinemasında ölümsüz bir iz bırakmış Pier Paolo Pasolini’nin en ünlü eseri, onun sınırları sürekli zorlayan aykırı zihninden faydalanan bir neorealist başyapıt. Sanatın, kurumların ve toplumun arkasını döndüğü bir sınıfa adanmış sarsıcı bir kült roman.

“Pasolini 20. yüzyıl İtalya’sının en önemli ozanıdır.” -Alberto Moravia

“Pasolini çelişkilerini uzlaştırmayı değil, dolu dolu yaşamayı seçen bir sanatçı ve düşünürdü.” -The New York Times


SAHNEDE HAFTA SONU

Kenan Doğulu

Cumartesi gecesini Türk pop müziğinin efsane ismi Kenan Doğulu'yla geçirmek isteyen Başkentliler için güzel haber...

30 yıllık müzik kariyerinin verdiği yetkiye dayanarak, dinleyenlerini 1990'lardan günümüze harika bir yolculuğa çıkaracak ve tüm Türkiye'nin ezbere bildiği şarkılarını canlı olarak seslendirecek Doğulu, KerkiSolfej organizasyonuyla cumartesi akşamı Ankara'da.

Geçmişten günümüze dillerden düşmeyen hareketli ve romantik parçalarına son yıllarda eklediği "İlk Adımı Sen At" ve "Bumaya" gibi hitlerini ekleyerek pop müziğe yön veren Doğulu, Başkentli sevenleri için bu akşam 21.00'de Atılım Sahne'de olacak.


Küçük Prens Müzikali

Dünya edebiyatının en önemli eserlerinden Küçük Prens, müzikal olarak sahneye aktarıldı. Bu başyapıtın sahne yorumunu izlemek isteyen tiyatroseverler için "Küçük Prens Müzikali" pazar günü akşamı Ankara'da.

Antoine De Saint Exupery tarafından yazılmış, dünya edebiyatının en önemli eserleri arasında yer alan Küçük Prens, hem öğretici hem de ilham veren macerası ile müzikal olarak sahnede. Büyükten küçüğe herkesin ilgiyle okuduğu Küçük Prens kitabı, aynı etki ile sahneye taşınıyor.

Le Monde’un Yüzyılın 100 Kitabı Listesi içerisinde 4'üncü sırada yer alan Küçük Prens'i sahneye Gülay Vural uyarladı, oyunun rejisörlüğünü Aytekin Kobat üstleniyor.

Küçük Prens Müzikali, pazar akşamı saat 20.30'da Eryaman Göksu Park Açık Hava Tiyatrosu'nda sahnede olacak.

Antoine de Saint-Exupery’in de dediği gibi:

"Artık büyüdünüz ve oldukça 'tuhaf'sınız.

Giderek 'tuhaf'laşmak ve aramayı unutmak, belki de bir yetişkin hastalığıdır...

Hatırlayalım o zaman: Yalnız çocuklar ne aradıklarını bilirler."


GALERİDE HAFTA SONU

Mehmet Can Meral Fotoğraf Sergisi

Foto muhabiri Mehmet Can Meral’in son 10 yıldaki yangınlarda çektiği fotoğraflardan oluşan sergisi, Muğla'da izlenebiliyor.

Bodrum’da uzun yıllar gazetecilik yapan, 2019 yılından bu yana da Bodrum Belediyesi’nde foto muhabirliği görevini yürüten Meral'in, son 10 yılda yangınlarda çektiği fotoğraflardan oluşan sergisi, Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü Orhan Kemal Meydanı’nda kültür-sanat severlerle buluşuyor.

Mücadeleyi ölümsüzleştiren kareleriyle ilgili Meral, şunları söylüyor:

“Sergide, son 10 yılda Bodrum’un farklı bölgelerinde çıkan yangınlar ve yangın sonrası çekilen fotoğraflar bulunuyor. Aslında acı bir durum. Bizim o anda gördüklerimizi, başka insanlar da görsün ve daha dikkatli olsunlar diye böyle bir çalışma içine girdim. Amacım, yangınlara dikkat çekmek. Sergide 50 adet fotoğraf var. 2003’te mesleğime başladığımdan bu yana o kadar çok fotoğraf çektim ki bunları ayırırken de zorluk yaşadım. Her fotoğrafımın benim için farklı bir anısı var.”

18 Haziran'dan bu yana kapıları açık olan sergi, 14 Temmuz'a kadar ziyaret edilebiliyor.


KÜLT(ür)lenelim...

In The Mood For Love - Aşk Zamanı (2000) - Wong Kar-wai

Hong Kong sinemasının usta ismi Wong Kar-wai'nin lirik drama eseri "In The Mood For Love", hafta sonunun kült filmi.

Hong Kong İkinci Yeni Dalgası’nın en önemli isimlerinden Wong Kar-wai‘nin imzasını taşıyan ve sinema tarihine damga vuran filmin senaryosunu da Kar-wai kaleme aldı.

Bir sinematografi başyapıtı olan In The Mood For Love'ın görüntü yönetmenliğini Christopher Doyle ve Mark Lee Ping-bin üstleniyor. In The Mood For Love, Kar-wai ve Doyle‘un; Days of Being Wild, Chungking Express, Ashes of Time, Fallen Angels ve Happy Together'dan sonra bir araya geldiği altıncı film olma özelliğini taşıyor. Doyle, çekimlerin yarısında filmden ayrılır, Ping-bin filme dâhil olur. Yarısında görüntü yönetmeni değişen bir film için epey iddialı bir sinematografiye sahip olan In The Mood For Love, aldığı tüm övgüyü hak ediyor.

Başrollerinde Tony Chiu-Wai Leung Maggie Cheung ve Siu Ping-Lam'in yer aldığı yapım, BAFTA'da En İyi İngilizce Olmayan Film Ödülü'ne aday gösterildi. In The Mood For Love'ın BAFTA dışında 46 ödülü ve 50 adaylığı var.

"Sıcaklığı hisset, yanan enerjiyi içinde tut ve hissiyatın patlamasına izin ver" sloganıyla gösterime giren film, kendisinden önce gelen "Days of Being Wild" ve kendisinden sonra gelen "2046" ile birlikte "Love" üçlemesinin ikinci filmidir.

Filmin konusu:

1962'de Hong Kong'da geçen hikâyede, bir gazete editörü Chow Mo-Wan, karısıyla birlikte yeni bir binaya taşınır. Eş zamanlı olarak, güzel bir sekreter olan Su Li-zhen ve yönetici kocası da aynı kalabalık binada bir oda tutarlar. Eşleri sık sık iş sebebiyle uzakta olan Chow ve Li-zhen, beraber zaman geçirmeye başlar. Kısa süre sonra hep uzakta olan eşlerinin aslında beraber olduklarını öğrenir ve yıkıma uğrarlar. İncinmiş ve öfkeli ikili, sadakatsiz eşleri gibi olmamaya karar verseler bile, büyüyen arkadaşlıklarında teselli buluyorlardır. Benzer bir yanlışa kapılıp gitmemek için aralarındaki bağı platonik boyutta tutma konusunda anlaşırlar. Fakat ikilinin arasındaki arkadaşlık, karşı konulması pek mümkün olmayan çekim gücünün de etkisiyle başka bir boyuta geçer. Birbirlerinin tenlerine dokunmadan geçen zaman içerisinde çekim, daha da büyür.

Beyazperdeye aktarılan en acıklı, en gerçek aşk hikâyelerinden biri olan film, şiirsel anlatısının yanında izleyiciyi romantizmin doruklarına götürür. Evlilik kurumunun sarsılmaması için hayatlarını mevcut haliyle devam ettirmek zorunda olan karakterler, aşkın çekim gücüne direnirler. In The Mood For Love, renk paletinden, unutulmaz müziklerine; başarılı oyuncu performanslarından, sanat ve görüntü yönetimine kadar her şeyiyle bir ustalık eseridir.

Wong Kar-wai'nin melankolik şaheseri, izleyenini etik bir dilemma içine atarken, duygu yoğunluğunu aşama aşama köpürterek, mantığın ürettiği tüm kavramları reddetmeye çağıran bir isyana davet ediyor.