Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789

"HDP'ye Bakanlık vermemiz söz konusu değil"

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in “HDP'ye Bakanlık verilebilir” ifadesiyle başlayan tartışmaya bir açıklama da Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'ndan geldi. Karamollaoğlu, "HDP'ye Bakanlık verilmesi" tartışmalarına son noktayı koyarak, 6'lı Masa'nın Tekin'in açıklamasına tepki gösteren ikinci lideri oldu ve ihtimallere kapıyı kapattı.

Yelda Gökdağ

ANKARA- CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in “HDP'ye Bakanlık verilebilir” ifadesiyle başlayan tartışmaya bir açıklama da Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'ndan geldi. Karamollaoğlu, "HDP'ye Bakanlık verilmesi" tartışmalarına son noktayı koyarak, 6'lı Masa'nın Tekin'in açıklamasına tepki gösteren ikinci lideri oldu ve ihtimallere kapıyı kapattı. Konunun masada asla gündeme gelmediğini belirten Karamollaoğlu, “HDP'ye Bakanlık verilmesi söz konusu değil. Niye verelim, neden yani? Desteklerini almak için mi? O zaman öyle bir şey olsa 'Gelsin masada otursun' derler.” dedi.

Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, 6'lı Masa toplantılarından erken seçim tartışmalarına kadar pek çok konuda GAZETE DURUM'a özel değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu'na sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:

HDP'ye Bakanlık söz konusu değil

Herkes "6'lı Masa'nın adayı kim olacak?" sorusuna kilitlenmişken CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin “HDP'ye Bakanlık verilebilir” dedi. Ne diyorsunuz bu açıklamaya?
Lüzumsuz bir ifade. Bizim masada bu konu hiçbir zaman gündeme gelmedi. Konuşulmadı. Böyle bir şey de söz konusu değil. Yani niye öyle bir açıklama yaptı, ben onu bilemem.

"Söz konusu değil" derken "Masada bu konu gündeme mi gelmedi?" demek istiyorsunuz, yoksa "Bizim için HDP'nin Bakanlık alması mümkün değil" mi demek istiyorsunuz?
Hayır, bana göre söz konusu da değil.

Bakanlık vermeyiz diyorsunuz yani?
Niye verelim, neden yani? Desteklerini almak için mi? O zaman öyle bir şey olsa, “Gelsin masada otursun” derler. Gürsel Bey böyle bir açıklamayı hakikaten neye dayanarak yaptı bilmiyorum..

Meral Hanım cevabını verdi

Herkesin gözü 6'lı Masa'nın üzerindeyken bu masayı zora sokan bir açıklama olmadı mı?
E tabii Meral Hanım da çok açık olarak söyledi, cevabını verdi.

HDP de bu yanıtları izliyor. HDP ile mecburen bir görüşme gerçekleşmeyecek mi? Bu açıklamalar üzerinden HDP'nin 6'lı masa adayına vereceği destek zora girmez mi?
Bu konular şu an hiç gündemimde değil. Onun ben müzakeresini yapamam, bunların hepsi ayrı yorumlar. Geçen gün birisi bana bir soru sordu, "Abdullah Gül'ün adaylığı teklif edilmiş ne diyorsunuz?" diye. Ne diyeyim? Teklif edilmiş geçmişte, olabilir de...Ondan sonra özel yazılar çıktı, ben "Abdullah Gül'e teklif etmişim" diye. El insaf... Bir kelime hemen çarpıtılıyor. Abdullah Gül benim arkadaşım. Ben kendisinin aleyhinde bir şey söyleyecek değilim. Ama şu anda böyle bir konu yokken ben adaylık teklif etmişim gibi gündeme getirmek hiçbir nezaket kaidesine uymaz.

Gül ismi masada hiç konuşulmadı

Abdullah Gül'ün de aday olmasına engel bir durum yok elbette ama merak ettiğimiz bu konunun masada konuşulup konuşulmadığı...Yani Abdullah Gül ismi herhangi bir lider tarafından zikredildi mi toplantılarda?
Hiç, hiç dile getirilmedi. Hiçbir lider tarafından da zikredilmedi. Öyle bir şey olmadı. Cumhurbaşkanlığı adaylığını geçmişte ben teklif ettim ama şimdi ben öyle bir teklifte bulunmadım ki. Bana sorulan sorular karşısında o da olabilir dedim. Bu ne demek, o şartlara haiz demek...

O zaman 6'lı Masa yoktu, değil mi?
Hayır yoktu, o zaman dörtlü masa vardı. O zaman "Cumhurbaşkanı adayı kim olsun?" diye konuşulduğunda benim aklıma Abdullah Bey geldi. Ben sayın Kılıçdaroğlu'na bunu söyledim. Abdullah Bey'e gittim, "İttifak olursa olurum" dedi. Meral Hanım "Ben adaylığımı ilan ettiğim için çekilmem doğru olmaz" dedi. O da ittifak sağlanamadığı için aday olmadı. Bu kadar. Ama o zaman 4'lü masaydı yine. Daha önce değildi.

"Aday üzerine hiç konuşmadık" diyorsunuz ama bunun için biraz geç kalmıyor musunuz?
Hayır. Bu iş olsun diye, meseleyi savsaklamak için söylenen bir söz değil. Aday seçim tarihi belirlendikten sonra açıklanır. Bu genel bir kuraldır. Bunu ne zamandan beri söylüyor peki Tayyip Bey? İki senedir. E niye 2 sene önce Cumhurbaşkanı adayı açıklansın! Hâlâ kendileri seçim tarihini açıklamadılar. Kararı onlar verecekler. Kendileri seçim tarihini açıklamıyor, "Adayınızı açıklayın" diyor. Mantıksız bir iş.

Aday açıklanmayabilir ama içeride de hiç konuşulmadığı fikri uzak bir ihtimal gibi...
Hayır, konuşulmadı, hiç müzakere etmedik. Yani bu benim iş olsun diye söylediğim bir söz değil. Şimdi karar vermeyeceğiniz bir konu üzerinde niye müzakere edesiniz? 

Ama en önemli konu bu değil mi masada?
Önemli bir konu ama en önemli konu değil. En önemli konu olsa bile niye şimdiden seçim tarihi belli olmadan açıklansın. Tarih belli olsun, herkes açık ve net oturur, kendi önerisini sunar. Getirilir görüşülür. Konuyu buraya getirmek, ortalığı karıştırmak için iktidarın yaptığı bir iş ama muhalefet de bu oyuna gelmemeli.

Cumhurbaşkanı önceden bir taahhütte bulunacak

6'lı Masa'dan bir sonuç bekleniyor, "6'lı Masa toplanıp ne yapıyor soruları soruluyor?
Ya elbette bir metin yayınlıyoruz. Her toplantıya birtakım raporlar da sunuluyor. Bunların bir kısmı basına yansıyor bir kısmı yansımıyor. Farklı konular gündeme gelmiyor değil. Anayasa değişikliği ile ilgili, ekonomi ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Göçmenler meselesi toplantıda gündeme geldi, konuşuldu. Buldozerin önüne takalım, yolun öbür tarafına bırakalım mı? Hayır hiçbirimiz buna razı da değiliz. Onun için hiçbir şey konuşulmadı manasında değil ama bunlar zaman gelince her konuda 6 siyasi partinin prensipleri çerçevesinde belirlenecek ve o zaman bir açıklama yapılacak. En önemli konu Cumhurbaşkanı adayı belli olduktan sonra Cumhurbaşkanı'nın sistem değişikliği olana kadar ülkeyi nasıl yöneteceği... Biz 6 parti olarak bir araya gelip bunu görüşeceğiz, sonra Cumhurbaşkanı adayı ile de görüşeceğiz. Arkasından da kendisi bu prensiplere uyacağını taahhüt edecek. Biz onu istiyoruz yani. Birisi çıkacak "ben Cumhurbaşkanı adayıyım, seçildikten sonra konuşurum" yok. Önceden bir taahhütte bulunacak. "Ben geçiş sürecinde şöyle şöyle davranırım" diyecek.

Mutabakat mı imzalayacaksınız?
Elbette. Kamuoyuna deklare edilecek. Kamuoyuna deklare etmezseniz bir anlamı yok ki. Noterden tasdikli çıkarsanız noter Anayasa'ya karşı hiçbir mana ifade etmez. Seçildikten sonra Cumhurbaşkanı "Çok teşekkür ederiz 5 sene var önümüzde, zamanı gelince bunları da konuşuruz" derse ne olacak?

Ekran karşısında adaya bunu açıklatacaksınız ve bunun aday açısından bir bağlayıcılığı olacak yani?
Tabii, vatandaş nezdinde bağlayıcılığı olacak.

Sizin aday tanımlamanız ne? Nasıl özellikleri olmalı 6'lı Masa'nın Cumhurbaşkanı adayının?
Elbette en önemlisi, dürüst, adil, sözünde duran, milletin güvenini kazanacak birisi olması. Tabii tecrübesinin olması, bu konuda bilgisinin olması, ölçütlerden dikkate alınacak hususlardır. Dürüstlük, adalete vurgu, sözüne sadakat bizim için önemli. 6'lı Masa olarak şeffaflığı olmazsa olmaz olarak görüyoruz. Ümit ederiz ki bu özellikleri taşıyan bir kişi müşterek adayımız olur.

Saraylara ihtiyaç yok

6'lı Masa'nın önündeki en önemli başlıklar ne şu anda?
Ekonomide hangi önemli hangi adımlar atılacak, dış politika önemli, nasıl bir yol izlenecek, eğitimde, sağlıkta hakeza öyle... 6'lı Masa'nın ortak fikri, bütün ihaleler şeffaf olmak durumunda... Biz üretime dönük olmayan yatırımlara da genelde pek para ayırmayalım kanaatindeyiz. Elbette yapılması icap eden bazı yatırımlar vardır. Bazı yerlerde hastane, bazı yerlerde okula yatırım yapılabilir. Fakat benim kanaatim devlet dairesine, saraylara ihtiyaç yoktur. Bunları ben şahsen israf diye görüyorum.

Erken seçim olur mu sizce?
İşte en kritik soru o soru ama bu sorunun yanıtını doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı kendisi verecek. Kararı verecek olan Cumhurbaşkanı. "Seçime gidiyoruz" dediği zaman kendisinin söylediği tarihte seçime gidilir. Tayyip Bey de kendisi için en uygun zamanı arayacak. Bundan dolayı tam zamanında olmaz diye düşünüyorum. Bir ay en azından öne çekilebilir bu tarih. Öne çekilebilir ama aniden karar verip şartları uygun görüyorsa sonbaharda da "hodri meydan" diyerek "erken seçim" diyebilir.

Anketlerde sonuçların AK Parti ve Cumhurbaşkanı lehine döndüğü değerlendiriliyor? Nasıl değerlendiriyorsunuz bu açıklamaları?
Ben şu anda Tayyip Bey'in bir çıkış trendine girdiğini bilmiyorum, zannetmiyorum da... Çünkü şartlar henüz o noktada değil. Kimsenin durumu düzelmedi ki, neye göre çıkışta? Yani insanlar bir rahatlamanın içine girer, beklentileri olur ona göre de bir karar verir. Ama Tayyip Bey'in politikalarında ciddi değişiklikler beklemiyorum ben. İzlediği yol 20 senedir aynı.

Sen külahıma anlat

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklememek lazım diyorsunuz...
Beklenmez. Hele de bugünkü ekonomi politikası akla ziyan. Yani siz "nas" diye Merkez Bankası faizini indireceksiniz indirebileceğiniz kadar. Ama reel faiz 33'e çıkıyor. Bu insanları kandırmak. Kendi insanını da kendi kendini de kandırmaktır. Buna siz adına faiz demeseniz bile bu kur korumaymış... Sen külahıma anlat. Öyle şey mi olur? Bugün içine girdikleri durum pek düzelecek gibi görünmüyor. İsraftan vazgeçememeyi de ben anlayamıyorum. Yanlış yatırımlar yapılıyor. Bir de tabi Merkez Bankası açıklamaları var. Eksi 52 milyar dolar rezerve sahipmiş?Ne eksisi yahu, delinmiş. Merkez Bankası'nın parası yok, 52 milyar borcu var. Bunu bile vatandaşa karşı kullanıyorlar. Eksi dediğimiz, kasanın dibi delinmiş demektir. Hiç paramız kalmamış, dışarıdan borç almışız demektir.

Yargılama tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Kılıçdaroğlu'nun "Hepinizi yargılayacağız" sözünü?
Sayın Kılıçdaroğlu kendisi bazı şeyleri düşünüyor ama şu mantığı o da aslında tam benimsemiyor diye zannediyorum. Rövanşist bir yaklaşımla bu meselelerin üzerine gitmek doğru değil. Biz yanlışları düzeltmekle mükellefiz. Yanlış yapanlar kanunları çiğnemişlerse orada onlar da paylarına düşen cezayı alırlar ama bütün memurlar, orada çalışanlar bundan dolayı hesap verecek olmaz. Doğru yapan adam hesap vermez. Burada tabii herkesin canı da o kadar yandı ki "Üzerlerine gideceğiz" deyince vatandaş, "Bize bu sıkıntıyı çektirenlerin canlarına okuyalım" dalgasını yaratıyor, bu havanın doğmasına vesile oluyor. Vatandaş da "Bu sözü veriyorlar, biz de onlara destek veririz" noktasına geliyor.