Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

Akşin: “30 Ağustos, Lozan'ı ve Atatürk devrimlerini olanaklı kıldı”

Tarihçi Prof. Dr. Sina Akşin, zaferin 100.Yılında, “Yunan istilası ve o istilaya karşı haklı direnişimiz” diye tanımladığı 30 Ağustos'un önemini, “30 Ağustos, sadece bir askeri zafer değildir. Aynı zamanda Lozan'ı ve Atatürk Devrimi'ni olanaklı kılmıştır” sözleriyle vurguladı.

Deniz Dalgıç

ANKARA- Türk ulusunun milli birlik ve beraberlik ruhu içerisinde, düşman karşısında "Ya istiklal, ya ölüm" diyerek, kanının son damlasına kadar sürdürdüğü eşsiz mücadelenin sonucu olan  30 Ağustos Zaferi'nin üzerinden tam 100 yıl geçti. Tarihçi Prof. Dr. Sina Akşin, zaferin 100.Yılında, “Yunan istilası ve o istilaya karşı haklı direnişimiz” diye tanımladığı 30 Ağustos'un önemini, “30 Ağustos, sadece bir askeri zafer değildir. Aynı zamanda Lozan'ı ve Atatürk devrimlerini olanaklı kılmıştır” sözleriyle vurguladı.

Akşin, zaferin 100'üncü yılında GAZETE DURUM'a 30 Ağustos'u ve günümüz Türkiye'sini anlattı.

Atatürk'ün 30 Ağustos sayesinde devrimlerini gerçekleştirdiğini belirten Akşin, “Atatürk devrimlerinin hedefi, adeta Orta Çağ'da yaşayan Türk halkını en kısa zamanda son çağa getirmekti. Çünkü dünya moderniteyi, çağcılığı yaşarken, kalkıp Orta Çağ'da yaşamak mümkün değildi. Büyük zafer olmasaydı muhtemelen Türkiye diye bir ülke kalmayacaktı” dedi.

Karşı devrim süreci başladı

Akşin, Türkiye'nin Atatürk'le birlikte “müthiş” bir devrim sürecine girdiğini hatırlatarak, “Türkiye son çağı yakalama işini esaslı bir şekilde yürütüyordu. Ancak, birtakım gelişmeler sonucunda devrim sürecinden çıkarıldı. Karşı devrim sürecine sokuldu. Bunlardan birincisi Köy Enstitüleri'nin kapatılması, ikincisi Halkevleri'nin kapatılması, üçüncüsü ihtiyacın çok üstünde imam hatip açılması, dördüncüsü ise öğretmenliğin ikinci sınıf bir meslek haline getirilmesi” diye konuştu. Akşin Atatürk'ün eğitime ve öğretmenliğe büyük önem verdiğini anımsatarak "Atatürk zamanında herkes öğretmenliğe heves ederdi. Öğretmenler büyük itibar görür ve iyi maaş alırlardı. Ne yazık ki daha sonraki iktidarlar döneminde öğretmenlik ikinci sınıf meslek haline geldi” sözleriyle eğitim sistemindeki yetersizlikleri anlattı.

Prof. Dr. Sina Akşin sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye'nin yeniden Atatürk Devrimi rotasına gelmesi lazım. Bu dört adımın geri döndürülmesi gerek. Umudu kesmemek lazım. Ama uzun süredir Türkiye'de neredeyse her seçimi karşı devrimciler kazanıyor. Çünkü Türk halkını orta çağ zihniyetine uygun görenler var. Bana göre İsmet İnönü çok partili sistemi erken getirdi. Çok partili sistemde haklı veya haksız, iyi veya kötü değil, en çok oy alan kazanıyor. Türkiye'de en çok oy alan karşı devrimciler oldu. Çünkü devrimin amaçladığı dönüşüm gerçekleştirilemedi. Türkiye'yi yeniden Atatürk yoluna, altı ok ideolojisine bağlamak ve o yolda yürümek gerekiyor.”