Kültür Atölyesi 6 Eylül

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Spider-Man: No Way Home - Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok (2021) - Jon Watts

Marvel Comics efsanesi Spider-Man'ın son filmi, "Spider-Man: No Way Home", Sony'nin 11 dakikalık uzatılmış kurgu düzenlemesiyle yeniden salonlarda gösteriliyor.

"The More Fun Stuff Version" olarak adlandırılan bu yeni versiyonda, izleyiciyi daha fazla Tobey Maguire ve Andrew Garfield'lı sahne bekliyor.

2021, ABD yapımı filmin yönetmenliğini, Spider-Man serisinin önceki filmlerini de yöneten Jon Watts üstlenirken, filmin senaryosunu Stan Lee tarafından yazılan Marvel çizgi romanlarına dayanan hikâyesiyle Chris McKenna kaleme aldı.

Spider-Man: Homecoming ve Spider-Man: Far From Home'un devamı niteliğindeki Spider-Man: No Way Home, Marvel Sinematik Evreni'nin 27'nci filmi.

Dikkat çeken oyuncu kadrosuyla öne çıkan filmin başrollerinde Tom Holland, Zendaya, Benedict Cumberbatch, Alfred Molina, Jamie Foxx, Willem Dafoe gibi popüler isimler yer alıyor.

"Çoklu evren serbest bırakıldı" sloganıyla gösterime giren film, IMDB Top 250 listesinde 134'üncü sırada yer alıyor. Akademi tarafından En İyi Görsel Efekt Oscar'ına aday gösterilen Spider-Man: No Way Home'un toplam 32 ödülü, 66 adaylığı bulunuyor.

Filmin konusu:

Peter Parker'ın hayatı ve itibarı, kimliğinin Mysterio tarafından ifşa edilmesiyle alt üst olur. Kendisini büyük bir kaosun ortasında bulan Peter, aynı zamanda suç ortakları olarak lanse edilen MJ ve Ned'in hayatının da olumsuz etkilenmesine şahit olur. Arkadaşların üniversiteye girme şanslarının yok olmasına seyirci kalmak istemeyen Peter, sırrını geri vermesi için Doktor Strange'den yardım ister. Peter'ın yakarışından etkilenip ona yardım etmeyi kabul eden Strange, Unutma Büyüsü'nü yapmaya başlar. Ancak bu büyü, MJ, Ned, May ve Happy'nin de Örümcek-Adam'ın kim olduğunu unutmasına neden olacaktır. Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamasını, diğer kişilerin unutmasını isteyen Peter, Strange büyüyü yaparken parametreleri değiştirir. Ancak bu durum beklenmedik olaylara neden olur. Strange'in yaptığı büyüyle istediğine ulaşmayı planlasa da, gerçeklikte değişime neden olan bu müdahale sonrası, Peter ve Spider-Man'in (çoğumuz için tanıdık) yeni düşmanları ortaya çıkacaktır. Parker, Spider-Man olmanın kendisi için ne anlama geldiğini bulmak zorundadır.

Variety yazarlarından Peter Debruge film için şunları söylüyor: “No Way Home, önceki filmlerin mükemmel olduğunu iddia etmiyor, zayıf yönler olduğu konusunda eleştirmenlerle hemfikir, hatta bu unsurlarla dalga geçiyor. Aynı zamanda hem kötü adamlara hem de Örümcek Adamlara çok ihtiyaç duyulan iyileştirmeleri yapmaları için yer bırakıyor."

RAFLARDA BUGÜN

Geri Dön Günışığım, Bir Babanın Sevgi ve Deliliğe Dair Öyküsü - Michael Greenbeg

ABD'li yazar Michael Greenberg'ün kızının bipolar bozuklukla savaşını anlattığı 2008 yılında yayımlanan "Geri Dön Dün Işığım, Bir Babanın Sevgi ve Deliliğe Dair Öyküsü" (Orijinal adı: Hurry Down Sunshine, A Father’s Story of Love and Madness), Türkçe baskısıyla yeni çıkanlar raflarında.

Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan kitabın çevirisi Özlem Yüksel'e ait.

Tanıtım bülteninden:

“5 Temmuz 1996’da kızım aklını kaçırdı.”

Michael Greenberg dünya çapında ün kazanan anı kitabı “Geri Dön Günışığım”a bu cümleyle başlıyor ve kızı Sally’nin bipolar bozuklukla mücadelesini sarsıcı bir gerçekçilikle anlatıyor.

New York’ta kızı ve dansçı eşiyle beraber yaşayan ve yazdıklarıyla zar zor geçinen Michael Greenberg’ün hayatı bir yaz günü altüst olur: Sokakta mani atağı geçiren ve trafiği birbirine katan kızı polisler tarafından eve getirilmiştir. Sally’nin ilk atağını yaşadığı Greenwich Village sokaklarında başlayıp yatırıldığı psikiyatri kliniğinde devam eden anlatı Greenberg’ün sıkıntılı çocukluğuna ve ailesiyle –özellikle de psikiyatrik sorunlardan mustarip abisi Steve’le– ilişkisine doğru uzandıkça, suçluluk duyguları ve ağır sorumluluklarla dolu bir hayatın ve ne olursa olsun birbirini sevmekten vazgeçmeyen insanların dokunaklı portresi de belirmeye başlar.

Akıldan çıkmayacak kişi ve mekânlarıyla bir romanın sürükleyiciliğine kavuşan “Geri Dön Günışığım”ı yazarın onuncu yıl baskısı için yazdığı sonsözle birlikte sunuyoruz.

“Şefkatli, açık seçik, gerçekçi ve aydınlatıcı… Ayrıntıları, derinliği, zenginliği ve zekâsıyla “Geri Dön Günışığım” kendi türünün bir klasiği olarak kabul edilecektir.” – Oliver Sacks

“Acı çeken bir çocuğun ve kuşatma altındaki bir aileyle evliliğin parlak, özlü ve bütünüyle özgün hikâyesi.” Janet Malcolm “Greenberg yazınsal örnekler olarak James Joyce ve Robert Lowell’a dönüyor. Virginia Woolf’un sesinin yankısı da işitiliyor…” – The Guardian

SAHNEDE BUGÜN

Yaftalı Tabut

18'inci Kıbrıs Tiyatro Festivali kapsamında İstanbul Şehir Tiyatroları'nın oyunu olan Yaftalı Tabut, bu akşam Kıbrıslı izleyicisiyle buluşuyor.

Bilgesu Erenus'un yazdığı, Yelda Baskın'ın yönetmenliğini, Özgür Atkın'ın yardımcı yönetmenliğini üstlendiği Yaftalı Tabut, öncü bir kadını anlatan ve yaşamı kutlayan bir oyun.

Bensu Orhunöz, Ceren Hacımuratoğlu, Lale Kabul, Nazan Yatgın Palabıyık, Selin Türkmen, Şenay Bağ, Yeşim Mazıcıoğlu'nun sahneye koyduğu tek perdelik oyunda kadın oyuncular, erkek karakterleri de canlandırıyor.

Oyunun konusu:

Adına tarihin dipnotlarında rastlayabildiğimiz, Türkiye’nin ilk kadın oyun yazarı, kuramcı, aktivist, sosyal ve siyasi yaşamın her alanında öncü Fatma Nudiye Yalçı’nın hikâyesi. 1920’lerde başlayan mücadelesine Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve Nazım Hikmet de eşlik ediyor. Dünyanın kabuk değiştirdiği zor zamanlar; art arda savaşlar, imparatorlukların yerini alan ulus devletler, salgın hastalıklar, işçi ayaklanmaları, büyük ekonomik buhran ve haklarını alabilmek için isyanda olan kadınlar…

Yaftalı Tabut oyunu bu akşam saat 20.30'da Kıbrıslı tiyatroseverler için Rauf Denktaş Kültür Merkezi sahnesinde olacak.

Tedi Papavrami François - Frederic Guy - Nil Kocamangil

İstanbullu müzikseverler bu akşam, II. Oda Müziği Festivali'nin açılış konserinde, Tedi Papavrami François, Fredreic Guy ve Nil Kocamangil'i dinleyecek.

İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali ikinci yılında barış ve İstanbul’u merkezine alan temasıyla 6-23 Eylül tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı katkılarıyla dinleyicisiyle buluşuyor.

Bayerische Rundfunk Senfoni Orkestrası, Paris Orkestrası, Fransa Radyo Filarmoni Orkestrası, Monte Carlo Filarmoni Orkestrası, Liege Filarmoni Orkestrası gibi seçkin topluluklarla solist olarak sahne alan ünlü keman vitüözü Papavrami; Alman romantiklerinin, özellikle de Beethoven’ın eserlerinin usta yorumcusu, hem solist hem de şef dünyaca ünlü orkestralar eşliğinde konserler veren ünlü piyanist François-Frédéric Guy ve Verbier, Athens & Epidaurus, Norwegian Chamber Music Festival, Holland Music Sessions gibi seçkin festivallere davet edilmiş viyolonsel sanatçısı Nil Kocamangil, II. İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali’nin açılış konserinde bir araya geliyor.

Program:

J. Brahms (1833-1897)

Piyanolu Üçlü No.3 Do minör, Op. 101 (23’)

- Allegro energico - Presto non assai

- Andante grazioso - Allegro molto

ARA

L. V. Beethoven (1770-1827)

Piyanolu Üçlü No.7 Si bemol Majör, Op. 97 "Arşidük" (42’)

- Allegro moderato - Scherzo: Allegro

- Andante cantabile ma pero con moto - Allegro moderato

Üç sanatçıyla gerçekleştirilecek ilk konser, bu akşam saat 20.00'de Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda başlayacak.

GALERİDE BUGÜN

Başımızda Siyahtan Bir Hâle

İstanbulların bugünkü kültür-sanat durağı Ahmet Doğu İpek'in 2020–2022 yılları arasında farklı mecraları kullanarak ürettiği eserleri bir araya getiren sergisi, "Başımızda Siyahtan Bir Hâle".

Kum fırtınası, yanardağ patlaması, heyelan ve güneş tutulması gibi doğa olaylarından yola çıkan resimler, çizimler, yerleştirmeler ve video eserler, insan ölçeğini aşan görkemli varoluşlarıyla hem büyüleyici hem de ürkütücü bir nitelik üstlenen bu fenomenleri soyut bir dille yorumluyor.

Maddeyle his, kurmacayla gerçek, doğalla yapay, elle tutulabilir olanla uçucu olan arasında karşılıklı bir etkileşim alanı yaratan eserler, bizi farklı ölçeklerin çarpıştığı bir tanıklık ve duyumsama sahasına davet ediyor. Başımızda Siyahtan Bir Hâle, ışıksızlıktan doğmakla kalmayıp ışıksızlığı yeniden üretmeye devam eden fenomenlerle ilişki kurarken, çıplak gözle göremediğimiz veya dokunamadığımız şeyleri –gökyüzünü, güneşi, karanlıkları, yeraltı kuvvetleri ve faaliyetlerini, tektonik hareketleri, gömülü hatıraları, geçmiş yaşanmışlıkları, gelecek olayları, sonsuz küçüklükte, devasa, çok uzak veya fazla yakın olguları– açığa vuruyor.

Sergi, merkezine aldığı fenomenlerin dehşet verici görkemi karşısında yapılacak tek şeyin görünenin seyrine dalmak olduğuna işaret ediyor. Zaman, boşluk, yaşam, hareket, döngüsellik, ölüm ve çözülme gibi kavramları çağrıştıran bu sahnelerin bir araya getirdiği unsurların hafifliğine ve uçuculuğuna rağmen ortaya çıkan ağırlık ve kaçınılmazlık hissi, yaşadığımız dönemin makro ve mikro olgularının yarattığı iklimi soyutlayarak sergi mekânına taşıyor.

Selen Ansen küratörlüğünde gerçekleştirilen sergi, 29 Ocak 2023'e kadar Arter'de izlenebilir.