Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789

Avrupa'yı ziyaret bir ayrıcalık mı insan hakkı mı?

Çekya'nın başkenti Prag'daki Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nda, Rus vatandaşlarına vize işlemlerini kolaylaştıran 2007'deki anlaşma askıya alındı.

Özgür Çoban

ALMANYA- Çekya'nın başkenti Prag'daki Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı'nda, Rus vatandaşlarına vize işlemlerini kolaylaştıran 2007'deki anlaşma askıya alındı. Aslında Estonya, Litvanva ve Finlandiya gibi Baltık ülkeleri tam vize yasağı getirilmesi için çok bastırdı ancak Almanya ve Fransa, "bunun doğru olmayacağını ve Rus vatandaşların öfkesinin AB'den çok Putin'e yönlendirilmesi gerektiğini" savundu. Sonuçta, toplantı vize işlemlerinin olabildiğince zorlaştırılması ve uzatılması kararıyla kapatıldı.

Bu kararı siyasi sonuçları açısından değerlendirmek gerekirse bir halkı topluca cezalandırmanın sorunu daha da büyüteceğini söylemek gerekiyor. Her şeyi bir kenara bırakın kendisini sivil özgürlüklerin, demokrasinin, hoşgörünün ve insan haklarının savunucusu olarak konumlandıran AB'nin en temel insan haklarından olan seyahat özgürlüğünü yasaklaması oldukça ekstrem bir faşist uygulama olurdu. 

Bunun yanı sıra vize yasağıyla Rus halkının tümüne, "Savaşın suçlusu sizsiniz. Bunun bedelini ülkenizde hapis kalarak ödeyeceksiniz" demek meselenin topyekûn AB'nin aleyhine dönmesine neden olabilirdi. Milyonlarca Rusya vatandaşının savaş karşıtı olduğunu ve birçoğunun sırf bu nedenle hapishanelerde bedel ödediğini unutmamak gerekiyor.

Rus gazeteci ve insan hakları savunucusu Zoya Svetova, "Rusların Schengen bölgesinden men edilmesi Batı tarafından haksız bir toplu ceza olur ve vatandaşların Kremlin'in savaşçı ve baskıcı bir politika izlemesine toplu halde onay vermelerine neden olursunuz" ifadesi bu kapsamda çok değerli. Estonya Başbakanı Kaja Kallas'ın, Ruslara vize yasağını savunurken kullandığı, "Avrupa'yı ziyaret etmek bir ayrıcalıktır. İnsan hakkı değildir" cümlesindeki kaba ırkçılık ne kadar iticiyse Steyova'nın ifadesi o derece insancıl. 

Esasında, AB'nin Schengen bölgesine ilişkin aldığı kararlar ilkesel olmaktan öteye geçmiyor. Zaten birçok ülke vize konusunda kafasına göre takılıyor. Örneğin, Letonya, Litvanya, Çekya ve Estonya uzun zamandır Rus vatandaşlarına vize vermiyor.   

Vize yasağı yanlıları, Rusya'da Putin'in kontrolündeki anket şirketlerince yapılan çalışmaları göstererek, "bakın Ruslar ezici bir çoğunlukla Ukrayna saldırısını destekliyorlar" diyorlar.

Rusya gibi totaliter bir rejimin hüküm sürdüğü ülkede anketler ne derece güvenilir olabilir? Ya da şöyle soralım, "Yeni bir demir perde en çok kimin işine yaracak?" 

Hırvatistan'da yayınlanan Jutarnji List adlı gazetede konuya ilişkin yer alan bir analizde, "Vize yasağı, Putin rejimini devirecek bir tedbir değil ve daha fazla Rus'un parasını Türkiye'deki tatil yerlerinde harcamasını bekleyen Erdoğan'ı kesinlikle memnun edecek. Ancak bu tedbir, Avrupa'nın kan parası istemediğini ortaya koyacak. Burada söz konusu olan muhalifler değil, ülkelerinin işlediği vahşeti umursamadan İbiza'da, Bled'de veya Opatija'da tatil yapan insanlar" denildi. Gazete vize yasağını savunuyor ancak temas ettiği önemli bir nokta var. "İbiza'da tatil yapan zengin Rusları" örnek göstererek herkesin oldukları yere kapatılmasını istiyorlar. Peki ya eğitim ya da tıbbi tedavi için AB'ye gelmek zorunda olan Rus vatandaşları ne yapacak? 

Faşizan duygularla hareket etmek AB'nin barış, özgürlük ve insan hakları ekseninde şekillenen hukuki yapısına ilişkin yaşadığı erozyonu hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Burada mesele AB'nin bir bütün olarak sağa kayışını engellemek olmalıdır. O nedenle Prag'daki toplantıdan çıkan vize kararının gelecekte ne derece isabetli olduğu görülecektir. En azından bu şekilde AB kendisine saygı duymaya devam edebilir.