Oğluna Icardi'nin adını verdi
Oğluna Icardi'nin adını verdi
Volkan Demirel'in acı günü
Volkan Demirel'in acı günü
Asena yıllar sonra Bodrum'da
Asena yıllar sonra Bodrum'da
Şevval Sam’a 'sınıf farkı' tepkisi
Şevval Sam’a 'sınıf farkı' tepkisi
123456789
Oğluna Icardi'nin adını verdi
Oğluna Icardi'nin adını verdi
Volkan Demirel'in acı günü
Volkan Demirel'in acı günü
Asena yıllar sonra Bodrum'da
Asena yıllar sonra Bodrum'da
Şevval Sam’a 'sınıf farkı' tepkisi
Şevval Sam’a 'sınıf farkı' tepkisi
123456789

Ankara ve İstanbul Belediyelerine Çağrı…

New York’un göbeğinde yer alan Bryant Park’ı keşke herkes görse.

Şehirde gitmekten en keyif aldığım yerlerin başında gelen Bryant Park’ın merkezi konumu ve güzelliğinden ziyade, bana göre en önemli özelliği 12 ay boyunca parkı canlı tutan faaliyetleri.

Kışın kasım başından ocak başına kadar süren yılbaşı marketinden tutun, yazın verilen konserlere, açık hava sinemalarına ve akşam üstü yoga etkinliklerine kadar New Yorklulara pek çok aktivite sunan Bryant Park'ta üstelik bu etkinliklerin tamamı ücretsiz.

Katılımın ücretsiz oluşu aslında çok önemli bir nokta. Ücretin olmaması, katılım koşulunu ortadan kaldırırken, şehrin her kesiminden insanını bir araya topluyor. Geçen eylül New York’a ilk geldiğimde açık hava sinemasına arkadaşım Deniz'le denk gelmiştik. Sinemanın önündeki çimen alan kapatılmış, geçmek için her uca ayrı güvenlik kontrolleri konulmuştu. Biz de etkinliği ücretli zannederek, geç kaldığımızı düşünüp çimenliğin dışarısında kalan uzak alana oturarak filmi oradan izlemiştik.

Tabii alıştığımız düzen öyle olunca aklımıza başka türlüsü gelmemişti.

Sonra öğrendik ki meğer giriş ücretsiz, güvenlik kontrolü yalnızca çantaların denetlenmesi içinmiş. Kontrolü geçen çimlere istediği gibi piknik örtüsünü serip filmi izleyebiliyor.

Haftalar geçince açık hava sinemasının yerini 3 ay süren yılbaşı marketi olan Kış Kasabası etkinliği (Winter Village) aldı. Yüzden fazla satıcı, ufak mağazalar kurup günlerce satış yaparken bir yandan kenarda sıcak şarap, içki ve yemek servisi yapılıyor, öte yandan orta alanda buz pateni alanı işlerken hoparlörlerden durmaksızın yeni yıl ve noel şarkıları çalıyordu.

Kurulan mağazalardan birinde bir süre çalışmam vesilesiyle yılbaşı marketine kış tatilim için Türkiye’ye dönmeden hemen hemen her gün gittim. Hem turistlerin hem de yerel halkın ilgiyle ziyaret ettiği market bana ilk 2019 kışı İstanbul Four Seasons Oteli'nde katıldığım Yılbaşı Marketi’ni anımsatmıştı.

Her gün başka sanatçıların da çıktığı ve yaklaşık iki hafta süren "Christmas Market" etkinliği de çok keyifliydi. Fakat tek farkı girişler paralı ve marketin kendisinin yalnızca 14 gün açık oluşuydu. Girişlerin yüksek fiyatı, katılımı haliyle zorlaştırıyordu ve bir giden bir daha gitmiyordu. Öte yandan Bryant Park’ta benzer konseptle kurulan markete isteyen dilediği kadar gelebilirken aileler de birlikte vakit geçirmek için bir fırsat olarak marketi değerlendirebiliyordu.

Kış Kasabası'nın yerini mayıs ayında Bahar Marketi, şimdi ise park konserleri ve akşam üstleri yoga uzmanlarıyla yapılan yoga seansları aldı. Matını alan gelip katılabiliyor. Haftaya ise açık hava sinema geceleri başlıyor. Geçen hafta ilk açılış konserine arkadaşlarımla gittim. New York Operası, Rossini’nin ünlü eseri "Sevil Berberi"ni sahneledi.

Türkiye’nin iki büyük kentinde de olmayan böylesine güzel bir parkı keşke fırsat olsa da Belediye Başkanlarımız Yavaş ile İmamoğlu gelip gezse ve bir benzeri hem Ankara’ya hem İstanbul’a kurulsa! Ne güzel olmaz mı?