Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

TARİHTE BUGÜN

Haber Merkezi

TARİHTE BUGÜN

2 Kasım 1917 - Filistin'de Yahudilere yurt verilmesini öngören Balfour Deklarasyonu yayınlandı.

Balfour Deklarasyonu, Lloyd George'un başbakanlığındaki Britanyalı savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Arthur Balfour'un girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin'de bir Yahudi devletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu deklarasyon, ilk Balfour Deklarasyonudur. Balfour'un girişimiyle 1926 yılında, Britanya sömürgeleri hususunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır.

Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hareketin liderlerinden olan Lord Rothschild'e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Yahudî devleti kurulması konusunda İngiliz hükûmetinin destek vereceğini bildirmiştir. Britanyalıların Araplara yatırım yaptığı bir dönem olduğu için, bildiride ‘ülkedeki öteki sakinlerin medenî ve dinî haklarının ihlal edilmemesi’ şart koşulmuştur. Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu topraklarının İngiltere ve Fransa arasında paylaşılması protokolü niteliğindeki Sykes-Picot Antlaşması ve Mekke Şerifi Hüseyin ile İngiltere'nin Mısır'daki Yüksek Komiseri McMahon arasındaki gizli mektup teatîsinin ardından yapılan bu girişim, böyle bir maddeyi gerektirmiştir. Öte yandan Şerif Hüseyin ile McMahon arasında anlaşılan hususlara savaş sonrası uyulmamıştır.

Balfour Deklarasyonu olarak bilinen bu mektupta İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour, Siyonist lider Rothschild'e şöyle hitap etmekteydi:

"Saygıdeğer Lord Rothschild, Majestelerinin Hükûmeti adına kabineye sunulan ve kabul edilen Yahudî Siyonist isteklerini sempati ile karşılayan müteakip deklarasyonu iletmekten memnuniyet duyarım.

"Majestelerinin Hükûmeti, Filistin'de Yahudîler için bir millî yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Filistin'deki mevcut Yahudî olmayan toplumların sivil ve dinî haklarına ve başka ülkelerde yaşayan Yahudîlerin sahip oldukları haklara ve siyasî statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça anlaşılmalıdır.

Bu deklarasyonu, Siyonist Federasyonu'nun bilgisine sunmanızdan memnuniyet duyacağım."

Saygılarımla Arthur James Balfour"

Bu mektupla Britanyalı Hükûmeti, Müslüman Arapların çoğunlukta bulunduğu Filistin bölgesini Yahudîlere yurt olarak göstererek, bu bölgede bir Yahudî Devleti'nin kurulmasını desteklemiş ve böylece İsrail Devleti'nin kurulması yolunda en büyük adımlardan biri atılmıştır.

Siyonist liderlerden H. Weizman ve N. Skoly'un çabalarıyla yayımlanan bu mektubun ardından yapılan girişimlerle Filistin bölgesi Yahudî göçmenlerin yerleşimine resmen açılmıştır. Ancak Filistin'e taşınan Yahudîler sadece bölgeye yerleştikten sonra kendi köylerini ve kibutzlarını korumak amaçlı Haganah, Palmah, Irgun gibi örgütleri kurdular.[2] Göç ile birlikte bölgeye gelen bir kısım Yahudilere yerleşik halktan bir kesim tapulu arazilerini %7'sine denk gelecek şekilde toprak sattığı iddia edilmektedir. Britanya toprak satımını durdurmuş ancak 1920 Ekimi'nde, 1. Dünya Savaşının bitmesiyle, tekrar izin vermişti.[3] Yahudî nüfusunun artmasıyla, Filistinliler, Yahudî köylerine saldırıda bulundular. Yahudî nüfusunun artmasıyla, Filistinliler ve Yahudiler arasındaki çatışmalar arttı ve iki taraftan da yüzlerce kişi öldürüldü. Ancak yaşanan çatışmalarda Filistinlilerin halk direnişi grupları halinde hafif silahlarla savaşmaları, Britanya başta olmak üzere birçok dünya gücünün silah desteği yaptığı İsrailli askerlerle aralarında güç eşitsizliğine yol açtı. Bu güç eşitsizliği İsrail Devleti kurulduktan sonra da Tantura Katliamı (Tantura Massacre) ve Deir Yasin Katliamı gibi kitlesel katliamlarda da kendini gösterdi.

II. Dünya savaşının ardından 14 Mayıs 1948'de İsrail devleti ilân edilmiş ancak Filistinliler ve Arap devletlerinin savaş açmasıyla devam etmiş ve İsrail'in üstünlüğüyle sona ermiştir.

Bu mektup ve bunun ardından gelişecek olan olaylar; dünyadaki Siyonist kesimin desteğinin İtilaf Devletleri yönüne çekilmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca ABD tarafından da desteklenmiştir. Amerika, Orta Doğu'da bir Yahudî devletinin bulunmasının, Orta Doğu politikaları için sağlam bir dayanak oluşturacağı varsayımında bulunmuştur.

Lord Balfour'un bu mektubu üzerine yürütülen girişimler; 1918 yılında Fransa'nın, hemen ardından da İtalya'nın desteğini sağlamıştır. ABD başkanı Thomas Woodrow Wilson, 1918'in ekim ayında deklarasyonu desteklediklerini açıklamıştır.

Söz konusu deklarasyon, Orta Doğu'da bir İsrail Devletinin kurulmasına giden sürecin önemli bir kilometre taşıdır.