Prens William ve Prenses Kate Middleton'dan geleneksel yeni yıl kartı
Prens William ve Prenses Kate Middleton'dan geleneksel yeni yıl kartı
İslam İşbirliği Gençlik Forumu'nun kuruluşunun 20. yılı
İslam İşbirliği Gençlik Forumu'nun kuruluşunun 20. yılı
Kusursuz hayatlar yetersizlik hissine neden oluyor
Kusursuz hayatlar yetersizlik hissine neden oluyor
Prof. Dr. Banu Onaral hayatını kaybetti
Prof. Dr. Banu Onaral hayatını kaybetti
123456789
Prens William ve Prenses Kate Middleton'dan geleneksel yeni yıl kartı
Prens William ve Prenses Kate Middleton'dan geleneksel yeni yıl kartı
İslam İşbirliği Gençlik Forumu'nun kuruluşunun 20. yılı
İslam İşbirliği Gençlik Forumu'nun kuruluşunun 20. yılı
Kusursuz hayatlar yetersizlik hissine neden oluyor
Kusursuz hayatlar yetersizlik hissine neden oluyor
Prof. Dr. Banu Onaral hayatını kaybetti
Prof. Dr. Banu Onaral hayatını kaybetti
123456789

TARİHTE BUGÜN

Haber Merkezi

TARİHTE BUGÜN

1 Ekim 1918 - BEYRUT BAĞIMSIZLIĞINI İLAN ETTİ

Beyrut (Arapça: بيروت), Lübnan'ın başkentidir. Nüfusu 1,5 milyonun üzerinde olan Beyrut, deniz etkisinden biraz korunan bir körfezin kıyısındadır.

Beyrut'ta tipik bir Akdeniz iklimi görülür. Uzun yıllar Orta Doğu'nun ekonomik, fikrî ve kültürel merkezi olan Beyrut, 1970'lerden sonra başlayan toplumsal ve siyasal karışıklıklar ve bu yüzden patlayan Lübnan İç Savaşı (1975-1991) sonucu bu özelliğini kaybetmiştir.

Beyrut, Osmanlı döneminde planlı bir gelişme göstermişti. 1943'te Lübnan'ın bağımsızlığını kazanmasından sonra gelişigüzel ve hızlı bir büyüme dönemine girmiştir.

İç savaştan önce Beyrut nüfusu içinde Hristiyan ve Müslümanların sayısı hemen hemen eşitti. Şimdi Müslümanlar çoğunlukta. Halkın büyük çoğunluğunu meydana getiren Araplar, Lübnanlıları, Filistinli mültecileri, Suriyelileri ve başka göçmen Arap cemiyetleri de içine alır. En büyük ve tek etnik azınlık Hristiyan Ermenilerdir. Ama Hristiyan Araplar gibi iç savaş yüzünden ve sonrasında sayıları göçle azaldı ve azalmaya devam etmektedir.

Beyrut'un doğusunda Hristiyanlar, batısında ise Müslümanlar çoğunluktadır. Eskiden Müslüman topluluğun çoğunluğu Sünni iken 1960'lardan sonra göçler sonucu Şiilerin sayısı giderek artmıştır ve bugün Müslüman topluluğun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Batı Beyrut'un bazı bölümlerinde küçük Dürzi toplulukları da yaşar.

Beyrut, 1950-70 yılları arasında Orta Doğu'nun gözbebeği idi. Lübnan'ın serbest ekonomi ve döviz sistemi, altın esasına dayalı istikrarlı ve konvertibl parası, banka hesaplarının gizliliğini sağlayan kanunları, çekici banka faizleri Beyrut'u Arap zenginlerinin bankacılık merkezi haline getirdi. Ayrıca deniz ve hava yoluyla dünyaya açılması ve yabancı firma ve bankalar içinde Ortadoğu'ya girmek açısından ideal bir üs olan Beyrut, serbest liman bölgesiyle Ortadoğu'nun en büyük antreposu oldu. Şehirdeki Beyrut Amerikan Üniversitesi, Saint Joseph Üniversitesi, Lübnan Üniversitesi ve Beyrut Arap Üniversitesi diğer Arap ülkelerinden pek çok talebeyi Beyrut'a çeken bir faktördü. Ancak 1970'lerden sonra başlayan iç karışıklıklar ve Arap-İsrail Savaşı'ndan sonra Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) karargahını buraya taşıması ve devlet otoritesinin ve düzeninin zayıflaması Beyrut'un cazibesini kaybettirdi. Bu toplumsal ve siyasal karışıklıklar gittikçe artarak 13 Nisan 1975'te iç savaşa yol açtı. İç savaş Beyrut'un çok ağır maddi hasarına ve can kaybına yolaçtı. Savaş 1991 yılında sona erdiğinde Beyrut bir harabeye dönüşmüştü ve 150.000 Lübnanlı can vermişti. Kentin merkezi onarılmasına ve maddi olarak biraz toparlanmasına rağmen geleceği hala belirsizdir. 12 Temmuz 2006 tarihinde başlayan 2006 İsrail-Lübnan Krizi'nde İsrail'in hava saldırıları sırasında Beyrut kenti, özellikle güney kısmı ağır hasar görmüştür. 4 Ağustos 2020 tarihinde meydana gelen 2020 Beyrut patlamalarında, 6 yıl önce Beyrut Limanı'nda el konulan ve limanda depolanan 2.750 ton amonyum nitrat infilak edince, çok şiddetli bir patlamaya ve şok dalgasına yol açtı ve kentde büyük bir hasara neden oldu. Patlamadan dolayı 200'den fazla kişi can verdi, 7.000'den fazla kişi yaralandı ve 300.000'den fazla Beyrutlu evsiz kaldı.

Osmanlı Yönetiminde Beyrut

Beyrut, 1516 tarihinde Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sonucu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Nitekim bu topraklar I. Dünya Savaşı ile kaybedilene dek, 400 yıl boyunca Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Bu süreç içerisinde Beyrut, uzun yıllar müstakil bir eyalet olmayıp; kimi zaman Sayda eyaletine, kimi zaman Şam eyaletine bağlı bir sancak olmuştur. Müstakil bir eyalet haline gelmesi ise 19. yüzyılın son çeyreğinde gerçekleşmiştir. Yüzyılın başında adeta bir köy olan Beyrut, yüzyılın sonuna gelindiğinde ise bölgenin ticaret limanı olmak için birbiriyle yarışan kıyı şehirleri arasından sivrilerek, imparatorluğun önde gelen liman kentlerinden biri haline gelmiştir. Genellikle deniz yolu ile şehre ulaşım sağlayan seyyahların Beyrut'un dillere destan güzelliği ile ilgili anlatıları oldukça meşhurdur. 20. yüzyılın başında, Selim Ali Selam Beyrut'un en önemli isimlerinden biriydi ve Osmanlı Meclis-i Mebûsan'ında Beyrut mebusu ile Beyrut Belediye Başkanı da dahil olmak üzere çok sayıda kamu görevinde bulundu. Selim Ali Selam'ın modern yaşam tarzı göz önüne alındığında, bir halk figürü olarak ortaya çıkması, kentin sosyal gelişimi açısından bir dönüşüm oluşturdu.