Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Smyrna Antik Kenti'ndeki grafitonun sırrı...

İzmir Smyrna Agorası'nda bulunan eserler, bölgenin bundan 2 bin yıl önce de farklı kültürlerin birleşme noktası olduğunu gösteriyor. UNESCO listesinde en önemli somut belgeler içerisinde grafitoların yer aldığını vurgulayan Smyrna Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Akın Ersoy, grafitoların sırrına ilişkin "Belki de bu yazıların altında bir ahşap tezgah vardı ve ticaret erbabı olan kişi o kentlerden gelen müşterileri çekmek, yani reklamını yapmak için bunları yazdı” dedi.

Semra İğtaç

İZMİR- İzmir Smyrna Antik Kenti ve Agora Tiyatrosu kazı alanındaki duvar yazıları (grafito), İzmir ve çevresinin antik dönemde de "çekim merkezi" olduğunu ortaya koydu. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türk İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Smyrna Antik Kenti ve Agora Tiyatrosu Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Akın Ersoy, grafitoların sırrına ilişkin "Belki de bu yazıların altında bir ahşap tezgah vardı ve ticaret erbabı olan kişi o kentlerden gelen müşterileri çekmek, yani reklamını yapmak için bunları yazdı” dedi.



2 bin yıl önce de farklı kültürlerin birleşme noktası  
İzmir'in en kalabalık bölgeleri arasında yer alan İkiçeşmelik Caddesi yakınındaki Smyrna Agorası'nda bulunan eserler, bölgenin bundan 2 bin yıl önce de farklı kültürlerin birleşme noktası olduğunu gösteriyor.

Bazilikadaki duvarda, "Asya'nın birincileri Efesliler", "En büyük Sardes" veya "Tralleis Asya'nın birincisi" gibi Yunanca ifadeler yer alıyor. 

UNESCO listesinde en önemli somut belgeler içerisinde grafitoların yer aldığını kaydeden İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türk İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Smyrna Antik Kenti ve Agora Tiyatrosu Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Akın Ersoy, GAZETE DURUM’a İzmir ve çevresinin antik dönemde de çekim merkezi olduğunu, bunu da kazı alanındaki bazilika bölümünde yer alan duvar yazılarından anladıklarını anlattı.

Efes, Sardes ve Tralleis'in aynı yıllarda birbirine yakın kentler olduğunu, bu bölgelerden gelenlerin hem memleket hasretini hem de iletişim şeklini Smyrna Agorası'na taşıdığını ifade eden Ersoy, şöyle devam etti:
"Smyrna Agora’sında grafitolar (Yunanca duvar yazısı) Geç Roma döneminin günlük yaşamıyla ilişkin bize birçok ipucu veriyor. Özellikle de İzmir’in bir liman kenti olması, bildiğiniz gibi son dönemde UNESCO’nun kalıcı listesine girmek için bir dosya hazırlığı söz konusu, bu çerçevede birçok bilim insanı İzmir’in bu dosyasına kalıcı listeye girme başvuru dosyasına raporlar hazırlıyorlar. Ve bu bir bütünlük oluşturduğunda da Bakanlığa başvurularak İzmir’in UNESCO kalıcı listesine girmesi konusunda çaba gösterilecek. Burada UNESCO listesi çerçevesinde en önemli somut belgeler içerisinde de grafitolar var. Bu grafitoları biz, genel manada kullanıyoruz ama içinde teknik olarak iki farklı grafito var."


"Bunlardan bir tanesi kazıma çizgilerle yapılmış olanlar, bir diğeri de boyayla yapılmış olanlar" diyen Ersoy,  sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz İzmir’i bir liman kenti olarak hayal ettiğimizde tabii tüccar olarak ya da özellikle kara kentlerden, deniz aşırı ülkelerden gelmiş olan malların pazarlandığını, bunların Batı Anadolu’da İzmir gibi liman kentlerinde alıcı bulduklarını söylemeliyiz. Bu çerçevede Efes’ten olsun Sardis’ten olsun Aydın’dan olsun birçok alıcı, ister perakende ister toplu olarak emtiayı almak için ki bu bir tekstil malzemesi de olabilir. İşte bir kandil de olabilir. Bir zücaciyenin her alanına ilişkin günlük kaplar olabilir. Bunları satın almak üzere İzmir’e geliyorlar."

Bu kişilerin, İzmir’de yerleştiklerini kaydeden Ersoy, "Bu yerleşen kişilerin de zaman içerisinde mekân sahibi olduğunu İzmir’in ticari atmosferine katıldıklarını ve buna rağmen kendi aidiyetlerini kaybetmediklerini söyleyebiliriz. Aidiyetten kastımız da hangi kente ait oldukları, nereli olduklarıyla ilgili bu izleri aidiyet duygularını duvarlara yansıttığını görüyoruz. Böyle bir yansıtma söz konusu. Bu aynı zamanda burayı yeni yaşamında ya da gelecek yaşamında kendine bir yurt edinmek üzere burada kalıcı olarak kaldığında o aidiyetini duvara yansıttığı gibi belki de bu yansıtılan şeyler aynı zamanda müşteri çekmeye de yönelik duvara yazılmış olabilirler. Kendini Efesli, Sardisli, Aydınlı olarak ifade ederek, buralardan gelen parkende olarak alışveriş yapmak isteyenlere kendi reklamlarını yapmak istiyorlar. 'Ben de sizin şehrinizden geldim' demek istiyorlar. Böylece iletişim sağlıyorlar. 2 bin yıl önce de insanlar geldikleri yeri unutmamışlar. İzmir'deki göçmen topluluğuna ait geleceğini burada arayanların kendi köklerini unutmaksızın duvara yazmış olabilirler. Belki de bu yazıların altında bir ahşap tezgah vardı ve ticaret erbabı olan kişi o kentlerden gelen müşterileri çekmek, yani reklamını yapmak için bunları yazdı” diye konuştu. 

İzmir'in geçmişte Batı Anadolu kentleri ile alışverişi olduğuna işaret eden Ersoy, bunu duvarlardaki grafito, gemi tasvirleri ve sikkelerden anladıklarını kaydetti.