Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Otomotiv piyasasında kara borsa alarmı!

Otomotiv yazarı Emre Özpeynirci, "fırsatçı"ların otomotiv piyasasında bir çeşit "kara borsa" oluşturduğunu belirterek, "Şu andaki sıfır otomobil fiyatlarının üzerinde bir ikinci el fiyat oluşmuş durumda. Bu da arz ve talep arasındaki makasın çok açılmasından dolayı fırsatçılık anlamına geliyor. Bir kara borsa anlamına geliyor" dedi.

İlknur Yağumli

ANKARA- Otomotiv yazarı Emre Özpeynirci, "fırsatçı"ların otomotiv piyasasında bir çeşit "kara borsa" oluşturduğunu belirterek, "Yatırım amaçlı olarak insanlar otomobil almak istiyor. Çünkü bir iki ay sonra bu fiyatlar daha da artacağı için galeriler ve bu işle uğraşan insanlar bu araçları alıp yüksek fiyatla satıyorlar. Çünkü argümanları şu: 'Siz normal bayiden almaya kalkarsanız iki üç ay beklemek zorundasınız. İki üç ay sonra fiyatlar da yüzde 20 artacak, biz size şimdiden bu fiyatlarla veriyoruz'. Şu andaki sıfır otomobil fiyatlarının üzerinde bir ikinci el fiyat oluşmuş durumda. Bu da arz ve talep arasındaki makasın çok açılmasından dolayı fırsatçılık anlamına geliyor. Bir kara borsa anlamına geliyor. Beklemek istemeyenler de yüksek fiyatla alıyor, beklemek isteyenler de eğer şanslı değillerse en az iki üç ay beklemek zorunda kalıyorlar" dedi.

Özpeynirci'nin GAZETE DURUM'a otomotiv sektörünün son durumuna ilişkin değerlendirmeleri şöyle:

Pandemi ile üretimin aksaması, çip sorunu, Rusya Ukrayna Savaşı ile tedarikte yaşanan sorunlar küresel çapta otomobil üretimini sekteye uğrattı. Sıfır araba fiyatları yükseldi, ikinci el fiyatları arttı. Global etkenler ve Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşullar düşünüldüğünde otomobil fiyatları nereye gidiyor?

Tedarik problemleri ve arzda yaşanan sıkıntılar zaten global çapta otomobil fiyatlarının artmasına sebep oldu. Avrupa'da da Amerika'da da enflasyonist bir ortam oluştu. Onlar da alışık olmadıkları bir enflasyon ortamında yaşıyorlar. Sebebi arz ve talep arasındaki makasın açılması. Global koşullar ve zamlar, Türkiye'ye doğrudan yansıyor. Çünkü Türkiye'de de otomobil fiyatları kura endeksli. Hem global zamlar hem kurdaki artışla TL'nin değer kaybetmesi hem de ÖTV sistemi, otomobil fiyatlarını çarpan etkisiyle artırdı. Global olarak yüzde 5 zam gelmişse bir araca, bu oran Türkiye'deki otomobil fiyatlarına yüzde 10-15 civarında yansıyor. Bunun üzerine de ÖTV dilimlerindeki geçişler nedeniyle yüzde 60 ÖTV dilimindeki araç, bugün yüzde 80 ÖTV'ye girdi. Bu da fiyatların daha da artmasına neden oldu. ÖTV'de matrah sisteminde bir güncelleme olmadığı için fiyat artışları ne yazık ki devam edecek gibi gözüküyor.

Enflasyondan kaçan yatırımcı otomobile yöneliyor denilebilir mi?

Evet. Çünkü resmi enflasyon yüzde 80'e dayandı. Otomobil fiyatları da ocak ayından bu yana yüzde 60'ın üzerinde arttı. Diğer emtialarda, yatırım araçlarında böyle bir getiri yok. Enflasyon karşısındaki tek yegane emtia otomobil haline geldi. Şu anda otomobil satışları iyi gözüküyor ama alanlar yatırım amaçlı, parasının değerini korumak amaçlı alıyor. O yüzden de haziran ayında otomobil satışları artmış gözükse bunda sadece ihtiyaç değil yatırım amaçlı alımların etkisi var.

Bir taraftan da arz sıkıntısı devam ediyor. Böyle olunca da ikinci elde oluşan balon fiyatlar ortaya çıkıyor. Otomotiv sektörü bu belirsizliğin içinde yol almaya çalışıyor. Türkiye'de artık nüfusun neredeyse yüzde 97'si yeni bir araç alma şansına sahip değil çünkü alım gücü düştü. En ucuz otomobil 400 bin liradan başlıyor ama alınabilecek bir otomobil 700 bin liradan başlıyor. Asgari ücretin yapılan zamla 5 bin 500 civarında olması Türkiye'de artık yeni bir otomobil almanın hayalin ötesine taşıdı. 

Fiyatlarda balon oluştuğunu söylediniz. Orta ve uzun vadede bu balon söner mi, fiyatlarda kısmen de olsa düşüş yaşanır mı?

Bu birazcık global üretim artışlarına bağlı. Şu an gözüken önümüzdeki sene sonuna kadar tedarik problemlerinin sadece çip değil diğer birçok konuda, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da etkisiyle  yaşanacağını gösteriyor. Orada elektrik kabloları, elektrikli otomobiller için bataryalar gibi gerekli birtakım ihtiyaçlar da sekteye uğradı. Dolayısıyla ulusal açıklamalar, uluslararası danışmanlık firmalarının ve global otomotiv şirketlerinin yaptığı açıklamalar, 2023 sonuna kadar bu tedarik problemlerinin devam edeceği yönünde.

Türkiye açısından bakarsak, Türkiye'ye yeterli araç gelmediği sürece bu balonlar devam edecek. Balondan kastım da şu: Az sayıda otomobil geliyor. Yatırım amaçlı olarak insanlar otomobil almak istiyor. Çünkü bir iki ay sonra bu fiyatlar daha da artacağı için galeriler ve bu işle uğraşan insanlar bu araçları alıp yüksek fiyatla satıyorlar. Çünkü argümanları şu: 'Siz normal bayiden almaya kalkarsanız iki üç ay beklemek zorundasınız. İki üç ay sonra fiyatlar da yüzde 20 artacak, biz size şimdiden bu fiyatlarla veriyoruz'. Şu andaki sıfır otomobil fiyatlarının üzerinde bir ikinci el fiyat oluşmuş durumda. Bu da arz ve talep arasındaki makasın çok açılmasından dolayı fırsatçılık anlamına geliyor. Bir kara borsa anlamına geliyor. Beklemek istemeyenler de yüksek fiyatla alıyor, beklemek isteyenler de eğer şanslı değillerse en az iki üç ay beklemek zorunda kalıyorlar.

Otomobil kullanıcıları artan sigorta, bakım, yakıt maliyetlerini karşılayamadığı için otomobilini satar mı?

Eğer otomobilinizi satarsanız yenisini yerine koyacak bir araç alma şansınız çok yok. En azından o segmentte sıfır bir araç alamazsınız. İnsanlar ellerindeki mevcudiyeti korumaya çalışıyor ama dediğiniz doğru, rutin masraflar da çok ciddi artış gösterdi. Özellikle sigorta bedelleri dört beş kat arttı. Akaryakıt fiyatları zaten ortada. Bir deponun kaç liraya dolduğunu, bir litrenin 25 lirayı geçtiğini görüyoruz. Araç sahipleri zorunlu olmadıkça otomobillerini kullanmamaya özen gösteriyor. Kullandığı zaman da daha tasarruflu daha fazla yakıt harcamadan kullanma yolunu seçiyor ama şu an için hem araç almak zor hem de araç sahibi olanların kullanması ne yazık ki bütün maliyetler arttığı için zor.

İzleyen dönemde araç bolluğu olur mu? Olursa, mevcut koşullarda ne gibi sonuçlar doğurur?  

Normal vatandaş şu anki fiyatlarla otomobil alamayacak. Araç bolluğu olunca reelde yatırım amacından çıkıp normal seyrine geldiğinde o zaman halkın alım gücüne bağlı otomobil satışları ne yazık ki dibe vuracaktır. Şu an kimse bunun farkında değil. Biz bunu 2001 krizinde yaşadık biliyorsunuz. 2001 krizinden sonra toplam bir yılda 160-170 bin otomotiv satıldı. Önümüzdeki dönemde eğer araç bolluğu fazlalaşırsa halkın alım gücüne bağlı olarak ne yazık ki otomobil almak imkansız hale gelecek. Şu an elinde birikimi olanlar yatırım amaçlı alıyorlar ama bu yatırım şekli ortadan kalktığı zaman biliyorsunuz, yarın bir ÖTV indirimi olsa, bir matrah güncellemesi olsa elinizdeki yatırım bir anda eriyor. Dolayısıyla araç almak riskli bir yatırım. Ama bu riske girip alıyorlar.

Araç bolluğu olduğu zaman bu fiyatlar bu kredi koşullarıyla kim alabilir? Çok ciddi sıkıntı yaratacaktır. Bir de tabii Türkiye'de ne zaman kredi faizleri 1'in altına düşse, o zaman otomobil satışları artmıştır. Ne yazık ki kredi koşulları da çok ağır. Bugün tüketici finansman şirketleri aylık yüzde 4-5 faizle kredi veriyor. Vermemek için aslında bu faizleri yükseltiyor. Maksimum 12 ay vadelerde kredi verebiliyorlar, çünkü karşılık yok. Yani Avrupa'dan borçlanamıyorlar. Ucuz borçlanamadıkları için de Türkiye'deki tüketicilere kredi veremiyorlar. Bankalarda kısmen mevduat topladığı için kredi imkanı daha düşük faizli gözüküyor ama bugün bir bankaya gidip kredi almaya kalksanız alamıyorsunuz. Çünkü zor şartlar sunuyorlar. Yarın bu koşullar ortadan kalktığı zaman tüketici açısından zor günler bekliyor.