Elitaş: "CHP'nin önergesi akla ziyan! Kabul etmemeliydi"

ANKARA- AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, CHP'nin sağlık çalışanlarına yönelik şiddete ilişkin genel görüşme önergesi ve Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un çağrısıyla bugün Meclis'in olağanüstü toplanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin önergesini "akla ziyan" olarak değerlendiren Elitaş, "Meclis Başkanı Şentop'un bu önergeyi kabul etmemesi gerekirdi" diye konuştu.

Hiçbir saldırıyı yasakla engellemeniz mümkün değil. Sadece caydırıcı etkisi olabilir. Biliyorsunuz, sağlık çalışanlarına saldırılarla ilgili, kadına şiddetle ilgili önemli düzenlemeler yaptık. Düzenlemeyi ne kadar yaparsanız yapın, kültürel bir hadise bu. Onu engelleyebilmeniz mümkün değil. Dünyanın her tarafında var olan bir hadise, bizde biraz daha etkin veya kamuoyumuzun, medyamızın hassasiyeti zirve yaptığından dolayı etkileri o şekilde oluyor. Yasayla düzeltebilmeniz mümkün değil. Yasayla doğal olayları önleyemeyeceğimiz gibi, yasayla da insanların bu tehditlerini durdurabilmeniz mümkün değil. Yasaların en büyük özelliği caydırıcı etkisi olması...

Anayasa'ya aykırı olur böyle bir düzenleme. “Devrim Yasaları'na aykırı düzenleme yapılamaz” diye Anayasa hükmü var biliyorsunuz. Cemevlerinde insanlar rahatça toplanabiliyorlar, etkinliklerini yapabiliyorlar.

KYK borçlarını Cumhurbaşkanı'mız açıkladı. Açıkladıktan sonra uygulama hemen hemen durdu. Bunu takipsiz hale getirmemiz için, yasal düzenleme yapmamız gerekiyor gibi geliyor bana. Hem Hazine ve Maliye Bakanlığı hem Gençlik ve Spor Bakanlığı bununla ilgili yasal düzenleme gerekip gerekmediği konusunda bir inceleme yapacaklardır herhalde. Benim kanaatim, bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var. 6183 sayılı Kamu Alacakları Kanunu'nda bile aynı zamanda KYK ile ilgili bir düzenleme yapma ihtiyacı var.

Takibi durdurdular. Ödemeyi de durdurdular herhalde. Meclis açılana kadar öyle bir şey yapmak mümkün değil, haklısınız!

Bize vatandaştan gelen talepler var. Muhakkak ki Bakanlıklara da icra organına da hükümete de aynı şekilde gelen talepler vardır. Onlar bir noktada birleşiyor. Onlar birleşince bir düzenleme ortaya çıkıyor. Ekim ayında Meclis'e getirilebilir.

Sosyal Medya Yasası tartışılan bir yasa mı? Kutuplaştıran bir yasa mı ki?

Sosyal medyadaki bilgi kirliliği basın özgürlüğü kapsamına girmemeli. IP'si belli olmayan bir adamın, adresi belli olmayan bir gazetenin sorumlu yazı işleri müdürünün vs. ortaya attığı iftira dolu bir bir bilgiyi, ben basın özgürlüğü olarak değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Şu anda elinde bir cep telefonu olan, kamerası olan herkes yayıncılık yapmaya başladı. Bunun regüle edilmesi lazım. Belki bir sene sonra artık en çok takip edilen medya, internet medyası olacak. Bu alanın yeni yeni hareketlenmeye başladığı dönemde düzenleme yapmazsanız, kaos yaratılan, bilgi kirliliğinin alıp yürüdüğü bir dönemde adım atmanız yanlış olur. Şu andaki medya suskun mu? Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız ona ilişkin de bir düzenleme yapmak gerekir.

Yanlışları olabilir bu yasanın, tartışılabilir. Radikal düzenlemeler olabilir, ama şu anda yapılmasının doğru olduğu kanaatindeyim. Eksikleri; yanlışları varsa düzeltilmek kaydıyla taraflar tekrar toplanır. "Şöyle olsun" denilebilir ama bu sahanın başıboş bırakılması taraftarı değilim ben. Aksi durumda, terlerini medya içi dökmüş insanlara da basın ahlakıyla yetişmiş insanlara da büyük bir haksızlık olur. Buna bakıp arkadaşlarımızın değerlendirmesi çok önemli.

HDP açıklama yapmış herhalde, katılmayacağız diye. İYİ Parti de net bir cevap vermemiş. HDP katılmadığı sürece toplanabilmeleri mümkün değil. CHP de katılmaz herhalde. Önerge de sorunlu bir önergeydi ama. Meclis Başkanı'nın önergeyi kabul etmemesi gerekirdi. Ama Meclis Başkanı'mız herhalde, seçime giderken muhalefet, “Şöyle yapıyorlar böyle yapıyorlar demesin” diye geri gönderme ihtiyacı hissetmemiş. Çünkü bu akla ziyan bir önerge.

Hayret edilecek bir şey. Altılı Masa'nın içindeki kimseyle de görüşülmemiş. Nasıl bir Masa bu Allah aşkına böyle! Ayakları sakat bir masa...

Bizi çok ilgilendiren bir şey değil. İster dağılsın ister dağılmasın. Bir hedef uğruna bir araya gelinmiş değil. Amaç Tayyip Erdoğan'ı yıkmak. Erdoğan'ı yıkma masası o. Fanatik Erdoğan düşmanlarının bir araya geldiği ama Türkiye menfaatleriyle ilgili zerre kadar ortak yanları olmayan bir masa bu. Tek hedefleri yenemedikleri, yıkamadıkları Sayın Ertdoğan'a karşı, hırslarıyla var olan bir topluluk.

Hangisi olursa olsun bizim için fark etmez. Onların bir araya gelebilmeleri mümkün değil. En son Suriye tezkeresinde gördük. İYİ Parti “Evet” dedi. Muhtemelen Saadet de “Evet” demiştir katıldıysa. DEVA'nın bir milletvekili var, o da katıldıysa muhtemelen o da “Evet” demiştir. Ama CHP ve HDP “Hayır” dedi. Mavi Vatan, Suriye'de tampon bölge kurulmasıyla ilgili konularda ne diyor acaba CHP? Bir düşüncesi, bir kanaati, bir politikası var mı acaba?

Altılı Masa'da bunların konuşulduğunu sanmıyorum. O Masa, birbirini kırmama üzerine kurulmuş bir masa. Önemli fikirleri bir araya getirdikleri takdirde o Masa anında dağılır. Şu anda tek hesapları; “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı nasıl bir daha Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz”...Tek hedefleri o. Bu yüzden ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar ve toplanma konusunda başarılılar. Yani Türkiye için ne formülleri var, o formüllerin hiçbirini duymadık. Mesela Anayasa'yı değiştirip ne yapacaklar? “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” diyorlar. 100 senedir icra olunan Parlamento güçsüz bir Parlamento muydu? Onun bir tanımını yapmaları lazım. O da yok. Cumhurbaşkanı'nın hiç mi yetkisi olmayacak mesela. Almanya'daki Cumhurbaşkanı gibi mi olacak? Onu mu istiyorlar?

Doğru değil. Akbaşoğlu, çalışkan, sadakati hiç sorgulanmaya gerek duyulmayan değerli bir arkadaşımızdır. Biz de onunla çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Muhalefet rahatsız Sayın Akbaşoğlu'ndan.

Cahit Bey'le ilgili takdir MYK'mızda oldu. Kendisine de arz edildi. O da “Zor durumda bıraktım” diyerek istifasını verdi. Yeni seçilmiş arkadaşımız da kabul gördü. Bu nöbet işidir. Sen devam edeceksin ilanihaye diye bir şey yok. Cahit Bey de değerli bir kardeşimiz. Ağrınmadık, incinmedik kendisinden. İki arkadaşımız da değerli, bizim için önemlidir.