ANKARA- Türk edebiyatına damgasını vuran şair, yazar ve düşünür Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 40. yılında anılıyor.
Geniş kitleler tarafından bilinen "Çile", "Ben ve Ötesi", "Kaldırımlar", "Örümcek Ağı", "Aynadaki Yalan", "Tohum", "Bir Adam Yaratmak" ve "Reis Bey" gibi pek çok esere imza atan Necip Fazıl Kısakürek, edebiyatta olduğu kadar Türk fikir, siyaset ve sosyal hayatının da bilinen isimleri arasında yer aldı.
Kısakürek, 1904 yılında İstanbul’da doğdu. Gedikpaşa’da önce Fransız, sonra Amerikan mektebi, Büyükdere Emin Efendi mahalle mektebi, Büyük Reşid Paşa Numune, Vaniköy Rehber-i İttihad mekteplerinde okuduktan sonra Heybeliada Numune Mektebi'nden mezun oldu. Heybeliada Bahriye Mektebi'ne kaydoldu. 1921’de İstanbul Dârülfünun Felsefe Bölümüne yazıldı, buradaki öğrenimini tamamlayamadan devlet bursu ile felsefe tahsili için Paris’e Sorbonne Üniversitesi'ne gitti.
Türkiye’ye dönüşünde İstanbul ve Anadolu’da bazı bankalarda memuriyet ve müfettişlik yaptı. Bir Fransız mektebinde, Ankara Devlet Konservatuvarı'nda, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde ve Robert Kolej’de çeşitli dersler okuttu. 1942’den itibaren memuriyeti bırakıp tamamen yayın hayatına başladı.
İlk şiirleri 1922’de Yeni Mecmua’da yayınlandı. Kaldırımlar adlı şiir kitabıyla büyük ilgi gördüğü için “Kaldırımlar Şairi” olarak anıldı. Milli Mecmua, Hayat ve Varlık dergilerinde şiirleri yayınlandı. 1929-1936 yılları arasında Ağaç dergisini yayınladı. 1943-1978 yılları arasında Büyük Doğu dergisinin ve Büyük Doğu yayınlarının sahibi ve yazarı olarak çalıştı.
Son Posta, Yeni İstanbul, Babıali’de Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayınlandı.
Sanatkârlığının yanı sıra siyasi ve fikri yazılarıyla ünlenen Necip Fazıl, 1930’lu yıllarda düşünce ve fikir hayatında büyük değişim yaşadı ve bu değişimi eserlerine yansıttı. 25 Mayıs 1983 tarihinde İstanbul’da vefat etti.
Necip Fazıl Kısaküres'in "Kaldırımlar" isimli şiiri şöyle:
I
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
II
Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.
İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.
Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
III
Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.
Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.
Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.
Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply