Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

AYM, biber gazlı gözaltı uygulamasını hak ihlali saydı

Anayasa Mahkemesi (AYM), polisin protesto hakkını kullanan göstericilere biber gazlı müdahalesi ve gözaltı uygulamasını, hak ihlali saydı.

AZE Haber Ajansı

ANKARA- Anayasa Mahkemesi (AYM), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yöneticilerinin kötü muamele ve toplantı gösteri hakkı ihlali yaşadıklarına karar verdi. AYM, kararın gerekçesinde “İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele iddiasıyla ilgili bir ceza soruşturmasında olayı aydınlatma kapasitesine sahip önemli birtakım delillerin toplanmaması bile tek başına ulaşılan neticenin tutarlılığına gölge düşürebilir” ifadeleri yer aldı.

KESK'in toplu iş sözleşme sürecine ilişkin 3 Ağustos 2015 tarihinde Ankara'da gerçekleştirilmek istenen basın açıklamasında polis, SES üyelerine gaz, cop ve plastik mermi ile müdahale etmişti.

Yaşananlar üzerine dönemin SES yöneticisi Belkıs Yurtsever, İbrahim Kara ve Şinasi Dursun, kendilerine müdahale eden polis, sorumlu amirler ile dönemin Ankara İl Emniyet Müdürü, Ankara Valisi hakkında kasten yaralama ve görevi kötüye kullanma suçlarından soruşturma başlatılması talebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Başsavcılık, Ankara Valisi hakkında soruşturma yapma yetkisinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda olduğunu belirterek soruşturmanın ayrılmasına karar verdi. Başsavcılık, soruşturmada, Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ve Ankara İl Emniyet Müdürü hakkında müşteki müracaatının işleme konulmamasına karar verdi.

SES yöneticilerinin bu karara itirazı da Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kesin olarak reddedilince dava, AYM’ye taşındı. Yüksek mahkeme, polisin müdahalesi sırasında yaşananlara ilişkin SES yöneticilerinin yaptığı başvuru üzerine, insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme yasağının ihlal edildiğine hükmetti.

“İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele”

AYM, kararın gerekçesinde şunları kaydetti: “Soruşturma dosyasında yer alan deliller ve tespitler gözetildiğinde, katıldığı gösteride gaz kullanımı nedeniyle yaralandığı anlaşılan başvurucu İbrahim Kara’nın davranışlarından dolayı fiziksel güce başvurulduğunu kabul etmenin mümkün olmaması karşısında güç kullanılmasının kaçınılmaz hale geldiğinin kamu makamlarınca kanıtlanmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca olay yerinde önlem alan kolluk görevlilerine karşı fiili bir müdahalede bulunmayan ve saldırgan bir tavır içinde olmayan başvurucu İbrahim Kara’ya barikat önünde tek başına slogan atması nedeniyle doğrudan gaz kullanımının orantılı olduğu da kabul edilemez. İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele iddiasıyla ilgili bir ceza soruşturmasında olayı aydınlatma kapasitesine sahip önemli birtakım delillerin toplanmaması bile tek başına ulaşılan neticenin tutarlılığına gölge düşürebilir. Başvuruya konu ihlal iddialarının gerektirdiği soruşturma yükümlülüğü, olayın gerçekleşme koşullarının belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu yükümlülük, mağdurların soruşturma işlemlerine ilişkin her türlü talebinin karşılanmasını gerektirmese de soruşturmanın seyrini etkileyecek ve maddi gerçeğin açığa çıkmasına yardımcı olacak mahiyetteki iddialarının araştırılmasını lüzumlu kılmaktadır. Diğer yandan soruşturma makamlarınca ulaşılan sonuçların delillerin nesnel analizine dayanması ve soruşturmanın etkili yürütüldüğü hususunda tereddüt oluşmaması, adalete olan inancın sarsılması bakımından zorunludur.”