Aşık Şenlik Kars Uluslararası Aşıklar Bayramı
Aşık Şenlik Kars Uluslararası Aşıklar Bayramı
Blue, İstanbul'da Konser Verecek
Blue, İstanbul'da Konser Verecek
Mesir macunu AB tarafından tescillendi
Mesir macunu AB tarafından tescillendi
Obez kedi Ekmek'e zayıflaması için pilates ve yüzme
Obez kedi Ekmek'e zayıflaması için pilates ve yüzme
123456789
Aşık Şenlik Kars Uluslararası Aşıklar Bayramı
Aşık Şenlik Kars Uluslararası Aşıklar Bayramı
Blue, İstanbul'da Konser Verecek
Blue, İstanbul'da Konser Verecek
Mesir macunu AB tarafından tescillendi
Mesir macunu AB tarafından tescillendi
Obez kedi Ekmek'e zayıflaması için pilates ve yüzme
Obez kedi Ekmek'e zayıflaması için pilates ve yüzme
123456789

Üniversiteliye "HIV ve AIDS" konferansı

İskenderun İlçe Sağlık Müdürlüğü'nde görevli Dr. Müge Tellioğlu üniversiteli gençlere test yaptırmanın ve erken tanının hastalığın tedavisinde önemini anlattı.

AZE Haber Ajansı

İSKENDERUN- İskenderun Teknik Üniversitesi’nde (İSTE) "AIDS: Ne kadar biliyoruz?" konferansı düzenlendi. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü tarafından düzenlenen konferansta konuşmacı Dr. Müge Tellioğlu, HIV ve AIDS konusunda katılımcılara bilgi verdi, virüslerin dünyada daha yaygın hale gelerek insanlık için ciddi bir tehdit unsuru haline geldiğini söyledi.

HIV ve AIDS aynı değil

“AIDS: Ne kadar biliyoruz?” konferansında, HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) ve AIDS'in (Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) aynı olmadığını anlatan İskenderun İlçe Sağlık Müdürlüğü'nde görevli Dr. Tellioğlu, üniversiteli gençlere test yaptırmanın ve erken tanının hastalığın tedavisinde önemini anlattı. Bulaşma yollarından korunma, doğru kondom kullanımın önemine de değinen Dr. Tellioğlu, "HIV konusunda insanların kafalarındaki yanlış bilgiden kaynaklı mitler damgalanmaya neden olmaktadır. Bu sorun HIV'i daha çok konuşarak, doğru bilgiyi yayarak çözülecek. Erken tanı ve doğru tedaviyle, kanındaki virus b=b (belirlenemeyen=bulaştırmayan) seviyesindeki kişilerin cinsel ilişkiyle dahi bulaştırmayabilmekte, doğru dozda ve sürekli tedavi alan gebe kadınların HIV negatif çocuk doğurabilir" değerlendirmesini yaptı.

"HIV enfeksiyonu olan kişiler tedavi edilirse, AIDS olmaz"

HIV'in bağışıklık sistemine yerleşerek, bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan, gözle görülemeyecek kadar küçük bir mikrop olduğunu anlatan Dr. Tellioğlu, virüs nedeniyle kişinin enfeksiyonlarla ve hastalıklarla savaşma yeteneğini kaybedebileceğini kaydetti. Kanında bu virüsün bulunan kişilere "HIV pozitif" dendiğini belirten Tellioğlu, şunları ifade etti:

"AIDS ise HIV enfeksiyonunun bağışıklık sistemini yetersiz hale getirdiği ve hastalık belirtilerinin başladığı durumdur. HIV sadece insanlarda hastalık yapar. HIV enfeksiyonu cinsiyet, yaş, dil, din, ırk farkı tanımadan herkesi etkiler. Bağışıklık sistemine zarar vererek hastalığa neden olur ve bulaştıktan sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkması 8-10 yıla kadar uzayabilir. HIV hastalığından korunulabilir ve bulaşması engellenebilir. HIV kişiye ulaştıktan yıllar sonra, bağışıklığın bozulmasına bağlı olarak, çeşitli hastalıkların ortaya çıktığı AIDS tablosu gelişir. Her HIV enfeksiyonu olan kişi, AIDS aşamasında değildir. HIV enfeksiyonu olan kişiler tedavi edilirse, AIDS olmazlar. AIDS döneminde de bireyler tedavi edilebilir ve tedaviden fayda görürler. HIV enfeksiyonunun ve AIDS’in tedavisi mümkün olup tedavi sayesinde bu kişiler, diğer insanlar kadar yaşayabilmektedir. En sık bulaşma yolu korunmasız cinsel temastır. Hasta kişi ile yapılan korunmasız (kondom, prezervatif, kılıf, kaput kullanılmadan) her türlü cinsel temasla (oral, vajinal, anal) virüs bulaşabilmektedir. En sık anal ilişki ile bulaşır. Vajinal ilişkide erkeklerden kadınlara bulaş daha kolay gerçekleşmektedir. Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan, kan ürünleri ve organ nakli yoluyla, damar içi enjektörlerin ortak kullanımı/paylaşımı ile ve ayrıca anneden bebeğine de bulaşabilmektedir."

"Sinek sokmasıyla bulaşmaz"

Dr. Tellioğlu, HIV'in dokunma, tokalaşma, el ele tutuşma, sarılma, sosyal öpüşme, gözyaşı, ter, tükürük ile, tabak, çatal, kaşık, bıçak ve bardak paylaşmakla, giysilerin ortak kullanımıyla, aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı ve duşu paylaşmakla, aynı yerde oturmakla, aynı havayı solumakla, aynı denizde yüzmekle, konuşmakla ve öksürükle, aynı evde, aynı ortamda çalışmak ve yaşamakla ve sinek, sivrisinek, böcek sokması, hayvan ısırması ile bulaşmadığını söyledi. 

Kan testi en güvenilir tanı yöntemi olduğunu dile getiren Tellioğlu, "Kan testi, tüm devlet hastaneleri ve aile sağlığı merkezleri (ASM), üniversite hastaneleri ve diğer sağlık kuruluşları ve gönüllü danışmanlık ve test merkezlerinde (GDTM) yapılabilir. İlk alınan kan testi sonucunun ikinci bir kan testi ile doğrulanması gerekir. İkinci testte de pozitif saptanan kişilere HIV enfeksiyonu tanısı konulur. Kanında HIV saptanan kişiler mutlaka tedavi olmalıdır. Tedavi ile sağlıklı bir hayat yaşanır ve HIV enfeksiyonunun diğer bireylere bulaşması engellenebilir" diye konuştu.

Kimler risk altında?

Korunmasız cinsel ilişki yaşayanların, birden fazla cinsel eşi olanların, cinsel yolla bulaşan başka bir hastalığı olan, damar içi enjeksiyonla madde kullanan ve HIV ile enfekte kişilerin eşleri, partnerlerinin HIV açısından risk altında olduğunu anlatan Dr. Tellioğlu, tedaviye başlalayanların günlük hayatları ve çalışma hayatına normal şekilde devam ettiğini söyledi. 

Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gökhan Nur da son birkaç yılda yaşanan gelişmelerin sağlık sektörünün dünya genelinde stratejik önemini gösterdiğini ifade etti. Konferans veren Dr. Tellioğlu’na teşekkür plaketi veren Doç. Dr. Nur, "Toplumdaki sağlık okuryazarlık oranının yükselmesi, özellikle bulaşıcı nitelikteki hastalıklarda koruyucu ve mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması açısından oldukça önemli" diye konuştu.