Muharrem İnce: Rakı mı istiyorsun derler diye kimse konuşmuyor, kim ne derse desin

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yöneticilerini, muhafazakar kesimleri kızdırmamak için laiklik ve yaşam tarzlarına yönelen baskılar karşısında yeterince ses çıkarmamakla suçladı. 

Gazete DURUM'da Devrim Hacısalihoğlu'nun sorularını yanıtlayan İnce, 42 yıl hizmet ettiği CHP'den, parti yönetimindeki bazı kişilerle ve "Atatürk diyemeyenlerle" anlaşamadığı için ayrıldığını söyledi.

İnce, genel başkanı olduğu Memleket Partisi'nin net bir duruşu ve söylemi olduğunu ancak CHP yönetiminin ve Millet İttifakı'nı oluşturan "altılı masa"nın çok temel meselelerde net bir söylemi olmadığını belirtti.

Muharrem İnce, "Eğitim ne olacak? Eğitimi tarikatlara cemaatlere teslim edecek miyiz etmeyecek miyiz? CHP yönetimi bu konuda tek kelime laf edemez, etmiyor. Niye? 'Aman yanlış anlarlar.' Hayır kardeşim yanlış anlar, manlar... Biz Memleket Partisi olarak eğitimi tarikatlara ve cemaatlere terk etmeyeceğiz...Yurtlarda çocuklara tecavüz oluyor. 'Aman şimdi muhafazakarlar bunlar, dindarları kızdırırız...' Kızarsa kızar ya, çocuklara tecavüz ediyorlar, bana ne. Biz konuşacağız. Cemevlerini ibadethane kabul edecek miyiz etmeyecek miyiz? 'Ama yanlış anlarlar.' Anlarsa anlasın, biz kabul edeceğiz. Biz 3 A'yı öneriyoruz. Önce akıl öneriyoruz, bilim öneriyoruz bu ülkeye. Sonra adalet öneriyoruz, sonra ahlak öneriyoruz. Çocukların sorularını çalıp yandaşlarına vermek ahlaksızlıktır. Yazılıda 95 almış bir çocuğa, mülakatta 40 vererek elemek ahlaksızlıktır. Biz buna karşı çıkacağız. Net. Tavrımız net bizim. Benzeyen yanlarımız olur bazı siyasi partilerle, benzemeyen yanlarımız olur. Ama duruşumuz net olacak bizim." şeklinde konuştu.

Memleket Partisi Genel Başkanı, son dönemde üst üste gelen zamlar ve uygulanan vergiler nedeniyle anormal artış gösteren rakı fiyatlarına tepki gösterilmemesini de "muhafazakarlar bizi yanlış anlar" anlayışına bağladı. 

Muharrem İnce, "85 liralık rakıya 240 lira vergi var. 'Ya şimdi bunu konuşursak, rakı içmek mi istiyorsun derler.' Kim ne diyorsa desin...ben vergi kısmına bakıyorum. Bir ürünün, fiyatını geçemez vergisi. Fiyatı 85 liraysa vergisi 85 lirayı geçemez. Bunu konuşacağız biz. Net. Böyle sürekli başka mahallelere el oğuşturarak, göz kırparak hoş görünme çabaları.. Böyle bir derdimiz yok bizim..." dedi.

Bir soru üzerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" çıkışına da değinen İnce, CHP'nin bu konudaki söylemini de eleştirdi:  "Helalleşmeden önce hesaplaşmak lazım. Kim nerede yanlış yaptı buna bakmak lazım. İkide bir de böyle "Camileri ahır yaptılar, camileri ahır yaptılar, 80 yıldır bu yalan var. CHP yöneticilerinden bir kısmı buna inanmış olacak ki, 'Biz eski CHP değiliz, özür dileriz, biz değiştik...'Ya kardeşim, nasıl eski CHP değilsiniz. Vaz mı geçtiniz? Laiklik demiyor musunuz yani artık. Kadına seçme seçilme hakkını Avrupa’dan önce eski CHP vermedi mi? Atatürk ve İsmet Paşa vermedi mi? Nedir bu kompleksiniz sizin ya. Yok, benim böyle bir kompleksim yok. Memleket Partisi'nin böyle bir kompleksi yok."

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasında cumhurbaşkanı seçilecek kişinin yetkilerine ilişkin kamuoyuna da yansıyan öngörülerini, eleştiren İnce, "Cumhurbaşkanı denilen kişi genel başkanın marabası olmaz." dedi. 

İnce, "Genel başkan kim oluyor da cumhurbaşkanına talimat verecek. Cumhurbaşkanı bilime göre karar verir,  hukuka, kamu yararına, vicdana göre karar verir. 'Erdoğan tek adam' diyoruz. Şimdi tek adam vesayetinden kurtulurken, altılı adam vesayetine mi gireceğiz? Cumhurbaşkanı kapıkulu mu? Altı genel başkan, her pazartesi çağırıp, 'Gel bakalım aslanım buraya, şunları şunları şunları yapıyorsun mu diyecek?' Ergenekon konusunda sayın Kılıçdaroğlu ile sayın Babacan farklı düşünüyorlar. Cumhurbaşkanı hangisinin dediğini yapacak? Kamulaştırma konusunda farklı düşünüyorlar, Cemevleri konusunda farklı düşünüyorlar. Kimin dediğini yapacak? Tarikatlar, cemaatler konusunda kimin dediğini yapacak? Cumhurbaşkanı denilen kişi genel başkanın marabası olmaz." ifadelerini kullandı.

Muahrrem İnce ayrıca, seçim güvenliği tartışmalarına ilişkin de CHP liderinin SADAT'ı ziyaretini olumlu bulduğunu ancak tam anlamıyla güvenli bir seçimin en önemli şartlarından birinin de parmak boyası olduğunu hatırlattı:

"Sayın Kılıçdaroğlu SADAT’a giderek doğru bir iş yaptı. Toplumun önüne ışık saçtı. Farkındalık oluşturdu. Kutluyorum. Seçim güvenliği ilgili kaygılarımız var. 2018’de benim seçimimde, benim o zamanki partim sandıklara sahip çıkamadı. Benim görevim değildi sandıklara sahip çıkmak. Sandığa parti yönetimi bakar. Örgüt bakar. 12 bin sandığa gözlemci koymadılar. 4 milyon oy demek bu. İnşallah bugün bu hatayı yapmazlar. Türkiye’de 200 bin civarında sandık var. Demek ki 400 bin kişi lazım. Bu sandıkları korumak için 400 bin kişi...Bu 400 bin kişiyi bulmadan seçim güvenliğinden bahsetmek mümkün değildir. Ayrıca seçim güvenliği için parmak boyası şarttır. Bunu da bütün muhalefet partilerinin bu dönemde gündeme getirmeleri lazım."