“Kendi ülkemizde mülteci durumuna düştük”

AZE Haber Ajansı

Fadime Yiğit

ANTALYA- Yabancıların akınına uğrayan Antalya’da bütçelerine göre ev bulamayan kiracılar, isyan bayrağı açtı. Attalos heykeli önünde bir araya gelen kiracılar, yabancılara konut satışının yasaklanmasını, yüksek konut fiyatlarının önüne geçilmesini ve yüksek kira bedellerinin son bulmasını istediler.

Antalya'da kiraların yüksekliği kiracıları isyan ettirdi. Mağdur kiracılar adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Musa Yaşar, Antalya’da konut ve kira bedellerinin olağanüstü artmasından dolayı mağdur olduklarını söyledi. Antalya'nın, savaş nedeniyle ülkelerini terk edip gelen mülteci Rus ve Ukrayna vatandaşlarının gözde cazibe şehri haline geldiğini dile getiren Yaşar, "Onların gelmesi ile zaten 3 yıldır pandemi ile gelişen ekonomik krizler ile baş başa kalan yerli halk için hayat daha da zor daha da yaşanmaz hale gelmiştir" dedi. 

“ZORUNLU GÖÇE ZORLANIYORUZ”

Yaşar, Rus ve Ukraynalıların gelmesi ile konut ve kira bedellerinin şişirildiğini, yerli halkın zor durumda bırakıldığını kaydetti. Antalya'nın küresel sermaye tarafından ele geçirildiğini ve "istila" edildiğini savunan Yaşar, şöyle devam etti:

"Hepimiz yıllar önce işsizlik ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle memleketlerimizden Antalya’ya göç etmiş geçim derdine düşmüş buraya yerleşmiş yaşamını devam ettirmeye çalışan bu ülkenin dar gelirli asgari ücretli çalışanlarıyız. Ve bugün maalesef bizlere yıllar önce gelip yerleştiğimiz Antalya’da ekonomik yaptırımlar uygulanaraktan zorunlu bir göçe zorlanıyoruz. 2023 yılı asgari ücret komisyonunun asgari ücret miktarını açıklamasının ardından akılların alamayacağı oranlarda ev sahiplerinin ev kira bedellerini belirlemeleri ekonomik yaptırımın bizleri zorunlu bir göçe zorlanmamızın somut bir kanıtı. Asgari ücretin 8 bin 500 TL olmasıyla kira bedellerinin daha da zirveye tırmanması bunun yegâne kanıtıdır. Bizler bu ülkenin öz evlatları has vatandaşlarıyız. Vatanımızın savunulmasında en ön safta doğal afet yangın deprem gibi zor zamanlarında en önde olanlarız. Çünkü bizim başka bir yurdumuz yok. 400 bin dolar parası olan yabancılar ile bu vatan için gözlerini kırpmadan bir an için tereddüt etmeden malını canını verecek gerek duyulduğunda ölecek Türk halkı ile bir kefeye konulmamasını istiyoruz. Kendi vatanımızda ikinci sınıf vatandaş mülteci konumuna düşmek sokaklarda kalmak istemiyoruz. Derhal Devletimizin bu soruna gözüm üretmesini çare bulmasını istiyoruz. Yabancılara konut satışının acilen yasaklanmasını, yüksek konut fiyatlarının önüne geçilmesini, yüksek kira bedellerinin son bulmasını istiyoruz."

“YABANCILARIN GİTMESİNİ İSTİYORUZ”

Basın açıklaması, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirinin minik bir kız öğrenci tarafından okunması ile sona erdi. Protesto eylemine katılan kiracılar AZE Haber Ajansı muhabirine şunları söyledi:

"Emekliler 5 bin lira alıyor, ev kiraları 7 bin 500 lira oldu. Biz ne yiyeceğiz? Ne içeceğiz? Nasıl yaşayacağız? Bizler geldik geçtik ama, çoluk çocuğumuz ne olacak? Yabancıların gitmesini istiyoruz. Bizler vatanımızda yabancı olmak istemiyoruz. Ev kiralarının önüne geçilsin. Alınan maaşlar belli. Devlet büyüklerimiz bizi duysun artık."

Çok zor durumda olduğunu söyleyen bir vatandaş ise “3 bin lira ev kirası veriyorum. 3 bin 600 lira maaş alıyorum. 3 bin lira ev kirası verip de 600 lira ile geçinilebilir mi? 15 yaşında kız çocuğum var. Bunun okul kartı lazım, servis tutamıyorum. Hiçbir şeye yetişemiyorum. Bu kiraların düşürülmesini istiyorum. Sorunumuz bu” diyerek yetkililere seslendi.

“YORULDUK ARTIK”

İki sene önce haberleri olmadan ev sahibinin evi Pakistanlılara sattığını söyleyen bir vatandaş ise, “Bizi zorla apar topar evden çıkardılar. Biz komşularda kaldık. Eşyamızı aldılar depolara koydular. Şimdi birisinin vasıtasıyla bir yardım desteğiyle bir eve oturduk. Adam engelli kalkamıyor. 4 tane yetim öksüz torunum var. Evi satılığa çıkarıyorlar. 650 bin liralık bir sene önceki evin şimdi 3 milyon nasıl oldu? Her yer patlak, kapı pencere yok. Beni şikayet etti. Evi tutacağım dedi, eşyanı taşıyacağım dedi, depozito paranı da vereceğim dedi. Hiçbir şeyimizi yapmadılar. Yapmadıkları gibi de mahkemeye verdiler. Ne oldu. Bir karış mezara sen de gireceksin ben de gireceğim. Sen benden 8 bin alınca senin mezarın mı genişleyecek?" dedi.