Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

İstanbul'da birçok ilçede arı tedirginliği

Arıların çoğalma içgüdüsüyle kovanı terk edip ağaçlarda, apartmanlarda toplanmaları tedirginlik yarattı. "Oğul verme" adı verilen dönem için İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Dikmen, "Mayıs ve haziran boyunca arıların sayılarının arttığı ve bunun neticesinde oğul verme gibi davranışlar sergilediklerini görebiliriz" dedi.

DHA -

ANKARA- Arıların çoğalma içgüdüsüyle kovanı terk edip ağaçlarda, apartmanlarda toplanmaları tedirginlik yarattı. "Oğul verme" adı verilen dönem için İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Dikmen, "Mayıs ve haziran boyunca arıların sayılarının arttığı ve bunun neticesinde oğul verme gibi davranışlar sergilediklerini görebiliriz. İstanbul’da bunu görmek biraz şaşırtıcı çünkü normalde şehir içlerinde pek arıcılık yapılmıyor. Hala kırsalda bu işi yapan insanlar olabiliyor. Oğul verme dönemlerinde oradan kaçıp, çeşitli evlerin bahçelerine, çatılarına, ağaçlara kümelenmiş oğullar şeklinde toplanabiliyorlar" dedi.

Bal arılarının çoğalma isteğiyle her ilkbaharda yaşanan oğul verme dönemi, vatandaşlar arasında tedirginlik yarattı. Küçükçekmece’de arılar bir ağacın üzerinde toplanırken, Bağcılar’da ise bir apartmanda toplandı.


Bağcılar’daki arı kolonilerinin, arıcılar tarafından toplanması da cep telefonu kamerasına yansıdı. Vatandaşlar, arıların alerjisi olanlar için tehlike yaratabileceğini söylerken, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Dikmen, şehir içinde görülen arı kolonileri için kaygılanacak bir durumun olmadığını vurguladı. 

Başakşehir’de arıcılık yapan Ali Şahbenderoğlu da, “İlkbaharda, nisan mayıs aylarında yaparlar aslında ama bu sene çok değişik bir mevsim var. Bu sene arıcının en kötü olduğu sene. Vatandaşlar gördükleri zaman kimseyi bulamazlarsa İl Tarım Müdürlüğüne bildirsinler" diye konuştu. 

"İSTANBUL’DA BUNU GÖRMEK ŞAŞIRTICI"

Dr. Öğretim Üyesi Fatih Dikmen, şunları söyledi:

“Nisan sonundan itibaren temmuza kadar neredeyse mayıs ve haziran boyunca arıların sayılarının arttığı ve bunun neticesinde fazla aşırı artıp oğul verme gibi davranışlar sergilediklerini görebiliriz. O yüzden tam mevsimi. İstanbul’da bunu görmek biraz şaşırtıcı çünkü normalde şehir içlerinde pek arıcılık yapılmıyor. Oğul verme de genelde arıcılık faaliyetinin yapıldığı yerlerde ve onun yakınlarına doğru oğul toplulukları oluşmaya başlar ama İstanbul çok kalabalıklaştı ve şehir büyüdüğü için hala kırsalda bu işi yapan insanlar olabiliyor. Bahçesi olan yerlerde, balkonunda arıcılık yapan insanlar olabiliyor. Bunlar normalde çevredeki insanlara zarar vermese bile zaman zaman oğul verme dönemlerinde oradan kaçıp, çeşitli evlerin bahçelerine, çatılarına, parklara, ağaçlara kümelenmiş oğullar şeklinde toplanabiliyorlar." 

"ÇOĞALMAK İÇİN YAPIYORLAR" 

Arıcı Ali Şahbenderoğlu da oğul verme sürecinin, doğal olduğunu, bazı ırkların oğula daha yatkın olduğunu söyledi. Şahbenderoğlu, şu bilgileri verdi:

"Kraliçe arı yaşlıysa, oğul verir. Gençse fazla oğul vermez. Arı kovanda çok sıkışıksa, kovanın içine sığmayacak şekilde sıkışıksa da oğul verir. Dışarı bir miktar arı çıkar, kendisini rahatlatır. Bazen haberin olmadan çıkar gider, başka yere konar. Bazen ağaç, mağara kovuğuna girer, orada kendisine yer yapar ve orada yaşamını sürdürür. İlk önce yakın çevreye konar. Kimse almazsa uçar gider. Kimse almazsa bir iki gün kalır ve orayı da terk ederler. Oradaki iki üç günlük bir oğul çünkü sakin duruyor, küme halinde duruyor. Çoğalmak için yapıyorlar."