Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
123456789
Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
123456789

Etobur Cafer'i her gün elleriyle besliyor

İzmir’in martıları Körfez'deki vapurlardan atılan simitle, kasap Münir’in martısı Cafer ise yumuşak et parçalarıyla besleniyor.

Semra İğtaç

İZMİR- İzmir’in martıları Körfez'deki vapurlardan atılan simitle, kasap Münir Ay'ın martısı Cafer ise yumuşak et parçalarıyla besleniyor. Ay, martıya her gün verdiği 250 gram et ile yavrularını beslediğini düşünüyor.

Karataş semtinde yaşayan sakinlerin ve esnafın maskotu martı Cafer, İzmirlilerin sevgilisi haline geldi. Martıyı her gün etle besleyen kasap Münir Ay, Cafer'le dostluğunu şu sözlerle anlattı:

“Burada hayvanlara verilecek bazı yumuşak parçalar var. Onları veriyoruz, tüketiyor. Martı Cafer’in gayet güzel bir şekilde yediğini düşünüyorum, her gün geldiğine göre. Evet, her gün geliyor. Karnı acıkınca geliyor buraya, oradan bağırmaya başlıyor. Sonra etini alıyor gidiyor.” 

Ay, "Martıyla bu bağı nasıl kurdunuz?" sorusuna, “Valla sanırım çıkar ilişkisine dayalı bir şey bu. Çünkü o acıkınca geliyor. Beni özlediği için geldiğini düşünmüyorum açıkçası. O yüzden biraz çıkar ilişkisi var işin içinde” yanıtını verdi.


Fazla et vermediğini belirten kasap Ay, nedenini şöyle açıkladı:

“Buranın eski sahibi Hasan Bey'in de bir tane martısı varmış. Hatta üzücü bir olay da yaşanmış ve martı çok yediğinden dolayı ölmüş. Uçmaya çalışırken martıya bir otobüs çarpmış. Bu nedenle biz de fazla et vermiyoruz. Sabah zaten 200-250 gram kadar et yiyor, sonra gidiyor. Herhalde yavruları var, etleri kursağında öğütüyor. Çünkü martılar yavrularını kursaklarında öğüttükleri besinle besler. Büyük ihtimal yavruları olduğu için geliyor buraya.”


Mahalle sakini Handan Taşkın ise, martının beslenme şeklini eleştirdi:

“Yağlı değil de parça etlerle beslense daha iyi olur. Benim lakabım da 'martı'. Ben çok severim martıyı. Bu martıyı sürekli burada görüyorum. Hatta çocuklarıma 'benimki geldi' diyorum. Nöbet bekliyor.”


Yıllardır mahallede kırtasiye dükkanı işleten Emre Yücel de martının uçmaktan korktuğunu anlattı:

“İzmir'in martıları her şeye rağmen uçar. Zaten kanat çırpmaktır hayat. Bu Cafer, her sabah kasap Münir’in dükkanı önünde onu beslemesini bekliyor. O bir kedi değil, martı. Maalesef uçmaktan korkuyor. Çünkü uçmak cesaret ister.”