Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
123456789
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
123456789

"Çeşme faciası" 252 yıl sonra sergileniyor

Denizcilik tarihinin en büyük yenilgisinin belgeleri, 252 yıl sonra İzmir Tarih ve Sanat Müzesi'nde sergileniyor. Koleksiyoner iş insanı Oğuz Aydemir ile tarihe "Çeşme faciası" olarak geçen, Osmanlı'nın denizde yaşadığı gelmiş geçmiş en büyük yenilgiyle ilgili belgelerin yer aldığı sergiyi konuştuk.

Semra İğtaç

İZMİR- Toplumsal alanda yaptığı kültürel, arkeolojik ve tarihi çalışmalarıyla öne çıkan iş insanı Oğuz Aydemir, "Çeşme Deniz Tarihinin Üç Efsane Amirali” sergisinde, 252 yıl önceki büyük denizcilik felaketinin belgelerini tarih tutkunlarıyla buluşturuyor. "Çeşme faciası" olarak bilinen ve 11 bin kişinin hayatını kaybettiği deniz savaşının hikâyesi; çizimler, resimler, gazete yazılarıyla İzmirli sanatseverlerin ilgisine sunuldu. 


"Çeşme Deniz Tarihinin Üç Efsane Amirali”  sergisinde, 1768-1774 Osmanlı-Rus Harbi haritası, Osmanlı’nın 84 toplu "Burc-u Zafer" kalyonu ile Kraliçe II. Katerina'nın bölgedeki isyancılara rüşvet olarak dağıtılması için bastırdığı 500 bin adet altın sikkeyi de taşıyan Rus amiral gemisi Yevstafiy’nin maketleri, savaş döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda tahtta bulunan III. Mustafa, Rus tarafında Çariçe II. Katerina ve savaşın komutanlarından Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın tam boy resim maketleri, haklarında bilgiler, her iki tarafta görevli olan komutanlar ile savaşta etkin kişilerin fotoğrafları ve haklarında bilgiler, Rus Donanma Komutanı Kont Aleksi Orlov’un bizzat yazıp imzaladığı, aralarında Türk savaş gemilerinin özelliklerini ve mevkilerini gösteren çizimler, Kont Orlov’un savaş planları-günlükleri, Çeşme baskını öncesi taktikler ile Kont’un gemilerine gönderdiği hücum emirlerinin bulunduğu belgeler, savaşla ilgili yabancı ressamların tabloları, o dönemde Avrupa basınında çıkan gazete yazıları, karikatürler, savaş sonrası Rusya’daki yansımaların yer aldığı gazete kupürleri yer alıyor.


Deniz tarihine ışık tutan sergi, Anadolu topraklarına giriş yaptıktan kısa süre sonra denizlere açılmanın, Akdeniz’e hâkim olmanın kapısını aralayan kaptan-ı deryaların, denizcilerin, deniz tarihindeki dönüm noktalarının eşsiz hikayesini belgeliyor. 


Sergi, Kültür Park içindeki İzmir Tarih ve Sanat Müzesi'nde 30 Eylül'e kadar gezilebilecek.


1770’in 6 Temmuz gecesi Çeşme’de Kont Aleksi Orlov kumandasındaki Rus donanması tarafından Osmanlı donanmasının yok edilmesiyle sonuçlanan, tarihe "Çeşme faciası" olarak geçen, Osmanlı'nın denizde yaşadığı gelmiş geçmiş en büyük yenilgiyle ilgili belgelerin yer aldığı sergiyi, koleksiyoner iş insanı Oğuz Aydemir ile konuştuk.

Aydemir'e yönelttiğimiz “3 soru ve 3 yanıt” şöyle:

Bu sergide birbirinden önemli arşiv belgeleri var? Hangi belge en çok ilgi gördü?

Arşiv belgeleri arasında, Christies&Sotheby’s'den müzayededen alınan Rus filosunun Amirali Alexy Orlov’un Çeşme günlükleri ile İngiliz Amiral Elphinston’un günlükleri ilgi görmüş olmalı. Bu orijinal belgeler Aydınlanma Dönemi'nin Rusya’ya açılan boyutuna açıklık getiriyor.

1768-1770 Osmanlı-Rus Savaşları döneminde iki tarafın deniz savaşları Ege’de yapıldı. Çeşme Damlasuyu mevkiinde iki tarafın amirallik gemilerinin çarpışması ile batmalarının ardından, Kaptan-ı Derya Hüsamettin Paşa'nın donanmayı Çeşme Kalesi önüne son derece yanlış bir taktikle çekmesi, büyük bir hezimeti hazırladı. Ruslar, dört ateş gemisini Osmanlı donanmasına doğru insansız olarak kuvvetli bir kuzeydoğu rüzgârı yardımıyla bıraktı. Bilahare bu tekneler donanmaya ulaştığında uzaktan top atışıyla infilak ettirilerek tüm gemiler yakıldı. Yaklaşık 11 bin personel yitirildi. Savaşın bu aşamasında Osmanlı tarafı karşılık veremeden savaşı kaybetti.


1770 yılında Çeşme’de meydana gelen Osmanlı-Rus Deniz Savaşı, denizcilik tarihimiz açısından neden bu kadar önemli?

Bu savaş oldukça önemli çünkü savaş sonrası alaylı donanma anlayışı terkedilerek ilk defa bir Deniz Harp Okulu'nun kuruluşu gerçekleştirildi. Bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi'nin nüvesini oluşturan Mühendishane-i Bahri Hümayun Okulu kuruldu ve yurt dışından uzmanlar getirtilerek yeni bir dönem başladı. Bu savaş, Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın Kaptan-ı Deryalığı döneminde gerçekleştirildi. Çeşme'de meydana gelen savaşla Ruslar, Büyük (Türkler Deli olarak biliyor) Petro’nun sıcak sulara inme vasiyetini yerine getirdi.


Sergiyi gezerken, tarihi belge ve haritaların yanı sıra bir replika bizi çok etkiledi. Çeşme'de 6 Temmuz 1770 gecesinin kahreden hararetini hissettik ve göklere yükselen çığlıkları yeniden duyar gibi olduk. Bu reprodüksiyon tablonun aslı nerede?

1770 Osmanlı-Rus Savaşı'ndaki önemli bir dönemi anlatmak istedik. Burada II. Katerina döneminde ve büyük Petro'nun sıcak sulara inme vasiyetini yerine getirmek suretiyle ve Çeşme baskınıyla elde ettiği zaferle 30 küsur sene iktidarda kalmayı başardı. İktidarda kalma başarısının ön önemli sebeplerinden biri, şüphesiz Çeşme'de alınan zafer. II. Katerina bunu duyurmak istedi. Televizyonun, gazetenin, radyonun olmadığı bir dönemde bir şekilde ressamlardan yararlanmak istedi ve Hollanda asıllı bir ressam olan Jacob Philipp Hackert'i çağırdı. Ondan bu temsili resimleri yapmasını istedi. Jacob Philipp Hackert, savaşı gözünün önüne getiremeyince II. Katerina, askerlerden bu detayları anlatmasını istedi. Onunla da yetinmedi. Sırf ressam buradan bir mesaj alsın ve ona göre resimlerini yapsın diye İtalya'da Osmanlı donanmasından müsadere edilmiş bir gemiyi infilak ettirdi. 


Orijinali St. Petersburg’da

St. Petersburg’da; büyük bir Çeşme sütunu ile adı Harabe Kulesi olan bir anıt yaptırıldı. Bir galeriye Çeşme Galerisi, imparatorluk saraylarından birindeki bir salona da Çeşme Salonu adı verildi. St. Petersburg’da bunlardan başka, Çeşme Kilisesi ile Çeşme Hamamı da bulunuyor.

Rus donanmasının başında bulunan Kont Orlov, o savaştan sonra Çeşmenski (Çeşmeli) soyadını aldı. Yeni yapılan gemilere de içinde Çeşme olan isimler verildi. Yani, yaşanan olayın ardından neredeyse 250 yıl geçmesine rağmen, Çeşme adı Petersburg’un her yanındaki anıtlarda, resimlerde ve değişik kuruluşların kapılarında yaşıyor.

"Büyük Felâket"te neler yaşandı?

1768 yılında Osmanlı tahtında III. Mustafa oturuyordu ve Rusya ile ilişkiler gergin bir hal almıştı. Rus Çariçesi II. Katerina’nın ordularının, Osmanlı himayesi altında bulunan Polonya’yı işgale kalkması üzerine 8 Ekim günü Rusya’ya savaş ilan edildi ama hiçbir hazırlık yapılmadığı için, ordu ancak altı ay sonra harekete geçirilebildi. Savaşın iki yılında ne Osmanlı ne de Rusya önemli bir başarı kazanabildi.

Çarice'nin sevgilisi Kont Theodore Orlov 

Çarpışmalar devam ederken, Rusya, Mora’da yaşayan Rumları ayaklandırmak maksadıyla İngiltere’nin de desteğiyle Akdeniz’e oldukça kuvvetli bir donanma gönderdi. Bu arada karadan gelen ve Çariçe Katerina’nın sevgilisi olan Kont Theodore Orlov ile kardeşi General Kont Aleksi de askerleriyle beraber donanmaya katıldılar.

Rumlar, Mora’ya asker çıkartan Rusların kışkırtmasıyla isyan edip Türklere karşı bir katliama girişti. Ayaklanma, Osmanlı kara ve deniz birlikleri tarafından bastırıldı. Rus askerleri ise gemilerine binerek yeniden Akdeniz’e açıldı.

Üç filodan oluşan Rus donanması ile Kaptan-ı Derya Hüsameddin Paşa’nın kumandasındaki Türk gemileri, çok geçmeden karşı karşıya geldi ama Osmanlı gemileri geri çekilmek zorunda kaldı. İkinci karşılaşmada, daha sonraları kaptan-ı deryalık ve sadrazamlık yapacak olan Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın kalyonuyla Rus Amirali Spiridof’un gemisi çarpışıp yanmaya başladı. Her iki taraf, yangının kendilerine de sıçramaması için tekrar geri çekildi. Osmanlı donanması ise tarihi bir hata yaptı, manevra imkânı bulunmayan Çeşme Limanı’na girip demirlemek gafletinde bulundu.

O sırada Çeşme’nin açıklarında beklemekte olan Rus gemileri, Türk tarafının sıkışmış bir halde bulunduğunu fark edince limanın girişini kapattı ve 1770’in 6 Temmuz gecesi Türk donanmasının üzerine iki adet "brulot" yani yaklaştıkları anda patlayıp her tarafı yangın yerine çevirecek olan ateş gemileri gönderdi. Bazı Osmanlı kaptanları, gaflete düşerek ateş gemilerini teslim olmak isteyen Ruslarla dolu kayıklar zannetti. Bunları İstanbul’da yapacakları zafer resmi geçidinde kullanma hayaline dalınca, olan oldu: Ateş gemileri bir anda patladı, alevler tedbirsiz davranan Osmanlı gemilerini sardı, koskoca donanma birkaç sat içerisinde yok oldu ve kurtulmayı başaran tek gemi de Rusların eline geçti.

Sergiyi, aşağıdaki karekodları mobil cihazınızla okutarak gezebilirsiniz.