Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

İYİ Parti'den Gezi davası yorumu

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Osman Kavala’ya müebbet hapis cezası verilen Gezi davası kararıyla ilgili FETÖ etkisine vurgu yaptı.

Davada, Osman Kavala’nın yanı sıra diğer 17 sanık hakkında da hapis cezaları verilmesi kamuoyunda büyük tepki yaratmıştı.

Alınan kararın ardından İYİ Parti adına bir açıklama yapan Genel Sekreter Uğur Poyraz, 2013 yılından bu yana süren davada FETÖ etkisine dikkat çekti.

Uğur Poyraz açıklamasında, Gezi ve dava sürecini kastederek “Dönemin iktidarının gözbebeği olarak muhafaza edip, ne istedilerse verdiği FETÖ mensubu emniyet, mülki idare ve yargı mensupları ile terör örgütleri tarafından enfekte edildiği gerçeğinin göz ardı edilmesini, dönemin FETÖ’cü emniyet, yargı ve mülki idare amirlerinin ise bu süreçten vareste tutulmasını da tarihe not düşüyoruz” ifadelerini kullandı.

Uğur Poyraz’ın açıklamasının tamamı şöyle:

Türk Silahlı Kuvvetleriyle, Emniyet teşkilatıyla, istihbarat birimleriyle, tarafsız ve bağımsız yargısıyla ve diğer tüm kurumlarıyla uzun yıllara sari “Terörle Mücadele Deneyimi” olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm bu tecrübelerine rağmen; 2013 yılından bugüne kadar yani 9 yıl sonunda soruşturma ve kovuşturmada mahkeme ancak dün bir karar verebilmiştir.

Nitekim; tüm Türkiye’nin gözleri önünde ve yakından takip ettiği  'Gezi' sürecinin vatandaşlarımızın çevre duyarlılığı ile ortaya koydukları bir demokratik tepki olduğu, dönemin iktidarının gözbebeği olarak muhafaza edip, ne istedilerse verdiği FETÖ mensubu emniyet, mülki idare ve yargı mensupları ile terör örgütleri tarafından enfekte edildiği gerçeğinin göz ardı edilmesini, dönemin FETÖ’cü emniyet, yargı ve mülki idare amirlerinin ise bu süreçten vareste tutulmasını da tarihe not düşüyoruz.

Kamuoyuna açık kaynaklardan alınan bilgiler ışığında mahkeme tarafından 9 yıl sonra öyle bir karar verilmiştir ki;

Daha önce Hükümeti Devirmeye Kalkışmak' suçundan beraat kararı alan şüpheli müebbet hapis cezası ile cezalandırılmış,

Beraat kararı aldıktan hemen sonra 'casusluk' suçundan tutuklanan aynı şüpheli 'casusluk' suçundan beraat etmiştir.

Yargılamayı yapan heyetten bir üyenin tane tane yazdığı muhalefet şerhini okuduğumuzda ise adalet duygusuna, vicdana, hukuka ve ülkemizin düşürüldüğü duruma ilişkin endişelerimiz derinleşmiştir.

Kararı veren heyetin gerekçeli kararını görmeden, deliller ve değerlendirmeyi okumadan lehe ve aleyhe manşetler üzerinden ithamda bulunmak elbette doğru değildir.
Ancak medyaya yansıyan muhalefet şerhindeki hususlar doğru ise; yargının tarafsız ve bağımsızlığına müdahaleden daha da ötesi bizzat yargılamayı yapan yargı mensuplarının, muhakeme yetki ve yeteneklerini terk ettikleri anlamına gelir ki, bu daha da vahim bir durumu ortaya koymaktadır.

Ancak, İstinaf, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM süreçleri vardır. Hukuka, adalete, yargının bağımsız ve tarafsızlığına inanan ve mesleki duruşlarını hatta hayatlarını buna hasretmiş yargıçların böyle bir kararı objektif bir şekilde değerlendireceklerine olan umudumuz ve inancımız devam etmektedir.