Cumhuriyet 100 Yaşında

Türk halkı Cumhuriyet’in 100’ncü doğum gününü kutlamaya hazırlanırken Cumhur İttifakı ve bileşenleri İstanbul’da Büyük Filistin Mitingi'nin hazırlıklarını yapmaya başladı.

Miting hazırlıkları yapılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim'i yakan İsveç’e NATO’ya üyelik bileti verdi.

Gazze mitingi ile siyasal İslamcılar kutuplaşma siyaseti üzerinden yeni bir cephe daha açtı. Bu cephe halkın kanalı olan TRT’nin Cumhuriyet'in 100’ncü yıl dönümü kutlama programlarını iptal ettiğini açıklaması ile daha da derinleşti.

Tartışmalar; 

Mescidi Aksa’nın kutsallığı üzerinden siyaset devşirenler ile PKK ve ASALA’ya destek veren, Karabağ savaşında Ermenistan ile iş birliği yapan, Akdeniz’de Mavi Vatan’a karşı duran Filistin hükümetlerinin politikalarını içine sindiremeyenler arasında gerçekleşiyor.

Erdoğan; “HAMAS bir terör örgütü değil topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler gurubudur” diyerek tartışmada safını çoktan belli etti.

HAMAS, Gazze’ye ağlarken İsveç’e NATO için giriş bileti verseydi. HAMAS için söylenecek tek söz; kurtla boğup çobanla ağlıyorlar demek olurdu. Müslüman Kardeşler'e yakışan bir politika olduğu için ciddiye alınmazdı. Siyasal İslam geleneğine uygun bir politika,  HAMAS hamaset yapıyor denirdi. Bu mitingi HAMAS düzenlemediği için bu söylemler anlamsız hale geliyor.

Ama düşünmeden de olmaz.

28 Ekim Cumartesi günü yapılacak olan Büyük Filistin Mitingi ile Cumhuriyetin 100’ncü doğum günü kutlamalarının paralel olması Müslüman Kardeşler politikaları ile uyumlu görünüyor.

Müslüman Kardeşler'in Cumhuriyet kutlamalarına eşlik etmesini tabii ki bekleyemeyiz. Bu anlaşılabilir bir durum. Fakat Cumhur İttifakı bileşenlerinin Filistin'in Türkiye karşıtı politikalarına rağmen bu mitingi düzenlemesine anlam veremiyorum. Tam da bu noktada kendime bir soru soruyorum. Acaba AKP yaşam maliyetleri altında kemer sıkmaktan midesi sırtına yapışan insanları kutsallar üzerinden politize etmeye mi çalışıyor?

Ya da "faiz sebep enflasyon sonuç" tezinin Türkiye’yi getirdiği ekonomik iflasın üzerini kutsallar ile örtmek mi istiyor? Hamas bize Gazze’de cambaza mı baktırıyor. Bu soruların cevabı üzerine birlikte kafa yoralım.

Görünen o ki siyasal İslamcılar Cumhuriyet'in doğum günü kutlamasını gölgelemek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti Yüzyılı yerine, Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeye çabalıyor. Türkiye Yüzyılı kavramı ile modern cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'in kazanımlarını önemsizleştirmeye çalışıyorlar. Reisçiler Atatürk’ün modern mirası olan Cumhuriyet yerine Erdoğan’ın inşa etmeye çalıştığı ama içerisinde Cumhuriyet olmayan bir şeyle Cumhuriyet'e meydan okumaya çabalıyorlar. Bu meydan okumaya karşı kendimize "Cumhuriyet nedir? Türk halkının elinden Cumhuriyet alınırsa geriye ne kalır?" sorusunu en azından bir kez sormamız lazım. Lütfen bu soruyu kendimize soralım.

Cumhuriyet bugüne kadar birçok meydan okumaya maruz kaldı. Buna rağmen ayakta kalmayı başardı.

Neden mi? Çünkü Cumhuriyetçiler için Atatürk; bir isim değildir. Atatürk, ilimdir. Atatürk, gençliktir. Atatürk, gelecektir. Atatürk, Cumhuriyet'tir ve Türkiyedir. Atatürk; 21’nci yüzyıla eserleri ile damga vurmuş çağdaş dünyanın en önemli kurucu önderlerinden biridir. Bu nedenle Cumhuriyeti ve Atatürk’ü yok sayan, görmezden gelmeye çalışan, unutturmaya çalışan her türlü saygısızlığa Türk halkı isyan eder. Akıl isyan eder. Vicdan isyan eder.

Siyasal İslamcıların Cumhuriyet ile sorunu olduğu kesin. Maalesef Cumhuriyet'imiz 2’nci yüzyılına Cumhuriyet ile barışık olmayan bir yönetim anlayışı ile giriyor. Bunu görebiliyoruz. Cumhuriyet'in yerine hilafeti getirme özlemi içinde olanlar, amacınız Atatürk’ü ve Cumhuriyet'i unutturmaksa ampulün gücü güneşi karartmaya yetmeyecektir. Cumhuriyet'i siz kurdunuz, onu yaşatacak ve yükseltecek olan bizleriz. Cumhuriyet'imiz 100 yaşında. Mutluyuz, gururluyuz, coşkuluyuz. Kutlu olsun.