Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Mehmet Nezir Duman’ın akıbeti

Cumartesi Anneleri, 5 yıl sonra üst üste 14'üncü hafta Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.

AZE Haber Ajansı

İSTANBUL - Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana İstanbul Taksim'deki Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 985'inci haftada Mehmet Nezir Duman’ın akıbetini sordu.

Artı Gerçek'in haberine göre, kayıp yakınları adına ortak basın metnini Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe okudu. Açıklamada Duman’ın eşi Azime Duman, ailesi adına bir mektup yolladı. Duman ailesinin mektubunu, gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kız kardeşi Maside Ocak okudu.

Ümit Efe okuduğu açıklamayla, 31 yıl önce Şırnak İdil’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen akıbetini Mehmet Nezir Duman’ın sordu. Efe, AYM’nin Cumartesi Anneleri hakkında verdiği kararın tam olarak uygulanmamasını, "Bizi mekanımızdan ayıran bariyerlerin önünde duruyoruz" sözleriyle eleştirdi. Yedi çocuk babası Mehmet Nezir Duman’ın 29 yaşında kayıp öyküsünü Ümit Efe şu sözlerle paylaştı:

"Duman defalarca evine kolluk tarafından baskın yapılmış ve gözaltına alınarak işkence görmüştü. Eşine sürekli takip edildiğini söylüyordu. Ticari taksi olarak kullandığı kendi adına kayıtlı 62 AE 220 plakalı aracında şoförlük yapan Duman, 12 Şubat 1993 tarihinde Midyat’a yolcu götürdü. Ertesi gün Midyat’tan İdil’e dönerken, Tepeköy yol ayrımında silahlı dört kişi tarafından aracı durduruldu. Bu dört kişiden üçü Nezir’i kendi araçlarına bindirerek kaçırırken, dördüncü kişi de Nezir’in aracını aldı.

Olayı gören A.K. adlı kişi durumu Nezir’in babası Ali Duman’a bildirdi. Aynı kişi ayrıca, Nezir’in yanında Tepeköy korucularını gördüğünü belirtti. R.K. adlı başka bir tanık ise, Nezir’in kaçırılmasını takiben aracının da Midyat’a doğru götürüldüğünü ifade etti.

Ali Duman, olaydan haberdar olur olmaz İdil Merkez Jandarma Karakolu’na gitti. Oğlunun ve kullandığı aracın kayıp olduğunu bildirdi ve bulunmalarını istedi.

6 Mayıs 2005 tarihinde, Nezir’in eşi Azime Duman, İHD Mardin Şubesi avukatlarından Erdal Kuzu aracılığıyla Dargeçit Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu. Söz konusu başvuru için yetkisizlik kararı veren savcılık, dosyayı İdil Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. Ancak İdil Cumhuriyet Başsavcılığı 30 Ocak 2009 tarihinde zamanaşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

24 Mart 2009 tarihinde baba Ali Duman, Avukat Veysel Vesek aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na yeniden başvurdu. Oğlunun ölü veya sağ bulunması ve onu kaçıranların tespit edilerek haklarında yasal işlem yapılmasını talep etti. Ayrıca halen trafikte görünen oğluna ait aracın bulunmasını istedi. Ancak, savcılık etkin soruşturma yapmak yerine 2 Haziran 2009 tarihinde ‘aynı olay hakkında mükerrer soruşturma yapılamaz’ diyerek kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Duman Ailesi’nin çabaları sonuçsuz kaldı.

Türkiye’de yargı makamları gözaltında kaybetmelerle ilgili kararlarında, suçun özgün yapısını ve devam eden ihlâl niteliğini gözardı ediyor, dosyaları zamanaşımı hükümleri ile kapatıyor. 985’inci haftamızda yargı makamlarına sesleniyoruz: Zaman suçu perdelemenin aracı olarak kullanılamaz. Nezir Duman dosyasında verilen tüm zamanaşımı kararlarını kaldırın. Etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürüterek gerçeği ortaya çıkarın, adaleti sağlayın."

Basın açıklamasının ardından Mehmet Nezir Duman’ın bu haftaki anmasına eşi Azime Duman tarafından ailesi adına Almanya’dan yazıp yolladığı mektubu kayıp yakınlarından Maside Ocak okudu.

Azime Duman mektubunda, kaynanası Nure Duman’ın oğlunun kaybedilmesinin acısına dayanmayarak öldüğünü ve ölmeden önce “Eğer bir gün Mehmet Nezir’i bulursanız, mezarıma gelin ve Mehmet Nezir’in adını 3 defa haykırın ve Mehmet Nezir’in eve geldiğini söyleyin” dediğine yer verdi. Duman’ın mektubunda şu ifadeler yer aldı.

"Eşim Mehmet Nezir Duman ve çocuklarımla 1990 yılında Şırnak’ın İdil ilçesinde yaşıyorduk. Eşim ticari taksi şoförlüğü yapıyordu. Eşim kaybedilmeden önce birçok kez polis ve askerlerce takip edilmişti. Her eve geldiğinde bugün de öldürülmedim diyordu. Bir defasında Cizre’de arkadaşıyla takip edilirken durup, takip edenlere ne istediklerini sormuş. Takip edenler de sivil giyimli polislermiş. Onlar da sadece kimlik istediklerini beyan etmişler. Kimlikleri aldıktan sonra yanlışlık olduğunu söyleyip rahat bırakmışlar. Eşim, O gün eve geldiğinde ‘bugün de ölümden kurtuldum’ demişti. Hayatımız bu ve benzeri tehditlerle doluydu. Eşim tehdit altında olduğunu biliyordu.

Eşimin kaybedilmeden önce 3 sene evimize cok büyük bir baskın yapıldı, Eşim evde değildi. Evdeki kasetler ve kaset çalar götürüldü. Bana eşimin karakola gelip eşyalarını almalarını söylediler. Ertesi gün eşim eve geldiğinde olayı anlattığımda, ‘bu benim sonum’ dedi. Karakola gitti ve eve dönmedi.

Sonradan öğrendik ki, gözaltına alınıp Mardin’e götürülmüş ve 17 gün gözaltında işkenceye maruz bırakılmış. O tarihlerde eşim bir daha gözaltina alındı ve 3 ay tutuklu kaldı.

12 Şubat 1993’te çok karlı bir günde Midyat ilçesine ticari taksi şoförü olarak gitti ve geceyi orada geçirdi. Ertesi günün sabahı beni arayıp yola çıkacağını, eve geleceğini söyledi ama o telefon onun sesini duyduğum son telefon oldu.

Günlerce, aylarca, yıllarca eşim Mehmet Nezir Duman’ı aradık. Ben ve kayınvalidem Nure, yüzlerce kez Midyat’a gittik, Kimse bize yardımcı olmadı. Ben yedi çocuğumla, kayınpederim ve kayınvalidemle beraber, senelerce eşimi aradık. Ne polis, ne asker olayı ciddiye alıp, yardımcı olmadı.

2008 yılına kadar bir soruşturma dahi açmadılar. Yani bir kayıp kaydı bile yapılmadı. Sözde bize bilgi veren Hizbullah’a yakın kimseler, bizimle alay edip, ‘Ermeniler götürmüştür’ dediler. Eşimi aramayı bırakmadık. Ama o tarihte İdil’de, Şırnak’ta ve bölgede başvuru yapabileceğimiz veya bildiğimiz bir yer yoktu. Devlet, Eşim Mehmet Nezir için 90’larda kayıp olarak bir kayıt yapmadı. Eşimi ne aradılar, ne sordular. Bize bir mezarı çok gördüler.

Mehmet Nezir Duman’ın annesi bu acıya dayanamadı ve öldü. Kaynanam ölmeden önce ‘eğer Mehmet Nezir’i bulursanız mezarıma gelin Mehmet Nezir’in adını üç defa haykırın. Nezir’in eve geldiğini söyleyin’ dedi. 31 sene oldu. 11322 gün oldu. Ne bir haber ne de bir mezar yeri.”