Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
TikTok yerine Rednote
TikTok yerine Rednote
123456789
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
TikTok yerine Rednote
TikTok yerine Rednote
123456789

Kırtasiyeden alınan takımla satranç öğrenip, dünya şampiyonu oldu

Bursa'da yaşayan Yağız Kaan Erdoğmuş (11), 6 yaşında anaokulunda tanışıp hayatının merkezine koyduğu satrançta, 8 yaşında 'Avrupa Şampiyonu', 10 yaşında 'Dünya Şampiyonu' oldu

DHA -

ANKARA- Bursa'da yaşayan Yağız Kaan Erdoğmuş (11), 6 yaşında anaokulunda tanışıp hayatının merkezine koyduğu satrançta, 8 yaşında 'Avrupa Şampiyonu', 10 yaşında 'Dünya Şampiyonu' oldu. 75 madalya ve 40 kupasıyla 'Dünyanın En Genç Uluslararası Ustası' unvanını taşıyan Yağız Kaan, babasının kırtasiyeden aldığı 18 liralık takımla satranca başladı. 'Dünyanın En Genç Büyük Ustası' unvanını hedefleyen Yağız Kaan'a, Almanya ve birçok ülkenin satranç federasyonlarından, kendi ülkeleri adına yarışması için vatandaşlık teklifi geliyor. Yağız ve ailesi ise şampiyonlukların Türk bayrağı altında gelmesini istiyor.

Gülsüm-Selahattin Erdoğmuş çiftinin 2 çocuğundan Yağız Kaan Erdoğmuş'un satranç merakı, anaokulunda haftada 1 kez gördüğü dersle başladı.

Aldığı derslerle satrancı ilerleten ve Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü çatısı altında profesyonelliğe adım atan Yağız Kaan Erdoğmuş, 2019 yılında 8 yaş kategorisinde Avrupa Şampiyonu oldu. 2021 FIDE (Dünya Satranç Federasyonu) Online Küçükler ve Yıldızlar Hızlı Dünya Kupası'nda 10 yaş kategorisinde Dünya Şampiyonu olan Erdoğmuş, 2021'de FIDE unvanlarından usta adayı (CM) olduktan sonra, 2022'de FIDE Ustası ve daha sonra yine aynı yılda, gerekli normları tamamlayıp Türkiye'nin en genç Uluslararası Ustası (IM) olmaya hak kazandı.

REKOR HEDEFİ

Yağız Kaan şimdi ise 'Dünyanın En Genç Büyük Ustası' olabilmeyi hedefliyor. Yağız, ekim ayına kadar bunu başarırsa şu an 12 sene 4 ay 25 günle Hint asıllı Amerikan Abhimanyu Mishra'nın elinde olan rekoru kıracak. Yağız Kaan Erdoğmuş, 5 yılda yakaladığı başarıyı şu sözlerle anlattı:

"Satranca 6 yaşında, anaokulunda başlamıştım. Satranç dersimiz vardı haftada bir kez. Çok ilgimi çekti satranç taşları. Bu yüzden babama satranç takımı almasını söyledim. Babamla hep oynuyorduk. Babam, satrancı çok sevdiğimi anladığı için beni kulübe verdi. Sonra kulüpte geliştirdim kendimi. İyi hocalarla çalıştım. Sonra da bu seviyeye kadar geldim. Şu an dünyanın en genç 'Grand Master'ı yani 'Büyük Ustası', Hint asıllı Amerikalı bir çocukta. Benim hedefim onu geçmek. Onu geçmek için de çok çalışmalıyım. 50'ye yakın bir puan lazım ve 3 tane norm, GM normu, büyük usta normu gerekiyor. Bunun için çok çalışmalıyım."

Bursa'da yaşayan Yağız Kaan Erdoğmuş (11), 6 yaşında anaokulunda tanışıp hayatının merkezine koyduğu satrançta, 8 yaşında 'Avrupa Şampiyonu', 10 yaşında 'Dünya Şampiyonu' oldu. 75 madalya ve 40 kupasıyla 'Dünyanın En Genç Uluslararası Ustası' unvanını taşıyan Yağız Kaan, babasının kırtasiyeden aldığı 18 liralık takımla satranca başladı. 'Dünyanın En Genç Büyük Ustası' unvanını hedefleyen Yağız Kaan'a, Almanya ve birçok ülkenin satranç federasyonlarından, kendi ülkeleri adına yarışması için vatandaşlık teklifi geliyor. Yağız ve ailesi ise şampiyonlukların Türk bayrağı altında gelmesini istiyor.

"SATRANÇ, AT VE FİLİN OLDUĞU SIRADAN BİR OYUN DEĞİL"

Hayatının merkezinde satranç olacağını vurgulayan Yağız Kaan, "Savcılık düşünüyorum. Savcılık ya da doktorluk ama savcılığı daha fazla istiyorum. İkisini birlikte yürütmeye çalışacağım. Satranç çok derin. Başkaları bilmeden bakınca atın, filin olduğu sıradan bir oyun sanıyor. Ama gerçekten içinde milyonlarca varyant var. Hafızayı çok güçlendiriyor. Mesela onun sayesinde ben bakmadan, arkamı dönerek, buna körleme deniyor. Körlememi bir şekilde oynayabiliyorum. Yani 40 hamlelik maçı oynatabilirim kendi kafamdan. Bu hafızayı çok güçlendiriyor. Başlarda biraz sıkılabilirsin ama derinine inince gerçekten çok eğlenceli bir oyun olduğunu görecekler" diye konuştu.

"OYNAYIP 2 GÜN SONRA ATACAK DİYE DÜŞÜNDÜM"

Yavuz Kaan’ın babası Baba Selahattin Erdoğmuş ise oğlunun kendi yolunu çizdiğini söyleyerek, şöyle konuştu:

"Yağız'ın annesi ve ben, hatta bizim yani birkaç kuşak ötemizde, satranç oynayan, satranç bilen kimse yok ailemizde. Yani çok ilginçtir. Yağız, satrançla ilgili yetisini tamamen kendisi keşfetti. Bu konuda bizim bir katkımız, satranççı olsun gibi bir çabamız yoktu. Hatta zira ben onu 2 yaşından beri futbolcu yapmak için uğraşıyordum. Yağız'ın kaşlarının ikisi de yarıktır. Hatta alnı da. Çünkü biz onunla, bildiğiniz profesyonel futbolcu antrenmanı falan yapıyorduk. Ama bir gün Yağız anaokulundan geldi. 'Baba bizim evde satranç takımı var mı?' diye sordu. 18 liralık bir satranç takımı almıştım ona. Kırtasiyeye gidip 'Bana en ucuzundan bir tane takım verin' dedim. 'Nasıl olsa 2 gün sonra oynayıp, atacak' diye başlayan bir süreç bugün Yağız'ı Türkiye ve dünya klasmanında iyi bir yere getirdi."

BİRÇOK ÜLKEDEN VATANDAŞLIK TEKLİFİ GELDİ

Selahattin Erdoğmuş, Yağız Kaan'ın 'Dünyanın En Genç Büyük Ustası' olabilmesi için ekim ayına kadar, en az 7-8 büyük turnuvada oynaması gerektiğini, ancak bunun da maliyet olarak bütçelerini aştığını söyledi.

Başta Almanya olmak üzere birçok ülkenin satranç federasyonlarının, kendi ülkeleri adına yarışması için Yağız Kaan'a 'vatandaşlık hakkı', 'iyi şartlarda eğitim' gibi pek çok imkan sunduğunu belirten Erdoğmuş, "Belirli bir noktaya geldikten sonra, bu işin artık ciddi, profesyonel bir iş olduğunu ve ciddi bir maliyet gerektirdiğini gördüm. Ama bir memur bütçesiyle bunu yürütemeyeceğimiz de açık. 'Bıraksa mı acaba? Biz ne yapıyoruz?' diye çok sorguladık. Çünkü hafta sonunuz turnuvalarda geçiyor. İl dışlarına gidiyorsunuz, yurt dışına gidiyorsunuz. Oralarda ciddi paralar harcıyorsunuz. Bu da birçok anlamda fedakarlık gerektiriyor. Ailenizden, yaşamınızdan, diğer çocuğunuzdan vesaire ama gelinen noktada Yağız'ın başarılarıyla kendimizi teselli ettik. Şimdi Yağız, dünyanın en genç International Master'ı. Türkiye'nin de bu unvanı en erken yaşta alan sporcusu oldu. Bu bağlamda da farklı ülkelerden teklifler geldi ama biz hep şunu değerlendirdik. Biz bu ülkede doğduk, bu ülkenin evladıyız. Çocuğumuza İstiklal Marşı okuttuk. Bildiği tek bayrak Türk bayrağı. Onun dışında da farklı bir şey hiç düşünmedik. Olacaksa ülkemizde olsun, olmayacaksa da ülkemizin de evladımızın da canı sağ olsun. Şu an açıkçası 11 yaşında bir çocuğun ebeveyni olarak, onun için en iyisini düşünmeyi, onun için en iyisini yapmayı planlıyorum. Burada Yağız'ın duyguları da çok önemli. Bir gece onunla bu yurt dışı transfer işini konuşurken, 'Baba arkadaşlarım bana vatan haini derse' dedi. 'Doğru söylüyorsun babacığım ama aslında bu tam öyle değil, profesyonellik. Yani Mesut Özil de bak bir Türk ama Alman milli takımında oynadı' diye örneklerle anlattık.

Ama açıkçası çok sıcak bakmadı. Biz ay yıldızlı bayrağımızı taşımaya, İstiklal Marşı'mızı söylemeye, söyletmeye devam edeceğiz. Yağız kendisi yetişkin olup da farklı bir karar alana kadar, bizim aile olarak kararımız, ülkemizde mücadelemize devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.