"Himayeli" dağıtımı kabul etmiyoruz!

Semra İğtaç

İZMİR- Seferihisar'da 117 kişinin yaşamını yitirdiği 6.6 büyüklüğündeki deprem sonrası iş insanları tarafından başlatılan "Birlikten İzmir Doğar" projesiyle deprem konutları kura çekimi yapıldı. Depremde kızları Feda ve Diren’i, yeğenleri Vera ve Lena’yı ve annesi Arife Yücel’i kaybeden Emine Yücel, "Himayeli dağıtımı kabul etmiyoruz" diyerek kuraya karşı çıktı. Yücel, "Ticaret Odası TOKİ'den kaç ev satın alıp kaç tanesini dağıtmıştır? Hangi kriterlere göre hak sahibi gördüğü kişileri belirlemiştir? İzmir Valisi'nin 'himayesinde' gerçekleştirildiği belirtilen bu seremonide kimler 'himaye' edilmiştir?" diye sordu.

Seferihisar açıklarında meydana gelen, 117 kişinin yaşamını yitirdiği 6.6 büyüklüğündeki deprem sonrası iş insanları tarafından İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in himayesinde "Birlikten İzmir Doğar" projesi başlatıldı. İZTO’da noter huzurundaki kura çekiminde, Vali Köşger, İZTO Başkanı Mahmut Özgener, EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, İTB Başkanı Işınsu Kestelli, EİB Başkanı Mehmet Ali Işık yer aldı. 

"Mücadelemiz hukuk çerçevesinde devam ediyor"

Depremde iki kızını kaybeden Emine Yücel, GAZETE DURUM'a yaşadıkları hukuk mücadelesini anlattı. Rızabey Apartmanı'nın yıkılmasındaki sorumlulara dikkat çeken Yücel, şöyle konuştu: "30 Ekim 2020 tarihinde Samos adasında gerçekleşen deprem İzmir'de canlarımızı bizlerden aldı. Rızabey Apartmanı'ndaki evimde kızlarım Feda ve Diren, yeğenlerim Vera ve Lena ile annem Arife Yücel hayatlarını kaybetti, daha doğrusu katledildiler. 10'u çocuk 36 insana insana mezar olan Rızabey Apartmanı'nın yıkılmasında tek bir sorumlu yok, müteahhidinden teknik sorumlularına, belediyeden yönetici ve kat maliklerine kadar birçok sorumlu var. Sorumlularına mücadelemiz hukuk çerçevesinde devam ediyor."

"Can kaybının matematiğinin oluşturulduğu bu ortamda kuralar çekildi"

Yücel, "Depremden sonra 'Birlikten İzmir doğar' isimli bir kampanya ile İzmir Ticaret Odası öncülüğünde yardım parası toplanarak hayatını kaybedenlerin yakınlarına ev yapılacağı belirtilmiştir" dedi.

Projenin hiçbir aşamasında kendisine kampanyayla ilgili bilgi verilmediğini kaydeden Yücel, şunları aktardı: "Depremden yaklaşık 2 yıl sonra ağabeyim Deniz Yücel'in bilgilendirmesi ile bu kampanya ve kapsamı anlatılarak çocuklarımız ve annemizin veraset ilamları ile başvuru yaptık, 25/11/2022 tarihinde yine ağabeyim Deniz Yücel'in bilgilendirmesi ile kura çekimi yapılacağını öğrendik ve Ticaret Odası'na gittik. Birden fazla can kaybı olan 22 kişi için 3+1, 1 can kaybı olan 67 aile için 2+1 daire kurası çekileceği açıklandı. Can kaybının matematiğinin oluşturulduğu bu ortamda kuralar çekildi. İlk kurayı Vali çekti ve ilginç bir şekilde Deniz Yücel adını çekti. Daha sonra Deniz Yücel'e isabet eden dairenin kurası noter tarafından çekildi, bu çekilişin ardından Vali ve Ticaret Odası ve Borsası yetkilileri Rızabey Apartmanı'nda enkazdan günler sonra çıkartılan Ayda bebekle fotoğraflarını çektirip salonu terk ettiler. Ve seremoni böyle devam etti. 22 kişi için kuralar çekildi ve aralarında Hüseyin Bilgin Yücel yoktu, bunun üzerine ilgilere neden Hüseyin Bilgin Yücel'in adının olmadığını sorduk. Bize önce, 'Biz sizi aile bazında değerlendirdik' dediler, biz de zaten ayrı aile olduğumuzu, Anayasamızda belirtilen; anne baba ve çocuklardan oluşan aile kavramından bahsettik. Hüseyin Bilgin Yücel ve Emine Yücel, çocukları Feda ve Diren Deniz Yücel ve Nilay Yücel ile çocukları Vera ve Lena olduğunu, ayrıca annemiz Arife Yücel'in olduğunu belirttik. Bu sefer bizi aynı konutta ölen kişiler açısından değerlendirdiklerini söylediler." 

"Bu seremonide kimler 'himaye' edilmiştir?"

Kura çekimi ile ilgili yanıtlanmamış soruları olduğunu vurgulayan Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rızabey Apartmanı'nda örneğin diş kliniği olarak kullanılan dairede 5 ayrı aileden 6 kişinin hayatını kaybettiğini, avukatlık ofisinde 3 ayrı aileden kişiler olduğunu, ağır ceza mahkemesinde Rızabey davasında yargılanan Turgut Öztürk'ün evinde 3 insanın hayatını kaybettiğini, bunlardan 1'inin Turgut'un eşi, diğer ikisinin Turgut'un eşinin yeğenleri olan Feryal ve Ömer isimli çocukların olduğunu, Turgut için ayrı, Neslihan ve Necati'nin çocukları için ayrı daireler verildiğini söyledik. Bunun üzerine herhangi bir açıklama yapamayarak 'Biz vali beyin himayesinde yapıyoruz' dediler ve oradan ayrıldık. Yaşadıklarımızdan sonra bu muameleyi bizlere reva görenlere haksızlıklara boyun eğmeyen insanlar olduğumuzu belirtmek isteriz. Küçücük ilkokul çocuklarının simit paraları ile toplanan yardımlarla TOKİ'den ev alarak, aldıkları evlerin bir kısmını adaletsizce dağıtanları teşhir etmek bizim boynumuzun borcudur. Öncelikle şunu belirtmek istiyoruz: Birçok insandan toplanan yardımlarla yapılan bu 'himayeli' dağıtımı kabul etmiyoruz. Ticaret Odası TOKİ'den kaç ev satın alıp kaç tanesini dağıtmıştır? Hangi kriterlere göre hak sahibi gördüğü kişileri belirlemiştir? İzmir Valisi'nin 'himayesinde' gerçekleştirildiği belirtilen bu seremonide kimler 'himaye' edilmiştir?"