Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Dereler denizlere kavuşmalı!

Yılın ilk yağış periyoduna giren Doğu Karadeniz’deki yağış tehlikesine karşı 'Su Yönetimi' çağrısı yapıldı.

Haber Merkezi

Yıllık yağış periyotları dönemlerinde sel ve heyelan olaylarıyla önemli kayıplar veren Doğu Karadeniz için bir kez daha 'Su Yönetimi' çağrısı yapıldı.

Rize Fındıklı’da haftalık yayın yapan Yeni Viçe Gazetesinin bu haftaki manşetinde, yağışlarla birlikte oluşan su fazlalığının, biyomühendislik yöntemlerle derelere, derelerden de denizlere ulaştırılması gerektiği kaydedildi. Gazeteye konuşan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Ekoloji ve Ekosistem Uzmanı Prof. Dr. Turan Yüksek, ‘Su Yönetimi’ çalışmasıyla felaketlerin önemli ölçüde önlenebileceğine dikkat çekti.

'Fazla Su Tehdit Olmamalı!'

Türkiye genelinde 1950-2020 arası yıllık toplam yağışın 643 milimetrelik civarında olduğunu, son 50 yılda ise bu oranın 577 mm'ye denk geldiğini ifade eden Yüksek, "Türkiye'deki ortalama değerlere göre bütün yağış, yüzeysel akışa geçse 577 ile 643 milimetrelik bir yağışa denk geliyor. Sadece Kuzeydoğu Karadeniz çanağında ve özellikle Rize'de yıllık akışa geçen su miktarı 1270 milimetre. Türkiye'nin yüzeyindeki bütün yağışın 2 katı kadar. Kuzeydoğu Karadeniz çanağında ve özellikle Giresun, Artvin Borçka, Kemalpaşa arasındaki bu bölgede, öyle bir su yönetimi planlaması yapmamız gerekiyor ki; suyun fazlalığı ekosistem üzerinde tehdit oluşturmamalı. Yapılacak su yönetimiyle, suyun fazlalığı dikkate alınarak toprağın, bitkinin ve canlıların ihtiyacından fazla olan ve heyelan oluşturabilecek su seviyesinin, mutlaka uygulanacak biyomühendislik yöntemlerle araziden sağlam derelere, derelerden de denizlere ulaştırılması ve suyun hidrolik döngüsünün doğru şekilde sürdürülmesi gerekiyor" dedi.

'Sular derelere, dereler denizlere kavuşmalı'

Son dönemlerde yaşanan ekolojik etkiler nedeniyle özellikle Rize ve bölgesinde heyelan duyarlılığının yükseldiğini belirten Prof. Dr. Yüksek, "Bu yağışlarla bu duyarlılık daha hassaslaşıyor. Çok yanlış arazi uygulamaları ile arazilerde tahribatlar meydana getiriyoruz. Su yönetiminden kastımız, nasıl ki bir evin içerisinde mutfakta, banyodaki suyun giderlerini yapıyorsak, daireden apartmana, apartmandan şehir taşıma noktasında bir bağlantı yapıyorsak, doğada da benzer şekilde su yönetiminin yapılması gerekiyor. Yamaç üzerindeki fazla suların mutlaka yapılacak drenajlarla sağlam derelere, derelerden de ana derelere ve denizlere kavuşması gerekiyor. Bütününde de mühendislik kurallarına uygun olarak hareket etmeliyiz" diye konuştu.

'Kar yağışları dikkate alınmalı'

Dik ve sert yamaçlı coğrafyası nedeniyle Doğu Karadeniz Bölgesi'nde en büyük sıkıntının dağınık yerleşim olduğunu anlatan Yüksek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bundan dolayı suların büyük çoğunluğunun bahçelere kaçma olasılığı yüksek. Bütün bunların mutlaka toplanarak, ekosistemde zarar oluşturmayacak şekilde drenajı yapılmalı. Bu şekilde suyu doğru yönetim şekline dahil edebiliriz. Kar da dikkate alınmalı. Yüksek rakımlardaki kar, su eşdeğerinin ne kadar güçlü bir su potansiyeli taşıdığını bilmemiz ve ona göre karların erimesiyle birlikte oluşturabilecek riskler de dikkate alınmalı. Suyun planlaması da buna göre yapılması gerekiyor."