Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789

"'U dönüşü' tabiri hafif kalır, 'Erdoğan dönüşü'"

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile yaptığı görüşme için "Artık buna ‘U dönüşü’ demek yetersiz kalıyor. Buna giderek damgasını vuran bir Sayın Cumhurbaşkanımız var. ‘Erdoğan dönüşü’ tabiri siyasi literatüre girdi bile” dedi.

Anka Haber Ajansı

ANKARA- Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile yaptığı görüşme için "Artık buna ‘U dönüşü’ demek yetersiz kalıyor. Buna giderek damgasını vuran bir Sayın Cumhurbaşkanımız var. ‘Erdoğan dönüşü’ tabiri siyasi literatüre girdi bile” dedi.

Karamollaoğlu, bugün haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Erdoğan'ın Sisi ile görüşmesini eleştiren Karamollaoğlu, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "Dün dündür, bugün de bugündür" sözünü anımsatarak, şunları kaydetti:

"Maalesef Sayın Erdoğan’la birlikte dün ve bugün arasındaki makas, siyasette öyle açıldı ki hangi tarihi milat kabul edeceğiz, bilemiyoruz şu anda. Adeta bir saat önce ve bir saat sonra politikalarımız değişebiliyor. Böyle bir siyaset yapar hâle geldik. Hele de son gelişmelere baktığımız zaman aklımız başımızdan gidiyor. Artık ‘U dönüşü’ demek yetersiz kalıyor. Buna giderek damgasını vuran bir Sayın Cumhurbaşkanımız var. ‘Erdoğan dönüşü’ tabiri siyasi literatüre girdi bile. Ne zaman, nasıl, hangi istikamete döneceğimiz belli değil. İnsan ister istemez, ‘Bugün devlet yönetiyorsunuz, peki o zaman dün ne yapıyordunuz’ sorusunu sormak mecburiyetinde kalıyor. ‘Değdi mi bunca acıya, bunca sıkıntıya’ demekten kendimizi tutamıyoruz."

"Duvara tosladık"

Karamollaoğlu, iktidarın "bu aymazlıktan, şımarıklıktan" vazgeçmek mecburiyetinde olduğunu söyledi. İkiyüzlü siyaseti görmekten bıktıklarını dile getiren Karamollaoğlu, "Bir devlet böyle yönetilmez. Türkiye gibi büyük ve önemli bir ülke, böylesine hoyratça idare edilmez" dedi. Karamollaoğlu, 6'lı Masa'daki siyasi partilerin Türkiye'nin problemlerine birbirlerinden çok farklı yaklaşımları bulunduğunu ama onları bir araya getiren unsurun; sistemi değiştirme hedefi olduğunu vurguladı.  Karamollaoğlu, "Tek kişi kararı verecek. Herkes uyacak. Alkışlayacak. Ülke böyle yönetilmez. Böyle idare edilmez. Şu anda ekonomide duvara tosladık. Şimdi bahane üstüne bahane üretiliyor" diye konuştu.

"Öğretmenleri kendi mesleklerine küstürdü"

Öğretmenlerin sorunlarına da değinen Karamollaoğlu, iktidarın hazırladığı Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun öğretmenleri kendi mesleklerine küskün hâle getirdiğini söyledi. Karamollağlu, şöyle devam etti:

"Bu kanun teklifi öğretmenliğe saygıyı ve talebi artırmak bir tarafa, öğretmenlerin kaygısını ve derdini arttırmış bulunuyor. Çünkü ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ adı altında öğretmenlik mesleğine yönelik, kapsamlı bir ayrımcılık ortaya konuluyor. Bu meslek kanununda öğretmenlik mesleği yapanlar değil, devlet memuru olarak görev yapan öğretmenler esas alınmış. Özel okullarda öğretmenlik yapanların hakları, onların durumları ne yazık ki bu kanunda dikkate alınmıyor. Kendi içinde de çelişkili. Tüm bunlar yetmezmiş gibi yıllarca okumuş, mesleği edinmiş öğretmenlere şimdi ‘kariyer sınavı’ adı altında ayrı bir adeta itibarsızlaşma yolu açılıyor. Öğretmenler de ara ara öğrencileri gibi çalışacaklar. İmtihana girecekler. Bu stresi onları da yaşayacaklar. Dünyanın hiçbir yerinde benim böyle bir öğretmenlik kanunu olduğundan haberim yok. Belki bazı yerlerde vardır ama bu öğretmenlere itibar kazandırmak, öğretmenlik mesleğini kıymetli bir hâle getirmek değildir."