Rifkin: Yön haritası oluşturmaya yardımcı olacağım

Haber Merkezi

ANKARA- CHP'nin "İkinci Yüzyıla Çağrı Grubu"nda yer alan, aynı zamanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başdanışmanı olan ABD’li Yazar, Ekonomist Jeremy Rifkin, bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağını belirterek, "Türkiye’nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım" dedi.

İstanbul Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan toplantıda, ABD’li yazar, ekonomist Jeremy Rifkin, Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Refet Gürkaynak’ın aralarında olduğu İkinci Yüzyıla Çağrı Grubu tanıtılıyor. CHP’nin ekonomi, teknoloji ve sanayi başta olmak üzere temel projelerinin anlatıldığı toplantıda, Kılıçdaroğlu'nun açılış konuşmasının ardından konuşmacılara geçildi. 

"Kapsamlı yön haritası"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başdanışmanı ABD’li Yazar, Ekonomist Jeremy Rifkin, video konferans yöntemiyle salona bağlandı. Rifkin, bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağını, Türkiye'nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağını söyledi. Z kuşağına seslenen Rifkin, iklim değişikliğinin yarattığı tehlikelere dikkat çekti.

Rifkin, ekonomik hayatı ve hükümet ilişkilerini değiştiren üç büyük teknolojik devrim yaşandığını, bunların iletişim, yeni enerji rejimleri, yeni taşıma ve lojistik devrimleri olduğunu dile getirdi. Akdeniz'in, iklim değişikliğinden en olumsuz etkilenen bölge olduğuna dikkat çeken Rifkin, "Bütün Türk halkının dayanışma içinde olması lazım. Akdeniz havzası zor durumda. Çok ciddi seller yaşanıyor. Yaz aylarında kuraklık ve ısı dalgaları ile birlikte kıtlıklar yaşanıyor. Sonbaharda ise fırtınalar ve tayfunlar bizi vuruyor. Bunların hepsi bir araya gelerek, ekosistemimizi altüst ediyor" diye konuştu.

Rifkin, önümüzdeki 20 yılda güneş, rüzgar ve okyanus ile enerji üretileceğini, küresel enerji üretiminin bu şekilde olacağını ifade etti. 

Öztrak: İsrafa son vereceğiz 

Rifkin'in ardından CHP Sözcüsü Faik Öztrak söz aldı. CHP olarak, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında, Türkiye'yi dördüncü endüstri devriminin takipçisi ve tüketicisi değil, geliştiricisi ve üreticisi yapmaya kararlı olduklarını vurgulayan Öztrak, "Temiz enerjiyle, temiz üretimle, temiz toplumla, temiz fonlarla, tertemiz bir gelecek inşa edeceğiz. Zenginleşeceğiz, milletimizi orta gelir tuzağından kurtaracağız. Kimseyi geride bırakmayacağız. Gençlerimiz, ülkemizin en büyük servetidir. Gençlerimizin işsizliği ise en büyük israftır. Genç ve dinamik iş gücümüzü en etkin şekilde kullanacağız" dedi. 

Öztrak, yanlış ekonomi politikalarının neden olduğu belirsizlik çarkını kırmaları gerektiğini söyledi. Türkiye'nin olağanüstü yüksek risk primini aşağı çekmeleri gerektiğini kaydeden Öztrak, "Bunun için önce Merkez Bankası'nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu bir ismi atayacağız, MB'nin hedefi enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmek olacak. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını güvence altına alacak yasal düzenlemeleri yapacağız" diye konuştu. Öztrak, ekonomik öncelik ve ihtiyaçları gözeterek, 2023 bütçesini yeniden yapacaklarını, şatafata ve israfa son vereceklerini dile getirdi. Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceklerinin altını çizen Öztrak, kadına yönelik şiddete sıfır tolerans göstereceklerini ve İstanbul Sözleşmesini yeniden yürürlüğe sokacaklarını aktardı.

Güçlü sosyal devlet

Öztrak'tan sonra CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo açıklamalarda bulundu. Foggo, son 20 yıldır Türkiye'de gittikçe derinleşen yoksulluğun adaletsizliğe yol açtığını ifade etti. CHP iktidarında hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceğini dile getiren Foggo, "Ben bu sözün büyüsü ve gerçekliğiyle hiçbir çocuğu geride bırakmayan bir sistemi inşa ederken bir taş koymak için buradayım. Bugün burada ilan edilen vizyon ile güçlü sosyal devlet ile fırsat eşitliği dönemi başlıyor. Bu kalkınma vizyonunun en önemli boyutlarından biri sosyal devlettir. Sosyal devlet ifade özgürlüğü ile okullarda ücretsiz beslenme hakkını birbirinden ayrı düşünmez" dedi.

Prof. Dr. Kara sunum yaptı

Foggo'nun ardından, Merkez Bankası'nın eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara bir sunum yaptı. Yoksullukla mücadele için kaynak gerektiğine dikkat çeken Kara, "Sürdürülebilir bir büyüme, gelir artışı lazım. Ayağı yere basan bir makro çerçeve oraya koymak gerekiyor" diye konuştu. Sunumunda Türkiye'ye özgü, makro finansal tasarımın nasıl oluşturulabileceğini anlatan Kara, 2001 sonrası bir enflasyon hedeflemesi uygulandığını söyledi.

"Kötü politikalar kötü sonuçlar doğurdu"

Kara'dan sonra Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refer Gürkaynak söz aldı. Gürkaynak, Türkiye'de enflasyonun bu kadar yüksek olmasının nedeninin, adının Türkiye olmasından kaynaklanmadığını, dünyada olup bitenlerin Türkiye'yi de etkilediğini kaydetti. Dünyanın her tarafında olduğu gibi kötü politikaların kötü sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Gürkaynak, "Dünyanın hiçbir yerinde işe yaramayacak politikalar Türkiye'de de yaramıyor. 'Enflasyonu göze aldık çünkü büyümek istiyoruz.' 1970'lerde bütün dünya bunu denedi ve çuvalladı. 'Enflasyonu yükselteyim ama büyüyeyim', böyle bir şey yok, hiç olmadı! Türkiye'de de olmadığını görüyoruz ve bir kere daha görmemize gerek yoktu" dedi. 

"Desteklerin etki analizi yok"

Daha sonra konuşan Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Türkiye'de büyük firmalara verilen desteklerin yüzde 1'inin orta büyüklükteki firmalara verilseydi, bunun ekonomiye katkısının iki katına çıkacağını kaydetti. Akçiğit, Türkiye'de desteklerin etki analizi yapılmadığı için faydasının da az olduğunu dile getirdi. Firmaların Türkiye'de genel olarak küçük olduğuna dikkat çeken Akçiğit, "Ulusal şampiyonlar yaratabilmemiz için orta ölçekli firmaların büyümesi gerekiyor. Her yere destek verirsek olmaz, eldeki kaynakları orta ölçekli firmalara aktarsak, ortaya çok daha fazla istihdam çıkacak" dedi.

"Yandaşa kaynak aktarılmayacak"

Danışmanların ardından sözü alan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke partisinin ekonomi politikalarına ilişkin bilgi verdi. Ekonominin bugün ağır bir sömürü düzeni içinde yürüdüğünü belirten Böke, "Bugün vergi yükü halkın omzuna, sırtına bırakılmış vaziyette, yarın adaletli bir vergi reformu olacak, daha çok kazananın daha çok vergi ödediği adil bir düzen kurulacak. Üretimimizi değiştirmeye geliyoruz. Yeşil dönüşümle üretimimizi dönüştürdüğümüzde Avrupa'nın sınırında Avrupalıya vergi ödemeyeceğiz. Her yıl o 3 milyar euro Türkiye'ye kalacak ve üretim, istihdam yaratacak" diye konuştu.

Böke, yeni bir kamucu anlayışla yönetmeye geleceklerini, her şeyin önüne kamu yararını koyacaklarını vurguladı. Bu esnada piyasa aksaklıkları varsa onları mutlaka gidereceklerini anlatan Böke, "Biz geldiğimizde kamuda temiz ihale dönemi başlayacak. 'Kaynağımız var' dememiz boşuna değil. Kamu kaynakları Kamu-Özel İşbirliği Projeleri adı altında yandaşa aktarılmayacak. Kamunun kaynakları yolsuzluk içeren ihaleler dağıtılmayacak. Kamunun parası kamuda, halkta kalacak" dedi.

AYRINTILAR GELİYOR...