Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

"İlk kez söylüyorum, bizi sığınaktan çıkınca taradılar!"

15 Temmuz gecesi TBMM'deki direnişin en önemli isimlerinden AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, o gece Meclis'te yaşananları, "Meclis ikinci kez bombalandığında, basın mensubu arkadaşlara doğru yürüdüm ve biz milletvekilleri olarak hep birlikte 'Buradayız. Dimdik ayaktayız' mesajı vermek istedim. İlk kez söylüyorum, bizi sığınaktan çıkınca taradılar" sözleriyle anlattı.

Yelda Gökdağ

ANKARA- 15 Temmuz gecesi TBMM'deki direnişin en önemli isimlerinden AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, o gece Meclis'te yaşananları ve o gecenin simgesi haline gelen "yumruklu fotoğrafının" hikâyesini GAZETE DURUM'a anlattı. Can, "Meclis ikinci kez bombalandığında, basın mensubu arkadaşlara doğru yürüdüm ve biz milletvekilleri olarak hep birlikte 'Buradayız. Dimdik ayaktayız' mesajı vermek istedim. İlk kez söylüyorum, bizi sığınaktan çıkınca taradılar" dedi. 

Can, 15 Temmuz gecesi Meclis'te yaşananlara ilişkin bilinmeyenleri anlattı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile TBMM'nin Ayrancı kapısından girerken polisin direnişiyle karşılaştıklarını belirten Can, "Meclis'e 3. bomba atıldıktan sonra sığınakta bir kapı açık kalmıştı ve bahçeye açılıyordu. O kapıdan çıkmak isterken kurşun yağmuruna tutulduk. Bir polis bizi sığınağa götürürken, polislerin FETÖ mensubu olabileceğini ve bizi yer altında gizli bir tünel bulunabileceğini düşünerek Genelkurmay Başkanlığı'na götürdüklerini düşündüm" diye konuştu.   

AK Partili Can, GAZETE DURUM'a o zor geceyle ilgili şunları kaydetti: 

Hâlâ gördükçe aklım tutuluyor: Hâlâ gördükçe aklım tutuluyor: Meclis'te bombanın düştüğü yerdeki anıtı her gördüğümde inanamıyorum, aklım tutuluyor. İnanasım gelmiyor. Neden inanamıyorum çünkü bu millet bu ülkeyi, dişiyle tırnağıyla kurmuşken FETÖ bu hain girişiminde özel harekatı, Külliyeyi bombalamaktan, vatandaşın üzerine en ağır silahları sıkmaktan geri durmadı.

Bu bir işgal girişimi: Bu bir darbe girişimi değil. Bu bir işgal girişimi. Dışarıdaki emperyalist güçlerin, tetikçilerin, alçakların sülüklerin girişimi. Türkiye Cumhuriyeti içinde bu alçaklar bir işgal girişimi yaptılar. Bu işgal girişimine karşı hepimiz millet olarak dik duruş sergiledik ve tarih yazdık. Biz de o gece TBMM'de olan milletvekilleri olarak CHP'sinden MHP'sine hepimiz dayanışma fotoğrafı verdik. Milletvekillerinin kahramanca mücadeleleri vatandaşımızı da cesaretlendirdi.

Bozdağ, Genelkurmay kavşağında inecekti: TBMM'ye Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ ile geldik. Aslında Kızılay'a Genelkurmay kavşağına inmek istedi. Polisler içeri almak istemiyordu. Polisin üzerine yürüdük. Onlar niçin bizi içeri almak istemediler bilmiyoruz. Üzerlerine yürüyünce açtılar kapıyı. 

Dimdik ayaktayız: Ben Genel Kurul salonuna girince dedim ki: "Sayın Adalet Bakanımız da konuşacak." Bekir Bey konuşurken ilk patlama oldu. Ciddi bir ses yaptı. Toz toprak, ana baba günü oldu ortalık. Hepimiz Bekir Bey'in etrafını sardık. Basın mensupları o gece çok önemli bir görev yaptı, aziz milletimize sahip çıktı. Meclis ikinci kez bombalandığında, basın mensubu arkadaşlara doğru yürüdüm ve biz milletvekilleri olarak hep birlikte "Buradayız. Dimdik ayaktayız" mesajı vermek istedim. 

İkinci bombadan sonra polislerle itiş kakış yaşandı: İkinci bombadan sonra polislerle itiş kakış oldu, ortalık karıştı. Bekir Bey direndi. Oradan çıkıldı. Bize dediler ki: "Sizi sığınağa götüreceğiz." Polis önümüzde. Bir kapı önüne geldik, polisler kapıyı açamadılar. Polis silahı çıkardı tak tak saydırdı. Kilidi açtı. "Meclis'in altından Genelkurmay Başkanlığı'na giden bir tünel mi var acaba?" diye düşündüm. "Siz bizi nereye götürüyorsunuz, Genelkurmay Başkanlığı'na mı götürüyorsunuz?" dedik. Kimseye güvenemiyoruz o sırada. Grup olarak geri döndük.

İnceöz: "Bizi teslim alacaklarmış": Milletvekili arkadaşlarımızın bazıları seccadeleri serdi, namaz kılan, dua eden... TBMM'deki anıtın bulunduğu noktaya bomba atılmadan hemen önce, AK Parti Aksaray Milletvekilimiz İlknur İnceöz geldi. "FETÖ bizleri teslim alacakmış" dedi. O an soğuk bir hava oluştu. O arada Cumhurbaşkanımız bizimle görüşme yaptı. O  sırada 2.
bomba atıldı. "İndirme yapılıyor" denildi. Biz polislere "Bize silah verin, çatışalım" dedik. Ama silah yoktu. 

Sığınaktan çıkınca taradılar: İlk kez söylüyorum, bizi sığınaktan çıkınca taradılarBir ara "Dışarıda ne oluyor, ne bitiyor?" diye sığınakta yürümeye başladık. Bahçeye çıkan bir kapının açık olduğunu gördük. Dışarı çıktık, tarandık. Biraz zaman geçince yeniden aynı kapıdan çıkmak istedik, bahçede yürümek ve olan biteni görmek için. Tekrar tarandık.

Ölümü satın aldık: O bombalar tepemizde patlarken "Suriye'de, Irak'ta bu çocuklar bu bomba seslerinin altında nasıl yaşıyor?" diye düşündüğümü hatırlıyorum. "Ölümü satın almak" diye bir şey var. Yani artık öleceğini kabullenme anlamına geliyor. Hepimizde bu psikoloji oluştu ve hepimiz rahattık.