Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

HÜDA PAR: Sahiplenmeden kasıt maddi destek

Cumhur İttifakı içinde yer alarak seçimlere katılan ve Meclis'e 4 milletvekili gönderen HÜDA PAR’ın Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün, parti programında yer alan "yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi" ifadesi ile kadınlara maddi destek sağlanmasının kastedildiğini söyledi.

AZE Haber Ajansı

ANKARA- Cumhur İttifakı içinde yer alarak seçimlere katılan ve Meclis'e 4 milletvekili gönderen HÜDA PAR’ın Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün, parti programında yer alan "yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi" ifadesi ile kadınlara maddi destek sağlanmasının kastedildiğini söyledi. 

T24’ten Gözde Yel’in haberine göre, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün, parti programında yer alan “yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi” ifadesi ile kastedilenin “kurulmak istenen fon aracılığı ile yalnız yaşayan kadınlara maddi destek sağlanması” olduğunu kaydetti. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusundaki hükümleri düzenleyen 6284 sayılı kanunun “bazı maddelerinden ayıklanması ya da kaldırılıp daha ahlâki bir düzenlemeye gidilmesi gerektiğini” dile getiren Sülün, “İki tarafın da hakları gözetilmeli. Erkeğin de mağdur olmasına mahal vermeyecek şekilde olmalı” dedi.

"MADDİ DESTEK SAĞLANMALI"

Sülün, HÜDA PAR'ın programında yer alan “Vârisleri olmayan veya bulunamayan kişilerin bıraktığı miras, devlet hazinesine değil fakirlere bırakılmalı veya sadece fakir gençlerin evlendirilmesi, yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi ve yetimlerin bakımı gibi alanlarda kullanılmak üzere oluşturulacak bir fona devredilmelidir” ifadesi şunları söyledi:

“Kılıçdaroğlu ve trolleri kelimeyi kırptı ve onun üzerinden kirli bir algı yürüttü. Aslında mesele onların lanse etmeye çalıştığı gibi değil.

Parti programımızda bahsedilen şey, ihtiyaç sahipleri için devlet hazinesinden bağımsız olarak bir fon oluşturulması ve bundan muhtaçlar başta olmak üzere yalnız yaşayan kadınların da yararlanmasının sağlanmasıdır. Yani yalnız yaşayan kadınlara maddi destek sağlanmasıdır. Açık bir şekilde programımızda mesele ele alınmıştır.”

"İFTİRAYA MARUZ KALANLAR AYIRT EDİLEMEZ"

Kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan 6284 sayılı kanunun “tedbir” kararını içeren 8. maddesinin “hukukî” olmadığını savunan Sülün, bu vakalarda "sadece kadının beyanının esas alınmasının suistimal doğurduğunu" öne sürdü. Sülün, “Adil olan, sorun yaşayan hem kadının hem erkeğin beyanlarının dinlenmesi. Tedbir gereği evden uzaklaştırılan birçok erkek iftiraya maruz kaldığını söylüyorlar, ispat edemiyorlar. Cinsel istismar konusunda da iftiraya uğrayan birçok erkeğin suçsuz olduğu belki aylar, yıllar sonra ortaya çıkıyor. Sadece kadının beyanının esas olmasının hukuki olmadığına inanıyoruz. Bu yöntemle şiddet uygulayanlarla iftiraya maruz kalanlar birbirinden ayırt edilemiyor” dedi.

“SAPKINLIKLARIN DAYATILMASINI KABUL ETMİYORUZ”

Sülün, Türkiye’nin çekildiği, muhalefetin yeniden yürürlüğe gireceği konusunda vaatte bulunduğu İstanbul Sözleşmesi konusunda da “Kesinlikle karşıyız” dedi. Sözleşmedeki “toplumsal cinsiyet eşitliği” ifadesine vurgu yapan Sülün, şunları söyledi:

“Bu, cinsel sapkınlıkların normalleşmesi, açıktan propagandasının yapılması hedefini taşıyan bir söylem. İnsan fıtratına aykırı cinsel sapkınlıkları biz kabul etmiyoruz. Bunlar bir toplumun kökünü kazıyacak ahlâksızlıklardır, aile kurumuna zarar verir. Bizim inancımıza göre insan, kadından ve erkekten oluşur. 3. bir cinsiyet yoktur. İnsanın yaradılışına aykırı sapkınlıkların topluma İstanbul Sözleşmesi ile dayatılmasını kabul etmiyoruz. Bu anlaşmaya göre bütün topluma, bu ideoloji dayatılmış olacaktı. Toplumun gerçekliği ve ahlâkı ile taban tabana zıt olduğuna inanıyoruz, yeniden yürürlüğe girmesine kesinlikle karşıyız.”