Serhat Akın'a silahlı saldırı
Serhat Akın'a silahlı saldırı
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi:
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi: "Bu kupaya yine talibiz"
123456789
Serhat Akın'a silahlı saldırı
Serhat Akın'a silahlı saldırı
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi:
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi: "Bu kupaya yine talibiz"
123456789

"Her şey çok güzel olacak göreceksiniz"

14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan seçimler öncesi Millet İttifakı'nın son mitingi Ankara'da yapıldı. Kürsüye çıkan liderler ve cumhurbaşkanı yardımcısı adayları, binlerce kişilik kalabalığa seslendi.

AZE Haber Ajansı

ANKARA- 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan seçimler öncesi Millet İttifakı'nın son mitingi Ankara'da yapıldı. Mitingde konuşan Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Barışı, huzuru getireceğim. Ülkenin sorunlarına talibim" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yerel seçimlerde sloganı haline gelen "Her şey çok güzel olacak" sözlerini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, "Her şey çok güzel olacak, göreceksiniz" dedi.

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra ittifakı oluşturan partilerin genel başkanları ile İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanlarının da katıldığı miting, Ankara Tandoğan Meydanı'nda gerçekleştirildi.

Miting alanı öğle saatlerinden itibaren dolmaya başladı. Alanın etrafındaki binaların çatılarına da keskin nişancılar yerleştirildi. Alanda yeni nesil miting anonsları eşliğinde tekno-müzik çalındı, İzmir Marşı okundu. Türk bayrakları ile süslenen alanda Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin liderlerin birlikte poz verdiği posterler asıldı. 

YAVAŞ: FETÖ DÖNEMİNDE BAŞLAYAN KASET KOMPLOLARI YİNE KONUŞULUYOR

Binlerce kişinin toplandığı miting alanında kürsüye ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş çıktı. Yavaş, şunları söyledi:

“2019 yılında bugün yaşadıklarımızın hemen hemen hepsini yaşadık. Anketlerde geri kaldıklarını görünce her türlü iftirayı attılar. Ankara halkı bunlara inanmadı. Dolayısıyla Ankara’da ayrıştırıcı siyaset ortadan kalktı. İnsanlar 25 yıl aynı yönetimi görünce onların ayrıştırıcı siyaseti görünce başka yönetimi denemedi ama 25 yıl sonra bir deneme yaptı ve Ankara halkı belediyeciliğin ne olduğunu gördü.

Pandemi döneminde 40 bin öğrenciye 10’ar GB internet verdik. Sayın Cumhurbaşkanı da 21 yıldır verilmeyen interneti seçimden sonra vereceğini söylüyor. Yine birer aylık doğal gaz ücretleriyle sadece mutfakta harcanan gazın ücretini bir yıl ayrılmayacak. Bu seçim zamanı yapılıyor. Halbuki bu kardeşiniz geçen yıl ve bu yıl tam 200 bin aileye doğal gaz yardımı yaptı.

Ankara’da bir jeliboncu kafa var. Ta 1994 yılında bile aday olabilmek için rakibine kumpas kurduğu iddiaları var. Bu kafa kendi partisinden olan kişiye bile tuzak girdi. Fakat o tuzak kurduğu şahısla şimdi yan yana çalışmak zorunda kalıyor. FETÖ döneminde başlayan kaset komploları yine bir şekilde konuşuluyor, Muharrem İnce ile ilgili aynı şeyleri ortaya çıkardılar. Ama bunun başlangıcı nerede? Yıllardır Ankara’da sahte broşür dağıtılıyor. Ha birinin özel hayatını kaydedip siyaseten kullanmışsınız, ha genel başkanımızla ilgisi olmayan montaj videolarını sahnede göstermişsiniz. Ne farkı var?

Artık yeter bu ülkede nefret siyaseti ortadan kalkacak. Aynısını söylüyorlar, 2019 seçimlerinde ‘bunlar seçimleri kazanırsa devletin bekası tehlikeye girer’ dediler. Öyle bir şey olmadı. Kazandık. Açılım döneminde PKK’nın dayatmasıyla ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazılarını kaldırdılar, Andımız’ı kaldırdılar, tabelalardaki T.C. yazısını kaldırdılar. Ve biz seçimi kazanır kazanmaz geldik T.C. tabelalarını layık olduğu yere astık. Arkasından İstanbul seçimini iptal ettiler. Ama baktılar ki Millet İttifakı’nın hiçbir belediyesinde ayrımcılık, başka yollara başvurdular. Ekrem Bey’e oy vermeyin dediler ama İstanbul halkı dik durdu. 33 askerimizin şehit edilmesi emrini veren Osman Öcalan’ı televizyonlara çıkardılar. Ekrem Bey’e oy vermeyin diye. O da yetmedi bebek katilinin mektubunu televizyonda okuttular. İktidarda kalmak için ‘gerekirse papaz cübbesi giyerim’ diyen bunlar değil miydi?”


BABACAN: 20 BAKANIN 5 YIL BOYUNCA YAPACAKLARI HAZIR

Yavaş’tan sonra sözü DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan aldı. Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Yüz yıllık cumhuriyetimizin başkenti merhaba. İkinci ev sahibi olarak karşınızdayım. 3 aydır iktidarın görmezden geldiği bir gündem var. Ülkemizin en can alıcı gündemi. 6 Şubat depremlerinden bu yana 3 ay 6 gün geçti. Daha gün doğmadan ülkemizin her yerine ateş düştü. O evler, o günden beri yanıyor. O evlerde yüzler gülmüyor, biliyorum. Sayılarla söyleyince sanki anlamını yitiriyor ama resmi sayılara göre 10 binlerce insanımızı kaybettik. Her can birinin annesi, babası, kardeşi, oğlu, yeğeni, kuzeni, dedesi...

Taş olsa dayanmaz derler ya işte öyle bir acıyla kavrulduk. Allah bir daha böyle acılar göstermesin milletimize. Depremin ilk 14 gününün 9 günü deprem bölgesindeydim. Bizzat şahit oldum. Sesini duyuramayanların sesi olduk. Gittiğim her yerde bana ilk 48, 72 saat devlet yoktu dediler. Enkazları kendi ellerimizle kaldırdık dediler.

Yangında yangın söndürme uçağı yok, deprem oldu ilk 72 saat yardım ulaştırılamadı. O gün bugündür soruyorum. O 48 saatte o 72 saatte ne oldu bir anlatın hele? Silahlı Kuvvetler personeli, madenciler neden harekete geçmedi diye soruyorum, cevap yok. İşin özünde tek kişilik sistemin yürümemesi var. Her şeyi tek kişiye bağlamanın sorunlarını yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır tüm sistemi Erdoğan tek başına kendisine bağladı. Talimat almadan kimse hareket edemiyor. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangın söndürüldü diyorlar.

Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen ucube sisteme son vermek ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi getirmek, hedefimiz bu. Şu sistemi değiştirmemiz lazım dedik, 84 maddelik anayasa metni hazırladık. Hükümetin her alanda yapılacaklarını hazırladık. 20 bakanın 5 yıl boyunca ne yapacakları hazır. İşi bilen kadrolarımızla hazırız. Biz hazırız ama pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz.

Pazar günü sıradan bir seçim değil aslında referandum. Önünüzde 2 tercih olacak. Pazar günü pusulayı önünüze aldığınızda 2 seçenekten hangisini tercih edeceksiniz? Otoriterlik mi demokrasi mi? Keyfilik mi hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi?"


AKŞENER: BUGÜN GÖRDÜK Kİ RECEP BEY VEDALAŞIYOR

Babacan'dan sonra kürsüye İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geldi. Akşener, kürsüye 1993 yılında Şırnak'ta roket saldırısı sırasında gözlerini kaybeden İYİ Parti kurucusu Gazi Hüseyin Özlük ile çıktı. "Bugün benim yanımda 1993 senesinde Şırnak kırsalında bir roket saldırısında gözlerini kaybetmiş 94 yılından beri beraber yol arkadaşlığı yaptığımız bir gazimiz var. Parti kurucumuz Hüseyin Özlük kardeşim" diyen Akşener, "Çok şeyler dendi bize. Çok ağır hakaretler edildi. Ama Hüseyin Özlük ve ona benzeyen kardeşlerim bizimle. Ben şimdi kendisinden size birkaç kelime kelimesini istiyorum" diyerek sözü Hüseyin Özlük'e bıraktı.

Özlük, şunları söyledi:

"Ben bir Güneydoğu gazisiyim. Yanımda birçok arkadaşım şehit oldu. Şehit başkalarının çocukları babasız kalmasın diye kendi öz evlatlarını yetim bırakan kahramanlardır. Bu kahramanlarımıza sadece Millet İttifakı'na destek verdiğimiz için terörist yaftasıyla yaftalandırıldık. Onlar aynaya dönüp baktıklarında bize terörist diyenler Oslo'da teröristlerle masaya oturup, 10 maddeyi imzaladıklarını, sonra çadır mahkemelerinde teröristlerin 'Ben Türk bayrağının altında yargılanmayan' diyen teröristleri görecekler. İmralı'da 3+1 ev tahsis edileni, televizyon tahsis edileni görecekler. Daha sonra en son Gaffar Okkan'ı, Gonca Kuriş'i görecekler. Ama bizi terörist yaftasıyla yaftalayanlar şunu bilsinler ki, bizden terörist olur. Bizden Ankara, İstanbul, Hakkari olur, kısacası Türkiye olur."

Daha sonra kürsüye yeniden söz alan Akşener, şöyle devam etti:

"Umarım duymuşlardır. Umarım sağ ellerinde Hizbullah, sol ellerinde PKK olanlar duymuşlardır Hüseyin'i. Hava yağacak gibi görüyor, Cumhurbaşkanımız sayın Kılıçdaroğlu'nu bekliyorsunuz. Kısa keseceğim. Rezil bir dille seçime gidiyoruz. Terörist, işgalci oldunuz bu milletin asil evlatları. Her türlü hakareti, iftirayı siz de gördünüz, biz de gördük. Ama bugün gördük ki Recep Bey vedalaşıyor. Dolayısıyla 14 Mayıs akşamına iki gün kaldı. 13. Cumhurbaşkanı sayın Kılıçdaroğlu olacak ve kendisini alkışlarımızla Çankaya'ya götüreceğiz. Recep Bey ve arkadaşlarını da emekli edeceğiz. Şimdi biliyorum ki bekliyorsunuz, yoruldunuz, yağmura da kalmadan. Ama şunu söylemek istiyorum. Her bir genç kardeşim, kadın kardeşim, erkek kardeşim, kendisini, annesini, babasını, eşini, halasını, dayısını, amcasını, yengesini mutlaka sandığa getirecek. Bir oy Kemal'e bir oy Meral'e verecek. Burası şu anda bütün siyasi partilerin seçmenlerinin olduğu bir yer. İYİ Partililer'den istediğim şudur. Mutlaka aynı dediklerimi yapacağız, sayın Kılıçdaroğlu'nu harama el uzatmayan Kılıçdaroğlu'nu seçeceksiniz. Bana da Başbakan olabilmek için bir tane Meral'e basacaksınız. Millet İttifakı'nın diğer siyasi partilerin mensuplarına sesleniyorum. Pazar günü Anneler Günü. Ben bir anneyim, babaanneyim. Bütün partilerden bir tanecik oy istiyorum. Dolayısıyla inşallah 14 Mayıs akşamı 13. Cumhurbaşkanımız ile birlikte Türkiye'nin nefes aldığı, hukukun üstünlüğünün kabul edildiği, demokrasinin uygulandığı, hak hukuk adaletin tesis edildiği ve tarih yazıldığı bir akşam olacak."

KARAMOLLAOĞLU: TEK ADAM DÖNEMİ BİTECEK

Akşener'in ardından kürsüye Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu geldi.

Karamollaoğlu şöyle konuştu:

"Cenab-ı Allah'tan pazar günü yapılacak seçimlerin hayırlara vesile olmasını rica ediyorum. Bir devrim yaşayacağız diye de ümit ediyorum. İnşallah sandıkta patlama meydana gelecek ama manevi patlama. Tek adam dönemi bitecek. Sayın Cumhurbaşkanımız 21 yıldır makamını işgal ediyor. Ama problemlere artık çözüm üretemiyor patinaj yapıyor. Bir değişikliğe ihtiyacımız var. Benim sık sık tekrarladığım hep şu oldu, biz yaşanabilir bir Türkiye istiyoruz. Herkesin mesut olduğu, inandığı gibi yaşadığı, rahat geçinebildiği, ülkede emniyet için de kendisini hissettiği bir ülke istiyoruz biz. Bölge bir ülkenin inşası ahlaki ve manevi değerlerin ihyası ile mümkün. Sadece gösterişle, insanlara hakaret ederek, insanları küfürle itham ederek, insanları yanlış yönlendirerek Türkiye'ye huzur, barış germez. Önce lisanına sahip olacaksın. Davranışına sahip olacaksın. Hak hukuk nedir bileceksin. Ama önce sen uyacaksın.

Adalet olmadan barış huzur olmaz. Adaletin kamil manada tecellisi önemlidir ama o da yetmez. Güvenilir olacaksın. Elin toplum malına uzanmayacak. Yemeyeceksin, yedirmeyeceksin. Rüşvet alıp vermeyeceksin. Yolsuzluğa fırsat tanımayacaksın. Hele de israf kesinlikle yapmayacaksın. Bugün sıkıntılı bir duruma düştü ülkemiz. Bu iktidar tasarruf nedir bilmiyor. İsraf nedir anlamıyor. Yolsuzluk adeta kural haline geldi. Yanlış politikalar, yatırımlar bu ülkeyi perişan etti.

Düne kadar kendi ürettiğimiz malları bugün ithal ediyoruz. Niye biz şeker ithal edelim. Geçenlerde İzmit'teydik. Kağıt fabrikası kapatılmış. Yerine insanlara hizmet verecek bir lokal açılmış. Bugün biraz önce Samsun'daydık. Samsun Türkiye'nin en gelişmiş illerinden birisi olması icap ederken bugün işsizlik belli bir noktaya gelmiş, göç veriyor. Ben sigara içmem, kimsenin içmesini tavsiye etmem. Tütün ekimini yasaklayıp zorla insanımıza Virginya tütünü ektirilmesinin karşısındayım. Biz güzel ahlakı ajandamızın başına koyduk. Adalet de gözettiğimiz mefhum. Bugün işçiye zamlar yapılıyor. Bugünkü gidişat devam ederse memur da işçi de gene muhtaç duruma düşecek. Biz buna razı değiliz, istikrar istiyoruz. Herkesin rahat etmesini arzu ediyoruz. Milli gelirin adil dağılımı bizim şiarımız. Allah nasip ederse pazartesi gününden itibaren Türkiye'nin görünümü değişecek. Cumhurbaşkanı adayımız belli. Kemal Bey Cumhurbaşkanımız olacak. Bütün meseleleri istişare edeceğiz, karar vereceğiz ve bu memleketi ayağa kaldıracağız. Pazar günü sandık başına gittiği zaman oyunuz mutlaka millet ittifakı için olmalı."

İMAMOĞLU: ANKARA'NIN SANDIKLARINDA BAHARLAR AÇACAK

Karamollaoğlu'nun adından kürsüye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu geldi. İmamoğlu'nun konuşması özetle şöyle:

"Merhaba güzel Ankara. Rekor kırdı Ankara bu akşam. Tandoğan'da müthiş bir akşam. Mansur Başkanımın evi ne güzel, düğün gibi. Ne güzel sizinle buluşmak Ankara'da. Bir başka Atatürk şehrinden Samsun'dan geldim. 19 Mayıs ruhuyla, gençlik aşısıyla selamlıyorum sizi. Dedim ki Samsun'da burada erken bir 19 Mayıs kutlaması yapıyoruz. Birazdan Ankara'da erken bir Cumhuriyet Bayramı kutlayacağız.

Pazar günü milletçe demokrasi bayramı kutlayacağız. Ankara milli mücadeledir, cumhuriyettir, Anadolu'nun umudu, memleketimin, Türkiye'min ışığıdır. Heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Yolumuz uzun. Pazar günü bu iş bitecek mi? Memleketin her yerinde yakılan o güzel meşaleler Ankara'da Meclis'te birleşir. Geleceğimizi aydınlatır. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu yerdir.

Son günlerde Ankara'nın ışığını kısmak isteyenler oldu. Milletin Meclis'ini yok sayıp, devleti tek bir şahsa, bir saraya bağlamak isteyenler oldu. Vatandaşa kendi kişisel iktidarlarını dayatmak isteyenler oldu. Cumhuriyetin başkentini parsel parsel satmaya kalkanlar oldu. Ankaralı kardeşim 31 Mart'ta izin vermedi, Mansur Başkanı seçti. 14 Mayıs'ta da izin vermeyecek. Bu pazar Ankara'nın sandıklarında baharlar açacak. Demokrasi, özgürlük, adalet çiçekleri açacak. O güzel canım ayyıldızlı bayraklarımız gibi.

Bir süredir Anadolu'nun dört bir yanında milletimizle bir gerçeği paylaşıyorum. Kazanıyoruz, milletçe kazanıyoruz. Geleceğimizi kazanıyoruz. Ülkemizi, devletimizi, cumhuriyetimizi kazanıyoruz. Bir avuç insan dışında hiç kimsenin kaybetmediği bir seçim bu. Sandıktan adalet, eşitlik, huzur, refah, mutluluk çıkacak. Söz veriyoruz. Pazartesi sabahı bize yapılanları biz hiç kimseye yapmayacağız. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu hep birlikte seçeceğiz. 3 kişinin 2'si Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verebilir. O oy vermeyen 1 kişinin gönlüne gireceğiz. Kalbini buz kaplamışsa onu kırmayacağız, onu sevgimizle eriteceğiz. Bu seçimde sen de kazanacaksın kardeşim diyeceğiz. Oy verse de vermese de kazanacak. Bugünün işini yarına bırakmayacağız, hep birlikte ilk turda bitireceğiz. Devlette dirlik, millette birlik, ülkeye hep birlikte kardeşli getireceğiz. Göreceksiniz 15 Mayıs'ta güneş bir başka doğacak. Mustafa Kemal Ankara'ya adım attığında Dikmen sırtlarında doğan güneş gibi pırıl pırıl doğacak. Demokrasi gibi ışık saçacak. Gecemizi, geleceğimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi aydınlatacak."

UYSAL: YENİ BİR DÖNEMİ AÇIYORUZ

Konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, şunları kaydetti: 

"Kuruluşun şehri, Hacı Bayram-ı Veli'nin manevi ruhunu yoğurduğu, Mustafa Kemal ile manasını bulmuş Ankara merhaba. Bir büyük güne yaklaşıyoruz. Cumhuriyetin kuruluşuna şahitlik etmiş Ankara bir yeni dönemi açmaya hazır mı? Bir yeni dönemi açıyoruz. Belki de Türk demokrasisinin en zor sınavı ile karşı karşıyayız. Birileri milletin önüne duvar örmek istiyor. Birileri insanımızın arasına duvarlar örmek istiyor. Nafile çabalar, millet önüne duvarlar örülmez. Milletin iradesi deler de geçer.

Ankara'nın üstündeki Moğol istilasından bu yana gördüğü en büyük yağma hareketini 2019 yerel seçimlerinde Mansur Başkan'la kaldırdınız. Bir jeliboncu vardı. Artık sadece sosyal medyadan tırmalanıyor. Şimdi asıl büyük vazife var. Türkiye'nin üzerinde Moğol istilasından bu yana gördüğümüz bu yağma hareketini bu rantiye düzenini, bu kravatlı soyuğunu Ankara'mız bitirmeye hazır mı? Allah'ın izniyle güzel günleri müjdeleyeceğiz. Çok uzatmıyorum, hemen bitiriyorum.

13. Cumhurbaşkanımız hasretimizi bitirecek Sayın Kılıçdaroğlu'nu bekliyorsunuz. Cemrelerin toprağa, havaya, suya düştüğü günlerdeyiz. İşte gençlerimizin, kadınlarımızın seçimi. 14 Mayıs'ta cemre olarak milletin yarınlarını aydınlatmak için o sandıklara elbette düşeceğiz Allah'ın izniyle."


DAVUTOĞLU: SUSMAYACAĞIZ, DURMAYACAĞIZ

Gültekin Uysal'ın ardından kürsüye Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu geldi. Davutoğlu, özetle şunları söyledi: 

"Demokrasi şölenine iki gün kaldı. Bu son mitingimizde 6 genel başkan olarak size mesaj veriyoruz. 13 Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere hepimiz toplumsal barış mesajı veriyoruz. Bu iktidar ülkeyi yasaklara, yoksulluğa, yolsuzluklara boğdu. Kara kıştan bu ülkeyi çıkarıp yeni baharlara taşıyacağız. Ülkeye, millete söyleyecek sözü olmayan iktidar bizlere saldırdı. Birkaç madde ile onlara cevap vermek zorundayız.

Diyorlar ki Erdoğan, Bahçeli, Binali Yıldırım, Önder Aksakal, 14 Mayıs yabancı istilacılara ülkeyi teslim etmeyecekmiş. Biri daha ileri gitti, küffara teslim etmeyecekmiş. Bre gafiller size Ankara'dan sesleniyorum. Bütün mazlum milletlerin, anti emperyalist sömürge karşı mücadelesine ışık tutan Gazi Mustafa Kemal'in Ankarasından sesleniyorum. Biz nefes alıp verdikçe yabancı istilacılar bu ülkeye gelemeyecek; ama yabancı bankalarda hesap tutan devlet adamları bir daha iktirara gelemeyecek.

Yeni bir baharda, onurlu bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Sözü tükenenler diyor ki, onlar iktidarı kaybederlerse ülkeye terör gelecekmiş. Bu ülkenin dağlarını, ovalarını hep beraber şenlendireceğiz ama asla teröre izin vermeyeceğiz. Ne FETÖ ne PKK ne İŞİD hiçbir terör örgütü bu ülkede nefes alamayacak. Kendileri kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan'ı TRT ekranlarını çıkaranlar var ya, işte onlar 15 Mayıs'ta hesap verecekler. Terörle iş birliğinin hesabını verecekler.

Bizim alnımız açık, hiçbir terör örgütü ile alakamız, iltisakımız yok. Bugün sayın Erdoğan, gerekirse 15 Temmuz gibi direnirmiş. 15 gecesi 251 şehidimizin kanı yerde iken, sizler 15 Temmuz'un faili olan paşanın kardeşini Hollanda'ya büyükelçi atamadınız mı? Faili diye suçladığınız Birleşmiş Arap Emirlikleri'ne 3-5 milyar dolar için el açmadınız mı? Bu FETÖ okullarında okuyan damadınız Berat Albayrak'ı bakan yapmadınız mı? Diyanet İşleri Başkanlığını kapatacakmışız. Külliyen yalan. Din ve vicdan özgürlüğü sonuna kadar korunacak. Ama din istismarına asla izin vermeyeceğiz. Cami avlularından siyasi mesaj verilemeyecek.

Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsü yasal çerçeveye kavuşsun dediğinde Erdoğan sulandırdı. Başörtüsü başta olmak üzere bütün özgürlükler korunacak, yasaklar kalkacak. Bahçeli bize mermi gösterdi. Ya müebbet hapis, ya mermi. İşte burdayız. Bağrımız açık buradayız. Bahçeli Türkiye'nin birliğini savunduğunu iddia eden ama Hakkari'ye adım atmamış, Şırnak'a gitmemiş olan, Diyarbakır'a gitmeyen Bahçeli, sizden korkan namerttir. Susmayacağız, durmayacağız. Sizin otoriter yolsuzluk düzeninizde mücadele etmeye devam edeceğiz."

KILIÇDAROĞLU: HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK

Son olarak kürsüye cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları söyle: 

“Hazır mıyız? Değişime hazır mısınız? Bu ülkeye demokrasi getirmeye hazır mısınız? Söz veriyorum, ben de hazırım. Bu ülkenin insanı için çalışacağım. Demokrasiyi getireceğiz. Ülkemizi tüm dünyaya demokrasiyi demokratik yollarla getiren ülke olarak tanıtacağız. Bu ülkenin gençleri ve kadınları otoriter yönetimi demokratik yollarla değiştirecek.

Bütün sandıklarda temsilcilerimiz var. Bahar havası içinde sandığa gidin. Şenlik havası olsun Türkiye’de. ‘Gülerek gittik, oyumuzu kullandık ve Türkiye’ye demokrasiyi getirdik’ diyeceksiniz. Söz mü? Sinan Ateş’in katillerini bulup kulaklarından yakalayıp adalete teslim edeceğim. Benim saraylarda oturma alışkanlığım yok. Size söz veriyorum. Şarkılar türkülerle beraber Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ne gideceğiz.

Türkiye’yi 5’li çetelerden kurtaracağım. Cumhurbaşkanı olmamam için her iftirayı attılar. Onlar saraya güveniyor, Bay Kemal halka güveniyor. Barışı, huzuru getireceğim. Ülkenin sorunlarına talibim.

Ne ezen ne ezilen, insanca bir düzeni getireceğiz. Her şey çok güzel olacak, göreceksiniz."