ANKARA- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her ailede olduğu gibi CHP'de de tartışmalar olabileceğini ancak bunun kavgaya dönüşmeyeceğini belirterek, "Otururuz, konuşuruz, tartışırız. Bu demokrasinin de istişarenin de gereğidir. Sizin gördüğünüzü bazen biz Ankara'da göremeyebiliriz. Bizim ailemiz Cumhuriyet Halk Partisi ve halkın ailesidir" dedi.
Partisinin Ankara üye katılım töreninde konuşan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önemli satır başları şöyle:
Demokrasi ve istişarenin gereği: Bu coğrafyada yaşayan milletin inancına, kimliğine ve yaşam tarzına saygı duyuyorsanız, önünüzde hiçbir güç olmaz. Ben bu davaya böyle inandım, böyle yürüdüm ve yürüyeceğim. Bir aileye, Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılıyorsunuz... Her ailede olduğu gibi bizim ailede de tartışma olabilir. Ama bu kavgaya dönüşmez. Otururuz, konuşuruz, tartışırız. Bu demokrasinin de istişarenin de gereğidir. Sizin gördüğünüzü bazen biz Ankara'da göremeyebiliriz. Bizim ailemiz Cumhuriyet Halk Partisi ve halkın ailesidir. Bu aileye katıldınız, belli konularda çok dikkatli olmanızı istedim. Bir; adaletten sapmayacaksınız. Adalet olmazsa olmaz. Kainatın düzeni, adalet üzerine kurulmuştur. İki; hiç kimsenin inancını siyasete malzeme etmeyeceksiniz. Birisi kalkıp inanç üzerinden siyaset yapıyorsa bizim inancımıza en büyük haksızlığı o yapıyor demektir. Herkesin inancına saygı duymak benim görevimdir.
Kimlik üzerinden siyaset yapmak düşmanlıktır: Biz CHP olarak belediye başkanlarımıza talimat verdik. İster cami, ister cemevi, ister havra, insanlar nerede ibadet etmek istiyorsa orayı tertemiz yapacaksınız. Orada kirlilik olmayacak. Her türlü inanca saygı göstermek temel görevlerimizden birisidir. Herkesin kimliğine saygı duyacaksınız. Hiçbirimiz anne ve babamızı seçme özgürlüğüne sahip değiliz. Kimlik üzerinden siyaset yapmak düşmanlıktır. Bu aileye üye olurken bu gerçekleri bilmek ve savunmak zorundasınız. Üç; Herkesin yaşam tarzına saygı duyacaksınız. Burada bizim karnemizin kırık olduğunu ifade edeyim. Biz başörtüsünü Türkiye’nin bir numaralı sorunu haline getirdik. Sana ne kardeşim başörtüsünden?
Kibirden uzak durmak lazım: Biz siyasetin konusunu başka yere taşıdık, oradan da çıktık. Dolayısıyla herkesin yaşam tarzına saygı göstermek zorundayız. Kibir ve öç alma duygusundan arınacaksınız. Kibir, şeytana özgüdür. Bilgiçlik taslamamak lazım. Eğer siz kibirden uzak duruyorsanız, her şeyi ben bilirim egosundan uzak duruyorsanız halkın sorunlarına eğilirsiniz. Bilgi, birikim, deneyim başka şeydir. Yıllar önce bir gazetede okudum. Bir ressam, çok güzel kuş resimleri yapmış. Salonda sergiliyor. Bir sürü ressam gelmiş. Tabloları satın almak isteyenler, sanatseverler orada. Bakıyorlar ki bir köylü bir tablonun önünden hiç ayrılmıyor. Birisi merak etmiş "Beğendiniz mi" demiş. "Evet efendim çok beğendim" demiş. "Satın mı alacaksınız" diye sormuş. "Bunu satın alacak param yok" demiş. "Bu tablonun önünden hiç ayrılmıyorsunuz" demiş. "Bu tabloda bir hata var" demiş. "Bu kadar büyük bir kuş, bu kadar ince bir dala konamaz. Konarsa dal kırılır" demiş. Ressam doğayı yeteri kadar bilmiyor. Köylü doğayı da kuşu da biliyor. Dolayısıyla kibirden uzak durmak lazım.
Sabırla dinleyeceksiniz: Bizim eksiklerimizden birisi. Vatandaş size gelip derdini anlatacaktır. Lafı vatandaşın ağzına tıkamayacaksınız. Sabırla dinleyeceksiniz. Sabırla dinleyip, arkasından "Haklısınız" diyerek kendi düşüncelerinizi aktaracaksınız. Güven olursa her şey olur. Vatandaş size güvenecek. Genç arkadaşlarıma söyleyeyim. İleride siyasette bir yerlere gelebilirsiniz. Devleti yönetenlerin açık ve şeffaf olması lazım. Her biriniz vergi ödüyorsunuz. Bizim ödediğimiz vergileri nerelere harcadınız diye sormanız lazım. Yolsuzluk yapılmışsa bunu açıklamazlar. Her birinizin bunu düşünmesi lazım. Saydamlık kadar değerli bir şey yoktur.
Birileri paralarla, imkânlarla bu insanları Türkiye’ye sokuyor: Göçmenler, sığınmacılar. İki ana akım var. Bir; Suriye’den gelenler. İki; bin küsur kilometreyi aşıp Afganistan’dan Türkiye’ye gelenler var. İran sınırına gittim. "Buradan nasıl geliyorlar" dedim. "Buradan gelmesi mümkün değil. Herkese pasaport sorarız, kameralar var. Kaçak geçişler var. Kameralar var geçerken görünmemesi mümkün değil" dedi. İnsan kaçakçılığı var. Arkadaşlara bir pankart hazırlayın genel merkeze asalım diye. "Sınır namustur" diye. Birileri paralarla, imkânlarla bu insanları Türkiye’ye sokuyor.
Esad’la protokol yaparak Suriyelilerin güvenliği sağlanmalı: Suriyeli kardeşlerimiz iç savaştan kaçarak geldiler. Kucağımızı açtık, kimsenin ölmesini elbette istemeyiz. Bu insanların belli bir bölgede tutulması lazımdı. Her türlü desteği yine yapalım. Türkiye’ye dağılmaları doğru değil buna engel olacaklardı. Kilis gibi bir yerde Suriyeli nüfusu Türk nüfusundan daha fazla. İktidara gelince en geç iki yıl içinde kendi memleketlerine göndereceğiz. Akılla mantıkla göndereceğiz. Suriye’de önce yönetimle oturacağız, konuşacağız. Defalarca söyledim, buna da adım attılar. İnşallah başarılı olurlar. Önemli olan Türkiye. Esad’la protokol yaparak Suriyelilerin güvenliği sağlanmalı. Turist olarak gelip Türkiye’yi gezebilirler.
Afganları İran'a vereceğiz: Afganlar sığınmacı değil kaçak. Onları uluslararası hukuka göre İran’a vereceğiz çünkü oradan geldiler. Hangi sınırdan geldilerse oraya iade edeceğiz.
Adalet duygusunu hem büyütmek hem güçlendirmek zorundayız: Adalet derken, düne kadar kızdığınız insanlar için de adalet istemeyi unutmayın. Adalet sadece sevdikleriniz için değil. Haksızlığa karşı susmayacaksınız. Şenyaşar ailesi, Şanlıurfa’da. Eşi, çocukları öldürüldü. Üstelik hastanede kafasına tüp vurularak öldürüldü. Bir evladı var hapiste. Bu kadın sadece adalet istiyor. Türkçe bilmiyor. Bildiği tek Türkçe kelime adalet. Katilleri bari yakalayın. Bu kadının adalet beklentisine cevap vermezsek bizim insanlığımız nerede kalır? Biz adalet duygusunu hem büyütmek hem güçlendirmek zorundayız.
İki konuda siyaset yapmayız: Biz güçlü bir aileyiz. Hakkı, hukuku ve adaleti savunan, herkesin inancına saygı gösteren bir aileyiz. Bizim iki geleneğimiz vardır. İki konuda siyaset yapmayız. Din ve askerlik konusunda. Bizi suçlarlar, "CHP şöyledir, şunu yaptı, dinsizdir" diye. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran, ilk İmam Hatip, ilk İlahiyat Fakültesini açan CHP’dir. İnanç, Allah ve kul hakkındaki ilişkidir.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply