Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Akşener'den Kılıçdaroğlu'na zehir zemberek sözler

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, mayıs ayında gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçrdaroğlu'nun, Millet İttifakı'nın adayı olmasını isim vermeden sert sözlerle eleştirdi.

AZE Haber Ajansı

AFYONKARAHİSAR- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, mayıs ayında gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçrdaroğlu'nun, Millet İttifakı'nın adayı olmasını isim vermeden sert sözlerle eleştirerek, "Nefsinin esiri olanlarla uğraştık. Biz önce millet, önce memleket dedik. Ama 'önce şahsım, önce ben' diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik ama koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. En nihayetinde maalesef olmadı, olduramadık 2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık" dedi. Yaptıkları tüm kamuoyu araştırmalarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın seçimi kazanacağını gördüklerini ancak "onların yolunu kapatanlara engel olamadığını" söyleyen Akşener, "Özür diliyorum" ifadelerini kullandı. Akşener,  önümüzdeki yerel seçimlerde kendi kadrolarıyla milletin huzuruna çıkacaklarını kaydetti.

Akşener, Malazgirt Zaferi’nin 952’inci, Büyük Taarruz’un 101’inci yıl dönümü çerçevesinde Afyonkarahisar’da partisince düzenlenen programda açıklamalarda bulundu.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkan kısımlar şöyle:

YENİ BİR YOLA ÇIKMAK İÇİN BURADAYIZ: Bugün hep birlikte buradayız, inanıyorum ki her yıl artarak burada olacağız. Yeni bir yola çıkmak için buradayız.

Seçimlerin üzerinden tam 90 gün geçti. Seçim teamüllerine göre bu 90 gün önemlidir. Bu sürede biz de muhasebemizi yaptık. Buradan çıkan sonuçları sizle paylaşacağım ama öncelikle iktidarın ilk 90 günlük performansını değerlendirmek istiyorum.

İktidarın ilk 90 günlük performansına dair bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. AK Parti, seçimlerden hemen önce milletimize birçok vaatte bulunmuştu. İlk 90 güne bakıldığında bu vaatlere bırakın yaklaşmayı, her geçen gün uzaklaştıklarını görüyoruz. Biz bu vaatleri hiçbir zaman gerçekleştirme niyetinde olmadıklarını biliyorduk ama seçim biter bitmez milletimizin elinde avucunda olanı hoyratça çekip koparmalarını da beklemiyorduk.

ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Yapılan son maaş zamları erimeye başladı. Asgari ücret zammı daha hesaba yatmadan açlık sınırının altında kaldı. Enflasyonla mücadele edeceğiz diye başladıkları her cümle dönüp dolaşıp 'faturayı millete keseceğiz' diye bitiyor.

Yıllarca 'faiz sebep, enflasyon sonuç' diye ekonomiyi bu hale getirdiler. Kaç bakan, başkan, bürokrat harcadılar beceremediler. Milletimizi oyalamak için bahane üretip durdular oysa siyaset sadece seçim kazanmaktan ya da kaybetmekten ibaret değildir.

Siyaset, kendi insanına faydalı iş yapabilmektir. AK Parti iktidarı, memleketi kendi soktuğu krizden çıkarmak için hala ceplerine el uzatıyor. Vergiler, kiralar, temel gıda ürünlerindeki fiyatlar her gün tırmanıyor, enflasyonun bedelini milletimize ödetiyorlar.

FAKİR FUKARADAN ELİNİZİ ÇEKİN: Yeni ekonomi yönetimine sesleniyorum; siz, Türk milletine karşı sorumlusunuz, bunu aklınızdan çıkarmayın. Doğruları daha fazla vakit kaybetmeden yapın. Milletimizi mağdur etmeyin. Enflasyonu düşürme yöntemini seçmek sizin elinizde. Vergileri, AK Parti iktidarlarının bugüne kadar ayrıcalık tanıdığı imtiyazlı kesimler için artırmak sizin elinizde. Fakir fukaradan elinizi çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin. Kodamanlarınızın cebinden alın.

SERVET TRANSFERİ DEVAM EDİYOR: AK Parti'nin ne planı ne programı var. Yeni gelenlerle zaman kazanmaya çalışıyorlar. Daha dün AK Parti yönetiminin savunduğu Kur Korumalı Mevduat'tan (KKM) kurtulmanın yollarını arıyorlar. Ben de buradan sormak istiyorum. Sadece KKM sebebiyle milletimize ödetilen milyarlarca lira şimdi ne olacak? Şimşek, ''2026'da rahatlayacağız" diyor. Kendisine saygım var ama kendisi de biliyor ki bu mümkün değil. Servet transferi devam ediyor çünkü. Körfez ülkelerine taviz vererek varlıklarımızı fütursuzca satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar.

KAPSAMLI İSTİKRAR PROGRAMINA İHTİYAÇ VAR: Satacak bir şey kalmayınca ne yapacaklar? Biz yabancı yatırımcıya karşı değiliz, ülke çıkarlarının korunduğu, ilişkiler kurulduğu müddetçe elbette dışarıdan para bulunabilir. Ancak ülkemizin ihracata yönelik sektörlerimizi daha üretken yapacak, çalışanlarımızın refahını yükseltecek yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Böyle kaliteli yatırımı çekmek için de hukukta güven ve adalet tesis etmek şart. Krizden çıkmak için de rasyonel ve tam kapsamlı bir istikrar programına ihtiyacımız var.

SIĞINMACI SORUNU: Türkiye'nin her şehri Suriyelilerle, Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir. Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar. Geri kalmış ülkelerde yaygın olan çocuk işçiliği, emek sömürüsü, çok eşlilik, çocuk evliliği gibi toplumsal sorunlar yeniden ortaya çıkıyor. IŞİD ve PKK gibi terör örgütleri, tehditlerini sığınmacılar üzerinden de ülkemize yönelttiklerinden, büyük bir iç güvenlik sorununa dönüştü.

Önce hiçbir sorun yok gibi davrandılar. Baktılar ki olmuyor, şimdi de geri adım atıyormuş gibi yapıyorlar. Suriye'de kentler yaparak bir kısım sığınmacıyı gönüllü olarak ülkelerine döndürdüklerini söylüyorlar.

KİMSE UYARILARIMI DİKKATE ALMADI: 2010 yılında Türkiye Cumhuriyet devletinin kök hücrelerine saldırmak isteyenlerin karşısında durduk. O meşhur referandumdan bahsediyorum. Hiç kimse uyarılarımı ciddiye almadı. Bu yüzde 2016 yılında milletin canına kast edenlerin karşısında durdum. 2018 yılında milletimizi sıkılmış yumrukların arasına sıkıştırmak isteyenlerin karşısında durduk. Onun için kimseye yaranamadık. Milletimize yaranalım yeter...

BU SEÇİMİN KAYBEDİLMESİ İÇİN ÇALIŞANLARLA MÜCADELE ETTİK: İYİ Parti olarak Türk milletine dayatılmak istenen kötülüklerin karşısında durduk. Geldik 2023'e...

2023'te de milletin helal oyunu babadan miras bilerek seçmen iradesine ipotek konulamayacağını anlatmak istedik. Sözde kanaat önderlerin güdümünde milletin olmadığı yerden üretilen siyasetin başarılı olamayacağını söyledik. İtiraz ettik, uyardık, milletimizin gerçeklerinden bihaberlere karşı irade koyduk. Sadece iktidar mensuplarıyla değil adeta biz bu seçimin kaybedilmesi için çalışanlarla mücadele ettik.

NEFSİNİN ESİRİ OLANLARLA UĞRAŞTIK: Bu yolda hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Meselemiz Türkiye olduğu için nefislerimizi kör odalara hapsettik. Nefsinin esiriyle olanlarla uğraştık. Biz önce memleket dedik; önce ben, önce şahsım diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik. Ama ne yazık ki koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. Maalesef olmadı. Tüm çabamıza rağmen 2023 seçimi yenilgisine engel olamadık.

HAİNLİKLE SUÇLANDIK: Ne söylersek söyleyelim dinletemedik. İhanetle, hainlikle suçlandık. Millet iradesini savunduğumuz için işbirlikçilikle suçlandık. Peki tüm bunların sonunda ne oldu? En küçük pazarlık yapmadan çıkan bu süreçte çıkan kim oldu? En ufak kâr sağlamayan kim oldu? Allah'ıma hamdolsun ki bizler olduk, İYİ Parti oldu. Başka türlüsü mümkün müydü?

Belli ki unutanlar var. Hatırlatayım... Eğer ki ben ve arkadaşlarım makam peşine düşecek olsaydık, bize Saray vaat edilirken 'Hayır' diye haykırmazdık.

Muhalefetten işittiğimiz hakareti, karalama kampanyalarını unutmadık. Hiç merak etmeyin ben de hiçbirini unutmadım. Her dakika hatırlayacağız ve ders çıkaracağız. Bizim için siyaset hiçbir zaman kariyer hayallerin kişisel düşlerin peşinden koşulacak parkur olmadı. Hiçbir zaman yapamayacağını söyleyen ödemeyeceği bedele kefil olan ilkesizliğin mecrası olmadı.

NETLİĞİMİZ HEP SİNİR BOZDU: Biz siyaseti milleti için milletle beraber yapanlardanız. Sonuç alınmayacak işlerin şakşakçılığını yapmak tabiatımızda yoktur. Faydasız ilimden Hakka sığındığımız gibi faydasız siyasetten milletimizin affına sığınırız. İtirazımız ilk günden beri netti hala net...

Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi güzel huyu olduğunu biliyoruz. Hele ki bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış Meral Akşener'i PKK itirafçısıyla suçlamak.. Bizim bu netliğimiz hep sinir bozdu. Bozmaya devam edeceğiz.

İYİ NİYETİMİZ YENİ SUİSTİMAL ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR: Peki bizim eksikliklerimiz yok mu? Tabii ki var. Seçimlerin muhasebesi konusunda suskun kalmayı seçtim bir süre... Hakikatin ortaya çıkmasına alan açmak gerekiyordu.

Ben de hem kendimize hem de bu yenilginin paydaşlarına kendi hatalarımızla baş başa bırakacağımız zaman bırakmak istedim. Ancak iyi niyetimiz yeni suiistimal alanına dönüştürülmek isteniyor.

Tek kelime söylemediğim halde her akşam televizyonlara çıkıp Akşener bunu dedi diyerek yalan konuşanların arttığını gördük. En çok susması gerekenler ilk önce konuştu. Biz hakikate yol verdik ama onlar yeniden yalanlar üretmeye devam etti.

Ben sustum ama 'Yüzde 60'la kazanırız' diyenler susmadı. Bilimsel verileri masaya koyan ben sustum o verileri yırtıp atanlar susmadı. 

İMAMOĞLU VE YAVAŞ VURGUSU: Yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarında Erdoğan karşısında ilk kez iki arkadaşımızın rahatlıkla seçimi kazanacağını gördük. Bunun üzerine ben de milletimize bir söz verdim; 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın adayı olacak dedim. Çünkü ben iktidarı sandıkta yenmenin yeterli olacağını gördüm ama asıl sorunun kendi saflarımızda olduğunu göremedim. Onların yolunu kapatanlara maalesef engel olamadım. Özür diliyorum.

PARTİLER, SIĞ VE POPÜLİST SİYASETE ZORLANIYOR: Kutuplaşan siyaset, toplumsal ayrışmayı, daha da derinleştirerek, şüphesiz ki en çok iktidarın değirmenine su taşıyor. İktidar yarışında, kutuplardan birine taraf olma mecburiyetinde bırakılan, siyasi partiler birbiriyle aynılaştıkları, sığ ve popülist bir siyasete zorlanıyor.

Partilerin, sorun çözme yeteneği elinden alınıyor ve sadece oya tahvil edileceği düşünülen, günlük polemikler yarışıyor. Bunun da ötesinde aritmetik üzerinden yapılan, seçim hesapları sayesinde aniden değere binen, marjinal siyasi ajandalar makul toplumsal taleplerin önüne geçiyor.

AYRILIKÇI YAPILAR SİSTEMİN İÇİNE SIZMA ÇABASINDA: Tüm bunların yanında ise İYİ Parti olarak bizim, ittifak sisteminde gördüğümüz, en önemli sorun ve en büyük millî güvenlik açığı ise ayrılıkçı yapıların sistemin içine sızma çabasıdır. Cumhuriyetimizle, devletimizle ve milletimizle sorunu olan siyasi görünümlü odakların, kendilerini meşrulaştırmak için ittifakları kullanmaya çalışmasıdır.

İLKESİZ SİYASETİ REDDEDİYORUZ: İşte biz, ilk günden beri buna karşıyız. Kimin, kiminle, neden olduğu belli olmayan ve sadece sayısal çoğunluğu elde etmeye yönelen ilkesiz siyaseti reddediyoruz. Sığ siyaseti reddediyoruz. İktidarın değirmenine su taşıyan etkisiz siyaseti reddediyoruz. İttifak sisteminin bu yapısı içinde milli bir siyaset, sürdürülebilir bir başarı, milletin kazanması mümkün değildir. Bu yüzden iktidarı ile muhalefeti ile hepimizden Türk siyaseti için talep ettiğimiz, yeni anlayışın merkezi olmaya İYİ Parti olarak talibiz. Mesajı aldık, dersimize çalıştık. Siyaseti içeriden tüketen tartışma yerine bir umut yolu sunacağız. Öfkeleri, kırgınlıkları aklıselimin gücü ile aşacağız.

SEÇİMLERE KENDİ KADROLARIMIZLA GİRECEĞİZ: 2023 seçimlerini çantada keklik görenler, şimdi de yerel seçimleri genel seçim havasında değerlendirmeye başladılar. Gündemi, ittifaklara çekmeye çalışıyorlar. Yerel seçim, genel seçim değildir. Her yörenin belli özellikleri vardır.

KENDİ KADROLARIMIZLA ÇIKACAĞIZ: 2019'da teklifi biz götürdük, ittifak kurduk, başarılı olduk. Önümüzdeki yerel seçimlerde kendi kadrolarımızla, milletimizin huzuruna çıkacağız ve göreve talip olacağız. Yerel seçimi bir genel seçim rekabeti çerçevesinde okumadan, yerel özellikleri dikkate alarak, milletimizin iradesinin tecellisine imkan sağlayacağız.

LİDERLERE SEÇİM ÇAĞRISI: Tüm siyasi partilere açık ve net bir çağrıda bulunmak istiyorum; hep birlikte vatandaşlarımızın siyasi tercihlerini ve yerel özelliklerini yansıtacağı bir rekabet ortamı oluşturalım. Türk siyasetinin bugün içinde olduğu siyasi pragmatizm sarmalından çıkmasını sağlayalım. Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim. Her birimiz ayrı ayrı seçimlere girelim, biz varız! Biz varız, sizleri de bekleriz. Erdoğan, Bahçeli, Kılıçdaroğlu'na hepinize sesleniyorum, hadi her birimiz ayrı ayrı girelim.

Biz, İYİ Parti olarak hür ve milli siyaset anlayışımız gereği gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için bizim sırtımızda kurban kesen, kariyerlerini önceleyen, marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan hiç kimse ile herhangi bir yerde iş birliği yapmayacağız. Öncelikli amacımız, partilerle ittifaktan önce, milletimizin partimizle ittifak yapmasını sağlamak olacak.

Gözü dönmüş hırslarla siyaset yapmıyoruz. Milletimizin sesine kulak veriyoruz. Bu yolda herkesi kabul etmiyoruz. Kapımız herkese açık değil. Bu yolda, Atatürk'e düşman olanlara hayır diyoruz. Cumhuriyet değerlerimizi hiçe sayanlara hayır diyoruz. Hatay, Arap şehridir diyen ahlaksızlara kol kanat gerenlere de hayır diyoruz. Demokrasimizle meselesi olanlara hayır diyoruz. Türk demekten korkanlara hayır diyoruz. Andımızdan rahatsız olanlara hayır diyoruz. Anayasamızın ilk 4 maddesi ile sorunu olanlara hayır diyoruz. Terörle ilişkisi olanlara hayır diyoruz. Terörün gölgesine iş birlikleri hayal edenlere hayır diyoruz. Ahlakımızı yozlaştıranlara, dinimizi istismar edenlere hayır diyoruz.