Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
TikTok yerine Rednote
TikTok yerine Rednote
123456789
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
TikTok yerine Rednote
TikTok yerine Rednote
123456789

Akşener kürsüden kurşunları fırlattı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'na yönelik saldırı sonrası başlayan tartışmalar üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinden özür dilemesini talep etmesine tepki gösterdi.

Haber Merkezi

ANKARA- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'na yönelik saldırı sonrası başlayan tartışmalar üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinden özür dilemesini talep etmesine tepki gösterdi. Kürsüden kurşunları yere fırlatan Akşener, "Bunca engeli aştıktan sonra şimdi bize bu kurşun mu dur diyecek? Bunca tehdide direndikten sonra şimdi bizi bu kurşun mu korkutacak? Bunca ahlaksızlığa göğüs gerdikten sonra, şimdi bizi bu kurşun mu sindirecek?" dedi. Akşener, Erdoğan’a yönelik olarak, "Mafyaları, simsarları, uyuşturucu kaçakçıları kollayan sorumsuz, korkak bir iktidar, son kullanma tarihi geçmiş bir iktidar. Neydin ne oldun Recep Bey. Milletin adamıyım dedin, mafyaların kuklası oldun" ifadelerini de kullandı.

Bir dönem TBMM Başkanlık Divanı İdare Amirliği, TBMM KİT Komisyon Başkanlığı ile Tarım Orman ve Köy İşleri ve Maliye Bakanlığı görevinde bulunan Lütfullah Kayalar, İYİ Parti'ye katıldı. İYİ Parti lideri Akşener, grup toplantısındaki değerlendirmelerine başlamadan Kayalar'ın rozetini taktı.

Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener'in açıklamaları özetle şöyle:

UCUBE BİR DÖNEMİN SONUNA GELİYORUZ: Kadim kültürümüzle harmanlanan, cennet vatanımızda hakkımız olan tüm değerlerden, fırsatlardan mahrum bırakıldığımız ucube bir dönemin sonuna geliyoruz. Adaletten mahrumuz çünkü adaleti gölgeleyen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Zalime boyun eğen Başkent'in göbeğindeki alçak saldırının faillerini bulmaktan aciz bir iktidar.

KORKAK BİR İKTİDAR: Verdiği hiçbir sözü, tutamayan, mafyaları, simsarları, uyuşturucu kaçakçılarını kollayan, Sinan Ateş’in katillerine göz yuman zalim bir iktidar! Sorumsuz bir iktidar! Korkak bir iktidar! Ve artık vaktini, çoktan doldurmuş, son kullanma tarihi geçmiş bir iktidar! Düşünün ki; Emniyet teşkilatımız, cinayeti planlayan şahsı bir milletvekilinin evinde yakalıyor. Buna ilişkin, tutanak tutuyor. Nasıl oluyorsa oluyor, o tutanak, ortadan kayboluyor. Ve bugün o tutanak, dava dosyasında yok.

MAFYALARIN KUKLASI OLDUN: Hey gidi hey… Neydin, ne oldun Recep Bey? “Cesaretin sembolüyüm” diye geldin; giderayak esaretin sembolü oldun. “Milletin adamıyım” diye geldin; giderayak mafyaların, simsarların, kuklası oldun. Görüyorum ki, artık sende; Ayşe Ateş’e verdiği sözü tutacak, basiret yok! Babasız kalan Banuçiçek'in, Bengüsu’nun, karşısına çıkacak, yüz yok! Elindeki sınırsız yetkiye rağmen katillerden hesap soracak cesaret ise hiç yok!

SİNAN ATEŞ'İN KANINI YERDE BIRAKMAYACAĞIZ: Hiç merak etmeyin! Recep Bey’in yapamadığını, biz yapacağız! Onun tutamadığı sözü, biz tutacağız! Ne olursa olsun; Sinan Ateş’in kanını, yerde bırakmayacağız! Katiller, cezasını çekecek! Azmettirenler, cezasını çekecek! Yataklık edenler, cezasını çekecek! Bu işin üstünü örtmeye kalkışanlar da, cezasını çekecek!

SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ: Seçimlere 39 gün kala BTK yeni bir sosyal medya düzenlemesini yürürlüğe koydu. Artık sosyal medya platformları kişisel bilgileri adli makamlara iletmekle yükümlü olacak. Herhangi bir yargı kararı olmadan iletecek. Yani İçişleri Bakanlığı yetkilisi 'Bana bilgileri verin' dediğinde o bilgiler iletilecek. Suçu ispatlanmayan kişilerin tüm şahsi bilgileri talep edilebilecek.

DEMOKRASİNİN ÖNÜNE ÖRDÜKLERİ DUVARA BİR TUĞLA DAHA: Gerçek enflasyon verilerini inceleyen En-AG yanıltıcı bilgi sunmaktan susturulacak. EN-AG Verilerini paylaşanlar da susturulacak. Kızılay'ın çadır satışını ortaya çıkaranlar da susturulacak. Depremde arama-kurtarma ekibi gelmedi diyenler susturulacak. Türk Demokrasisinin önüne ördükleri duvara bir tuğla daha konulacak. İşte size Recep Bey ve arkadaşlarının Türkiye'ye layık gördüğü yüksek demokrasi standardı.

İNTERNETE SANSÜR GETİREN DEMOKRASİ ÖNCÜSÜ ÜLKE: Aynı zaman sosyal medya platformlarının tüm kişisel verileri Türkiye'de tutmasını zorunlu kılıyor. Recep Bey internete sınır çizmeye kalkıyor. Biz verilerin ülkemizde tutulmasına itiraz etmiyoruz, bunun zorla, yasakla yapılmasına itiraz ediyoruz.

Her konuda olduğu gibi bu konuda da beceriksizliklerini kabullenmek yerine yasaklar koyarak esas meseleyi görmezden gelmeyi seçtiler. Türkiye internete sansür getiren demokrasi öncüsü ülkeler arasında yer aldı.

TWITTER'DAN AHABER OLUŞTURMA GAYRETİ: Bu düzenleme Twitter'dan bir AHaber oluşturma gayretidir. Facebook'ta bitmeyen penguen belgeseli izletme çabasıdır. Onca kanala rağmen milletimizi yalanlarına inandıramadılar. Bu hükümetin depremdeki acizliğini sosyal medya ortaya çıkardı. Saray medyası sahte başarı hikayesi yazarken, Kızılay'ın çadır sattığı haberi sosyal medyadan yayıldı. Rezilliklerini meydana döken her şeye düşmanlar. Sosyal medyaya, gençlere, teknoloji araçlarına düşmanlar.

KİM JONG'UN UZUN BOYLU İKİZİ: 14 Mayıs'ta oy kullanırken çok kritik bir seçim yapacaksınız. Kim Jong'un uzun boylu ikiziyle demokrasi arasında seçim yapacaksınız.

SÖYLEYECEK SÖZÜ KALMADI: Giderayak bu iktidarın bize ne verecek bir şeyi ne söyleyecek sözü kalmadı. Bozuk plak misali kendisini tekrara başladılar. Recep Bey, 'Yeni dönem başlatıyoruz, bunun adı şahlanış dönemidir' dedi. Sen daha dün şahlanıyoruz demiyor muydun? 2018, 2020'de şahlanıyoruz demiyor muydun? Bu memleket senin şahlanamayışına mecbur mu? Türkiye senin beceriksizliğine tahammül etmeye mecbur mu?

TARİHİN EN YÜKSEK CARİ AÇIĞI: Geçtiğimiz sene cari fazla vereceğiz diyordun, Türkiye tarihinin en yüksek cari açığını verdi. Türkiye iki ayda 26 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. 2023'e geldik sen hala aynı şeyleri söylüyorsun. Zahmet edip seçim söylemini bile değiştirmiyorsun. Siz şaka mısınız? Böyle şuursuzluk, ciddiyetsizlik olabilir mi?

BİZ UTANIYORUZ, BİZ: Seçimi kaybedeceğini anlayan Bay Recep huysuz, aksi, gergin. Recep Bey 'Gergin' deyince bana ve arkadaşlarıma hakaret etmek sandıktaki sonucu değiştirmeyecek. Bu acınası durumunda tek sorumlusu sensin. 21 yıl oldu devlet insanı olamadın. Çıkmış bana 'Utan, utan' diyorsun. Utanıyorum, bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmanın zerresini üzerinde taşıyamamandan ben utanıyorum. Küfür bulaşmış dilinden, fitne saçan sözlerinden, söylediğin yalanlardan biz utanıyoruz. Milyonlarca vatandaşına düşman gözüyle bakmandan biz utanıyoruz. Arkadaş bizi, Cudi'ye, Gabar'a gömecekmiş. Rize bizim için ne kadar vatan toprağıyla Cudi de Gabar da bizim için o kadar vatan toprağıdır. Biz şehit olup Gabar ve Cudi'ye gömülmeye hazırız. Al bayrağın gölgesinin düştüğü her yer bizim cennettir.

Türkiye böyle ucube yönetimi hak etmiyor. İYİ Parti olarak Türkiye'ye yepyeni yönetim anlayışı getirmeye talibiz. Milletimizin iradesine hak ettiği değeri göstermeye talibiz.

BİR ASLAN MİYAV DEDİ, MİNİK FARE KÜKREDİ: Recep Bey’in geçen haftaki sayısız hezeyanlarından biri vardı ki… Kiminle uğraşacağımı çok iyi bilecekmişim, kendisini benimle uğraştırmayacakmışım. Bir aslan miyav dedi minik fare kükredi. Recep Bey, sen hiç merak etme ben kiminle uğraşacağımı çok iyi bilirim. Kul hakkı yiyenlerle, terörist başının mektubunun devletin televizyonunda okutanlarla, emekliden memurdan işçiden esirgediği milyarlarca lirayı rant şebekelerinin atlına serenlerle uğraşırım. Milletine yalan söyleyen, sesini duymayanlarla, Saraylarda keyif çatanlarla uğraşırım. Gençleri itip kakanlarla, kadınları ezip geçenlerle uğraşırım. Sen sevsen de sevmesen de, gıcık olsan da uğraşmaya devam edeceğim.

NEYMİŞ, BİR BEKÇİ ARKADAŞ HIRSIZ KOVALIYORMUŞ: Tehdidin yansımasını hemen ertesi gün gördük. Devlet ciddiyeti olan bir iktidar konunun araştırılması için hemen harekete geçer değil mi. Recep Bey ve arkadaşları bize kızdılar. Neymiş bir bekçi arkadaş hırsız kovalıyormuş. İstanbul İl Başkanlığımız sanılanın aksine gökyüzünde değil yerde. Bu bekçi kardeşimiz iddiaya göre defalarca ateş etmiş…

UTANMASAN MERMİYE SALDIRDI DİYE PARTİ BİNAMIZI TUTUKLAYACAKSIN: Sonunda Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş, çok kırılmış. Recep Bey utanmasan mermiye saldırdı diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden özür dileyeceğim öyle mi, hadi oradan. Sakın unutma biz bugünlere öyle kolay gelmedik. Biz bu yola 2015’te koltuk sevdası uğruna sırtını ve aklını tek adama teslim eden bir anlayışa karşı çıktık.

Çiçek bahçelerinden değil, mayın tarlalarından çıktık. Hiçbir hesaba, hiçbir pazarlığa girmeden bu kürsüden milletimizin sesi olduk.

BİZİ BU KURŞUN MU DURDURACAK?: Soruyorum sizlere! Bunca engeli, aştıktan sonra; Şimdi bize, bu kurşun mu dur diyecek? Söyleyin! Sinan Ateş durdu mu? Bunca tehdide, direndikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu korkutacak? Söyleyin! Ömer Halisdemir, korktu mu? Bunca ahlaksızlığa, göğüs gerdikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu sindirecek? Söyleyin! Özgecanlar, Şuleler, Cerenler sindi mi? Bunca tuzağı bozduktan sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu öldürecek? Söyleyin! Gaffar Okkanlar, Uğur Mumcular, öldü mü? Bunca hainliğin, üstesinden geldikten sonra; Şimdi bizi, millî misakımızdan, bu kurşun mu vazgeçirecek? Söyleyin! Eren Bülbüller, Yasin Börüler, Aybüke Öğretmenler, vazgeçti mi? Bunca nifakı, bunca fitneyi, hakikatin ışığıyla yendikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşuna, adres verenler mi ayıracak? Söyleyin! Hilalle yıldız hiç ayrıldı mı? O zaman; bugün, burada, sizlerden bir söz istiyorum! Bu sözü; Törenize, atanıza uyarak verin! Bu sözü; İmanınıza, vicdanınıza sorarak verin! Bu sözü; Aklınızı ve kalbinizi duyarak verin! Kıvılcımdan ateş olacaksınız! Söz mü?

TÜM İFTİRALARA DİRENECEKSİNİZ: Tüm tehditlere, tüm iftiralara direneceksiniz! Söz mü? Tüm mermilere göğüs gerip; Milletimize güneş olacaksınız! Söz mü? 15 Mayıs günü burada; Gülmeyen yüzleri güldürmek için, Susmuş sesleri haykırmak için… Çöken karanlığı dağıtmak için, 40'dan 40 bin olacaksınız! Söz mü? Türkün Türküsü olacaksınız! Söz mü? Milletin Şiiri olacaksınız! Söz mü? Bilge Kağan'ın, Kürşad'ın, Fatih'in torunları! Mustafa Kemal'in çocukları! Türkiye'nin iyi ve cesur evlatları! Bu millet, 15 Mayıs sabahı; 21 yıldır, kendine biçilen deli gömleğini, yırtıp atacak. Bu millet, 15 Mayıs sabahı; istibdadın çürük zincirlerini, kırıp atacak. Bu millet, 15 Mayıs sabahı; hep bir ağızdan, “Hürriyet!” diye haykıracak.