Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Cunda’da Cumhuriyet Fırını'nda her sabah kuyruk var

Deniz ürünleri ve mutfağıyla damak tadına önem verenlerin de uğrak yeri olan Cunda Adası'nda, Cumhuriyet Fırını'ndan çıkan ekmekler afiyetle yeniliyor.

Semra İğtaç

İZMİR- Türkiye'nin en büyük yüz ölçümlü doğal sit alanlarından Ayvalık Adaları Tabiat Parkı'ndaki 22 adadan biri olan Cunda, kendine özgü otantik dokusu, tarihi ve doğal güzellikleriyle her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Deniz ürünleri ve mutfağıyla damak tadına önem verenlerin de uğrak yeri olan Ada'da, Cumhuriyet Fırını'ndan çıkan ekmekler de afiyetle yeniliyor.


Cunda’nın ilk fırını

Gazeteci ve fotoğraf sanatçısı Esat Erçetingöz, Cumhuriyet Fırını'nın hikâyesini GAZETE DURUM'a şöyle anlattı:

"Cunda'da bildiğiniz klasik, mahalle taş fırını var. Zaten bir tane: Cumhuriyet Fırını. Çam kozalağını köz yapıyor ve ekmeklerini, simitlerini her bir şeyi aynı şekilde pişiriyor. Ortamdaki kokuyu hayal edebiliyorsanız, fırından çıkan ürünlerin kokusunu ve lezzet farkını da hayal etmeye çalışın o halde."


Fırının 22 yıllık sahibi Sezgin Kızılgedik'in aslen Karslı olduğunu anlatan Erçetingöz, "Dünyanın en değişik kahkahasını atan ama o kahkahası ile sizi de kahkahaya boğabilen dünya tatlısı bir insan. Fırıncı gibi fırıncı yani. 22 yıl önce Cunda’ya İzmir Karşıyaka’dan gelmiş. Bakmış deniz, güneş, kum. Kalmış burada. Fırını da satın almış" diye konuştu.


Böyle bir dünya mümkün!

Erçetingöz, fırıncı Kızılgedik'in bütün müşterilerinin ismini bildiğini belirterek, “'Hoş geldin Rüstem' diyor ve torbaya direkt 2 ekmek koyup uzatıyor. Biliyor ki Rüstem Bey her sabah ondan 2 ekmek alır. Ne güzel değil mi? Fırıncı sizi, siz fırıncıyı tanıyorsunuz. Sohbet ediyorsunuz. Böyle bir dünya mümkün" dedi.


"Düzenli olarak öğleden sonraları denize gidiyor"

Erçetingöz, şöyle devam etti:

"Esnaf, 'Yazın öğleden sonra Cumhuriyet Fırını’na gidersen, Sezgin’i dükkanda bulamazsın' diyor. Nedeni belli değil mi? Adam düzenli olarak öğleden sonraları denize gidiyor. İyi de yapıyor. Zaten bu yüzden 22 yıl önce Cunda’ya yerleşmiş. Amacından da şaşmamış hiç.

Sabah 4.30'da başlıyorlar ekmek yapmaya. 12’ye kadar ekmek çıkarıyorlar. Sonrasında elemanlar paydos. Ama Sezgin kalıyor fırında. Neden mi? Eh Cunda malum balıkçı kasabası. Çevre restoranlar ona ahtapot ve bilumum çeşit balığı fırında yapması için gönderiyor. O da onları pişiriyor. Kısacası ekmekler bitince tepsiler giriyor fırına."

Fotoğraflar: Esat Erçetingöz