Kapalı Maraş "günlük kullanım" için hazırlanacak

Bahadır Selim Dilek

KKTC'de geçen ayın sonunda Faiz Sucuoğlu Hükümeti'nin düşmesine neden olan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması”nın ayrıntıları belli oldu. Bu anlaşmaya göre 1974 Barış Harekatı'nın ardından kapatılan Maraş Bölgesi, "günlük kullanım" için hazırlanacak.

Türkiye adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın, KKTC adına da Başbakan Faiz Sucuoğlu'nun imza koyduğu anlaşma ile Türkiye, KKTC'ye 3 milyar 200 milyon TL'ye kadar olmak üzere TL cinsinden hibede ve 1 milyar 50 milyon TL'ye kadar TL cinsinden ABD Doları karşılığı kredi yardımında bulunmayı, KKTC hükümetinin ihtiyaç duyacağı alanlarda kamu görevlileri aracılığıyla teknik yardım sağlamayı taahhüt etti. Ancak, Türkiye bu taahhütleri için protokole bir dizi koşul koydu.

Türkiye'nin getirdiği koşullara göre, mali yardımın kullandırılmasında son söz, Fuat Oktay'da olacak. Oktay, Türkiye'nin KKTC'de mali yardımın kullanılmasına yönelik koşulları gözeten Teknik Yardım Heyeti'nin raporuna göre karar verecek.

Söz konusu koşullar arasında, KKTC'deki kamu personeli sayısının sınırlı tutulması da yer aldı. Buna göre KKTC merkezi idareleri ve bağlı kurum kuruluşlarındaki geçici süreliler dahil olmak üzere yeni istihdam edilecek toplam personel sayısı, 2022 yılı için bir önceki yılda ayrılan personel sayısını geçemeyecek.

Maraş, günlük kullanıma hazırlanıyor!

Anlaşmada, kapalı Maraş'ın günlük kullanıma hazır hale getirilmesi için altyapı ve diğer hizmetlerin tamamlanması öngörülürken, karşılıklı iş birliğinin güçlendirilmesi amacıyla KKTC vatandaşlığına kabule ilişkin şartları kolaylaştıracak mevzuat düzenlemelerini içeren madde de yer aldı.

Sosyal medya düzenlemelerine de yer verilen anlaşmada, “Sosyal medya başta olmak üzere tüm iletişim platformlarında dezenformasyona karşı etkin bir iş birliği sağlanacaktır. İletişim alanında yerel, bölgesel ve uluslararası faaliyetlerde iki ülkenin bağlılığına ve KKTC'nin meşru haklarına dair süreklilik ve odaklılık gözetilerek iletişim faaliyetleri düzenlenecektir” ifadeleri kullanıldı.

Anlaşmayla KKTC içinde ve ikili ticarette TL kullanımının yaygınlaştırılması öngörülerek, “KKTC'ye yardımların etkinlik ve verimlilik esasıyla sağlandığı stratejik bir iş birliği anlayışı ile hareket edilecektir” denildi.

Toplu iş sözleşmelerinin, süre bitiminden sonra otomatik olarak uzatılmamasını sağlayacak düzenlemeler yapılması karara bağlandı.

Anlaşmada, “Din Hizmetleri” maddesi başlığı altında ise şu düzenlemeler yer aldı:

- İki ülke arasındaki ortak tarih, kültür ve din bağlarından güç alarak mevcut dini hizmetlerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. 

- KKTC'de hizmet veren din görevlilerinin bilgi ve becerilerinin artırılarak din hizmetlerinin daha nitelikli olarak verilmesi ve toplumun sahih dini bilgisine sahip olması sağlanacaktır.

- Din hizmetlerinin kurumsal bir çerçevede, tek çatı altında, devlet tüzel kişiliği içerisinde daha etkin bir biçimde verilmesi sağlanacaktır.

Anlaşmanın tamamı bu linkte:

https://basimevi.gov.ct.tr/

“100 Günde Yapılacaklar” protokolü

Türkiye ile KKTC arasında 14 Nisan'da imzalan ancak ayrıntıları gizli tutulan protokol, Lefkoşa'da hükümet krizine neden olmuştu.

14 Nisan sonrasında, henüz güvenoyu almamış olan Sucuoğlu'na, koalisyon ortakları Demokrat Parti (DP) ve Yeniden Doğuş Partisi (YDP), hükümet protokolüne, Türkiye ile imzalanan anlaşmada yer alan koşulların yer aldığı ikinci bir 30 maddelik “100 Günde Yapılacaklar” protokolünün eklenmesini şart koşmuşlardı.

Sucuoğlu da “Bir tarafta hükümet protokolü varken, diğer taraftan Türkiye ile protokol varken, sanki bu protokol uygulanmayacak gibi şart koşulması şık değildir” diyerek bu şartı kabul etmemişti.

Bunun üzerine iki parti güven oylamasına katılmayacaklarını açıklamış, Sucuoğlu da bunun üzerine bu iki parti ile koalisyon kurmayacağını söyleyerek görevi Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a iade etmişti. Tatar da sonrasında Sucuoğlu'nu “by pass” ederek, daha önce İçişleri Bakanlığı yapmış olan UBP Milletvekili Ünal Üstel'e hükümeti kurma görevini vermişti.

Üstel, COVID-19 sırasında NET Holding'e ait jetin yasakları delerek Ada'ya gelişini organize ettiği için görevden alınmıştı.